Miyase İlknur

Bana helal sana haram

22 Mart 2025 Cumartesi

Siz bakmayın hukukun kişiye göre işlemez kuralına. Bal gibi işler. Eğer iktidarda DP ve AKP gibi partiler varsa hukuk kişiye göre de işler geriye doğru da işler, hatta geleceğe doğru da işler. Mesela Ergenekon ve Balyoz davalarında ileriye doğru işletilmişti. Suç isnadı olarak “Bunlar darbe yapacaklar” denmişti. Olmamış darbenin hayali faillerine ceza yağdırılmıştı. Gezi davasında hukuk geriye doğru işletildi.

Hafta içinde İBB’ye yönelik operasyonda ise hukukun kişiye ve kuruma göre işlediğine bir kez daha tanık olduk.

PKK ile iki kez açılım süreci yürüten, Kandil’e ve İmralı’ya aracılar, mektuplar gönderen, sırf bir kez daha seçilebilmek için terör örgütü ile masaya oturan AKP, yerel seçimlerde ittifak yaptığı için İBB Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Mahir Polat hakkında PKK/KCK terör örgütüne yardım suçu işlemek suçundan dava açıldı.

Bu, açıkça “Hooop! Ben yapabilirim ama sen asla” demektir. Hukukun kişiye göre işletildiğinin bundan âlâ delili olamaz.

Yolsuzluk davasına gelince...

Elbette kimse yargılamadan vareste değildir. İmamoğlu da her belediye başkanı ya da siyasi gibi yargılanabilir. Hakkındaki suçlamalar hukuka uygun delillerle ortaya konursa kimsenin bir diyeceği olmaz. Ama tutuklu yargılamak niye?

Siyasi tarihimizde pek çok bakan yüce divanda, pek çok belediye başkanı mahkemelerde yargılandı. Ama tutuksuz yargılandılar. En başta Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisi buna örnektir. Karanlık bir kaza sonucu Ukrayna’da kaybettiğimiz sevgili kardeşim Mehmet Bölük’ün CHP İstanbul İl Başkanlığı döneminde Erdoğan hakkında açtığı başta Akbil, Kanal 7 davası olmak üzere pek çok davadan yargılanırken tutuklu değildi. Kanal 7 davasından “Rahşan affı” ile kurtuldu. Akbil davasından nasıl kurtulduğunu mahkemenin hâkiminden, savcısına, bilirkişisinden avukatlığını yapan Hayati Yazıcı’ya kadar kariyer basamaklarını nasıl tırmandığına bakarak anlayabilirsiniz.

OPERASYONUN CUMHURBAŞKANINA BAĞLANMASI YANLIŞMIŞ

İBB operasyonu sonrasında talimatın cumhurbaşkanından geldiğine ilişkin muhalefetin suçlaması üzerine başta Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve AKP Sözcüsü Ömer Çelik olmak üzere hemen “Operasyonun cumhurbaşkanımıza bağlanması son derece yanlıştır” diyerek savunma pozisyonuna geçtiler.

Geçmişteki talimatların ertesi günü açılan davaları saymasak bile İmamoğlu’na bilirkişi davası açıldığında “Bu bir şey değil turpların büyüğü heybede” dememiş olsaydı belki inanacak birkaç saf vatandaş bulabilirdiniz. Erdoğan’ın bu sözlerinden sonra o safları bile kandırmak olası değil.

MAZİ KALBİMDE YARADIR

Erdoğan’ın siyasi geçmişinde en büyük travmasının Gezi Direnişi olduğuna şüphe yok. Ama Gezi’yi artık hakkında suç delili bulamadığı muarızlarına karşı kullanmak için elverişli bir araç olarak kullanıyor.

İBB operasyonları sırasında gazeteci İsmail Saymaz’ı Gezi davasından yargıladılar. Suç isnadı evlere şenlik. Osman Kavala, Çiğdem Mater ve Mücella Yapıcı ile bir televizyon ve haber portalı kurmak için görüşmeler yapmışmış. Osman Kavala bahis çetesi lideri ya da uyuşturucu baronu değil. Televizyonu karapara ile kurmayacağına göre her gazeteci profesyonel olarak görüşme yapabilir.

Gezi eylemlerini öven ve katılan gazetecilere operasyon yapılacağı söyleniyor. Desenize ben de dahil sektörde bir gazeteci dışarıda kalmayacak.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bana helal sana haram 22 Mart 2025
Sensin mezhepçi 15 Mart 2025

Günün Köşe Yazıları