İsmet İnönü anlatıyor: İstiklal Savaşı ve Lozan (7)

21 Ağustos 2022 Pazar

“Bizim Büyük Millet Meclisi hükümeti böyle müdafaa ediyor, iç isyanlarla uğraşıyor. Bu(nlar) toplanıp bir gün galebe eder. Kendileri muntazam ordu gönderemeyince, Türkiye’yi yenebilmek imkânları dahilinde olmayan ufak devletlerin gayretleriyle, Türkiye’yi amana getirmek mümkün olmayacaktır. Bu mülahazayı niçin dikkate almazlar? Bunun cevabını ne olarak söylüyorum? Yakından, içinden gördükleri padişahla beraber, milli kıyama karşı, Sevr Muahedesi’ne karşı uğraşma hareketlerini iç isyanlarla kolaylaştırıyorlar. Bunun kesin netice vereceğinden asla ümitsiz değillerdi. Hatta kesin neticeyi aldığımız zaman Churchill: ‘Suratımıza hacalet şamarı yedik!’ diyordu.

Yunanlara, Lozan’da: ‘Ne istiyorsunuz?’ dendiği zaman -Lozan başladığı zaman anlatacağım-, Yunan murahhası Venizelos:

‘Sevr Muahedesi’nde ne almışsak onların hepsini istiyorum’ diyordu. Kendisine, İngiliz Hariciye nazırı, Fransız başvekili:

‘Canım, ayrı bir muharebe oldu, o muharebeyi kaybettiniz’ dediler.

55 HAİNİN TOPUNA KARŞI 1 TOPÇU FERİKİ

Bunun üzerine Yunan murahhası:

‘O ayrı muharebeyi siz rica ettiniz, bu muharebeye katıldım. Sizinle müttefik olarak katıldım. Müttefiklerin hepsi ya kazandılar, ya kaybettiler. Onun içinde birisi kaybetti olur mu?’ diyorlardı ve bununla tutunmaya çalışıyorlardı. Demek istediğim ayrıdır. 

1920’de iç isyanlarla mücadele ederken Sevr Muahedesi’ni evvela bir (Y.N. 56 üyeli) ‘Saltanat Şûrası’na kabul ettirdiler. Topçu Feriki Rıza Paşa merhumun, bir kişinin mukavemetiyle, reddiyle oldu. Ondan sonra imza ettiler. Devletin kabul ettiği bu muahedeye karşı biz, Anadolu’da isyan etmiş vaziyetine giriyoruz. Şeyhülislam ona göre fetva verebiliyor, her şey yapılıyor. 

ERMENİSTAN’I İŞGAL EDEBİLECEKTİK

1920’de Ermenistan seferi oldu Şark’ta. Bu ordu biraz asker toplayabildi, muntazam ordu oldu. Şark Cephesi’ne hareket ettirdik ve Ermenileri mağlup etti, Sarıkamış’tan çıkardı, Kars’tan çıkardı. Gümrü’ye kadar gitti ve orada Ermenilerle muahede yaptı. Ayrı bir devlet olarak Ermenistan’ı işgal edebilecekti, fakat bu esnada muharebe ettiğimiz Ermenistan devleti, komünist camiasına iltihak etti. Birleşik Sovyet cumhuriyetlerinden biri oldu ve Rusya ile tabii sulh havası içinde bulunurken Ermenistan’la da sulh yapmış olduk. Bundan sonra Şark muharebeleri, Fransızların işgal ettikleri yerlerdeki muharebeler devam etti. Garpta Birinci İnönü Muharebesi oldu. Taarruzlardan sonra Büyük Millet Meclisi’nin muntazam ordu kurarak yaptığı ilk muharebe, Birinci İnönü Muharebesi’dir. Bu muharebe, çok güç şartlar içinde oldu. Az kuvvetle düşman karşılanabildi. 

KURTARAN KUŞKU

Düşman Bursa’dan hareket etmişti. Büyük zaafımız, Çerkez Ethem isyanı aynı zamanda olmuştu. Birinci İnönü’de evvela Çerkez Ethem, Kütahya üzerine çetesiyle beraber taarruz ederken biz de kuvvet göndermiştik, bizzat Çerkez Ethem’i takip ediyorduk. Ciddi bir muharebe kabul etmeden mütemadiyen çekiliyordu. Bu esnada Bursa cephesinde kıpırdanma ve hareket emareleri görüldü. 

Bir akşam, cepheden rapor aldım, baktım. Tam tertibi yapılmıştır. İki cephede az kuvvete karşı muharebe edecekler ve işbirliği var aralarında. Derhal şüphe ettim. O gece, geri Eskişehir cephesine, İnönü mevzilerine hareket etmek için emir verdim. (Askerler) Gece sabaha kadar yürüdüler. Zaten uzun yürümüşlerdi. Geldik. Kısa bir mesafe kaldığı halde, yetiştirebildiğimiz trene bindiriyorduk. Asker güç halle trene binebiliyordu.

BİR ÖZVERİ DESTANI

Yorgunluktan kıpırdayacak hali yoktu. İki saat uyuduktan sonra askeri trenden indiriyor, muharebe meydanına sevk ediyorduk. Düşman da 15 bin kişi kadar silah kuvvetiyle İnönü’ye doğru geliyordu. Bizim toplayabildiğimiz kuvvet nihayet 6 bin tüfekten ibaretti. Bununla iki üç gün muharebe ettik. Düşman çekildi. Ben zannederim ki Çerkez Ethem’le beraber hareket ettikleri halde, kendisinin de bir oyuna gelmesi ihtimalinden şüphe etti. 

Garp Cephesi’nde iki başkumandanla karşı karşıya bulundum. Birisi, bu ilk başladığım İnönü muharebelerini yaptığım kumandandır. General Papulas, askerine sahip, kıtasına sahip iyi bir kumandandı. Yalnız bir kıta içinde bir sefer yaptığını daima zihninde tutardı. Çevrilecek, bir kazaya, bir tehlikeye uğrayacak diye ödü kopardı. Bir gün, iki gün muharebe ettikten sonra sinirleri boşanırdı...”*

İsmet İnönü

Y.N. devam edecek.


*Cumhuriyetin 50. yıldönümü dolayısıyla Türk Tarih Kurumu’nca düzenlenen seminerin bu ilk konferansı İsmet İnönü tarafından 23 Ekim 1973 salı günü TTK’de verilmiş olup; 1993’te Lozan Barış Antlaşması’nın 70. yıldönümü onuruna Atatürk Araştırma Merkezi’nce “İstiklal Savaşı ve Lozan” başlığıyla kitaplaştırılmıştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Vekâleten aşk 4 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları