Miyase İlknur

Kemal Bey bu işe de el at

30 Temmuz 2022 Cumartesi

Bu aralar Saray ahalisinin şirazesi kaydığından Bay Kemal, seçmene ne vaat ediyorsa otomota bağlanmış gibi kısmen de olsa yerine getiriyor. Emeklilere bayram ikramiyesi, taşerona kadro verilmesi, elektrik faturalarında TRT payının kaldırılması, asgari ücrete zam, KYK kredilerinin faizlerinin silinmesi, EYT ve 3600 gösterge ile ilgili vaadi üzerinde de iktidar çalışıyor.

Yani bir anlamda Kılıçdaroğlu tak söylüyor iktidar şak yapıyor.

Hazır eli değmişken şu bir iki hafta içinde patlayan lağım borularından yayılan pis kokuların giderilmesi konusunda da vaatlerde bulunsa... Ama öyle genel ifadelerle değil isimler üzerinden giderek.

Bu işler nasıl düzelecek yargı eliyle.

Yargının hali ortada.

Uyuşturucu ticaretinde kuryelik yapan, para karşılığı baronlar hakkında tahliye kararı veren, SPK’den maaş alan, FETÖ borsasının en önemli ayağını oluşturan yargıyla mı yapılacak?

Bu isimler sır değil aslında. Herkes bu dönemin bitmesini bekliyor. Ondan sonra lağım boruları patlayacak. İfşaatın bini bin para olacak.

Kılıçdaroğlu, haraca bağlananlara bir çağrı yapsın ve korkmaları için bir neden olmadığı konusunda güven versin. İktidara geldiklerinde HSYK kanununu değiştirerek bu kirli düzenin son bulacağını açıklasın. Hatta şaibeli isimleri ortaya atsın bakarsın Saray ondan önce harekete geçip iplerini çekiverir.

Tamam, Saray’dan habersiz kuş uçmaz biliyoruz ama şu anda kendisini kurtarmak için birçoğunu harcamaya hazır.

BENİM KAHRAMANIM

Bir haftadır Levent Göktaş’ın kaçışı ve onun adına açılmış bir hesaptan yapılan paylaşımı tartışıyoruz.

Hesap ona mı ait, Sedat Peker mi onun adına açtırıp birilerine mesaj verdi, avukatının dediği gibi FETÖ’mü açtırdı diye fal bakıyoruz.

Başka bir tartışma konusu da Levent Göktaş’ın kahraman mı yoksa katil mi olduğu...

Mahkeme kararı olmadan kimse kimseyi peşinen ne suçlayabilir ne de aklayabilir.

Ancak hakkında destanlar yazılıp kahraman ilan edilen bir kişinin garip ilişkileri hem kafa karıştıran hem de mide bulandıran cinsten.

FETÖ’nün kumpas davası Ergenekon’da gözaltına alındığında Zekeriya Öz’ün ikinci “Osman’ımı” olmak için itirafçı ya da kendini kurtarmak için Tuncay Güney gibi palavradan ifşaatlar yapmaya yeltenmiş, sonradan vazgeçmiş biri.

Tahliye olduktan sonra Cihan Ekşioğlu ile ortaklık yapan da o. SBK’nin ortağının ortağı yani. Ekşioğlu, SBK’nin ele geçirdiği Paramount Otel’e tankla girip asıl mal sahiplerine gözdağı veren ve MİT müsteşarının adını kullanarak kendine piyasa yapmaya kalkışan vatandaş.

Aynı anda SBK ile sorunlu bir şirket davasında İnan Kıraç’ın avukatı.

SADECE BU KADAR MI?

Hablemitoğlu’nun katledilmesine adı karışan ve Ukrayna’dan derdest edilen Gökhan Nuri Bozkır’ın Sauna Çetesi davasında avukatı. Sonradan ortağı olduğu söyleniyor.

FETÖ’nün hedefindeki Necip Hablemitoğlu’nun katlinde FETÖ kumpas davasında hapis yatmış Levent Göktaş’ın da sanık olarak adının karışması ve gidip teslim olmak varken kaçması da ayrı bir tartışma konusu.

Kahraman biri, hele de kendisinin lanse edildiği gibi Atatürkçü ve yurtsever birinin yine aynı çizgide olan Hablemitoğlu’nun kimler tarafından ortadan kaldırıldığını, kendisine bir kumpas kuruluyorsa bunu boşa çıkarmak için de olsa gelip teslim olması gerekirdi.

Şahsi fikrim, bu cinayete karışıp karışmadığı yargılama sonrası delilleriyle ortaya konmadan bir yorum yapamam. Ancak devletin üniforması üzerindeyken bir siyasi grubun sembolü bıyıklarla dolaşan hiç kimse bana güven verici gelmez. Terörle mücadelede Demirel’in deyimiyle “rutinin” bizim deyimimizle hukukun dışına taşanların görev başında iken bu tür siyasi simgelerle dolaşanlardan çıktığına çokça tanık olduk zira.

Benim kahramanım terörle mücadele ederken hiçbir siyasi simgeye sığınmayan şehitlerdir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları