Mine G. Kırıkkanat
Mine G. Kırıkkanat kirikkanat@mgkmedya.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cem Karaca’nın gizli aşkı, ‘Ömrüm’

13 Ağustos 2023 Pazar

“Cem Karaca hiç kuşkusuz eşsiz bir ozandı. Anadolu ezgilerini rock türünde milyonlara ulaştıran efsane bir müzisyendi, benzersiz güç ve renkte bir sesi vardı.

Sanatçının Almanya’daki yılları, kamuoyunda adı hiç bilinmeyen, sanki Cem Karaca’nın kişisel tarihinden silinmiş bir kadının, Meral Karaören’in de tarihçesidir. 

Cem Karaca’nın Ömrüm, Karım, Aşkım, Karacam diye hitap ettiği, Münih’e göçmen işçi olarak gelmiş, Fethiyeli Meral Karaören’in öyküsüdür...

1979’da tanıştıkları ilk günden öteye Cem Karaca’yla 6 yıl birlikte yaşayan; Amerika, Yunanistan, Fransa gezilerini birlikte yapan; 1980 askeri darbesi sonrasındaki en zor günlerde hep yanında olan; ona sımsıkı sarılan ve varını yoğunu Cem için feda eden bir kadının macerası...

ADI OLMAYAN KADIN

Diğer eşleri medyada sıkça yer alır, televizyonlarda boy gösterirken, Cem Karaca’nın ülkeye döndükten sonra adını hiç anmadığı, yok saydığı ve katıldığı birkaç TV programında üstü kapalı olarak ‘Almanya’daki yoldaşım’ diye söz ettiği sevdalısıdır Meral Karaören. 

Oysa Meral, Cem Karaca’nın tutkulu aşk mektuplarının, Almanya’da yazıp ürettiği, bestelediği eserlerinin ortağı, tanığı, hatta birçok şarkısının öznesi olmak dışında, sanatçının ürettiği tek Almanca albüm Die Kanaken’deki Ayşe, Meral, Semra adlı şarkıda adı geçen Meral’dir.

SANATÇI DÜŞMANLIĞI HEP VARDI

1 Mayıs 1979 günü Münih’te yapılan İşçi Bayramı yürüyüşü, ikisinin de kaderini değiştirdi. Meral ve Cem bu yürüyüş sonrasında yakınlaştılar. Ancak Cem Karaca, etkinlik sırasında Türkiye aleyhtarlığı yaptığı iftirasıyla askeri darbe sonrası yargılandı, vatandaşlıktan çıkarıldı ve 8 yıl sürgünde yaşamak zorunda kaldı. 

Sanatçı, askeri darbeyi izleyen ve yurttaşlıktan atılmasıyla sonuçlanan yargı sürecinde toplumsal lince uğradı; devlet eliyle ve medya aracılığıyla ötekileştirildi, düşmanlaştırıldı ve lanetlendi. 

Sakıncalı Cem Karaca’nın darmadağın olduğu bu en zor döneminde, yanında sadece eski orkestra arkadaşları, birkaç aydın ve sanatçı, annesi Toto Karaca ve Meral Karaören vardı.

PESPAYE BASIN DA HİÇ EKSİK OLMADI

Meral Karaören, Cem Karaca için konserler düzenledi, çalışma ve oturma izni almasını sağladı. Cem’le bir şirket ve müzik marketi kurdu. Bir yandan çalışıyor öte yandan Cem Karaca’nın ayakta kalması için mücadele ediyordu. Hiç şikâyet etmeden, öne çıkmadan, Cem’in sevgisi ve şefkatinden başka bir şey beklemediği 6 yıl boyunca onun gölgesinde sessiz bir yaşam sürdü. 

Tüm zorluklara rağmen 1979-1984 yılları arasında mutlu ve güzel günler de geçirdiler. 

BABASIZ VE SILASIZ

Aslında Meral ve Cem’i buluşturan tarihsel sürecin dışında pek çok ortak yanları vardı. Her ikisi de baba şefkati arayan, ülkelerinden ayrılmak zorunda kalıp gurbette anayurt özlemi çeken insanlardı. Meral Cem’e şefkatini Cem de Meral’e sevgisini sundu. Almanya’daki zor yılları birbirlerine sarılarak, dayanışarak geçirdiler. 

Askeri darbenin etkileri azaldıkça Cem’in de morali yükselmeye ve işlerini yoluna koymaya başlamıştı. 

Zor günlerinde onu sarmalayan kadından uzaklaşarak, ışığa koşan ateşböcekleri gibi yine kalabalıkların alkış ve coşkusuna yöneldi. 

DALDAN DALA, TOPRAĞA

Meral, 1985 yılında onunla ilişkisini istemeyerek de olsa kesti. Cem Karaca, Münih’i terk edip Köln’e yerleşti. Aynı yıl yurda dönüş için zamanın Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile görüştü. 1987’de Türkiye’ye geldi. 

Bir süre daha Köln’deki gizli sevgilisi Savrun Hanım’la yaşamayı sürdürdü. Sonra ilk eşiyle yeniden evlendi, yine ayrıldı. Ardından başka bir evlilik daha yaptı.

Evlilikler, konserler, çatışmalar, dönek tartışmaları, ideolojik savrulmalar, değişim, dönüşüm derken büyük sanatçının 59 yıllık çalkantılı ömrü 8 Şubat 2004’te tükendi.”*

Ceyhun İrgil ile Naci Dinçer’in kaleme aldığı Ömrüm * adlı kitap, Cem Karaca’nın bir dönem yaşamak zorunda kaldığı Almanya’da, sürgünde geçirdiği gizemli, pek bilinmeyen yıllarının ardındaki aşkın perdesini aralamaya çalışan bir araştırma. Severek okudum, severek okuyacağınızı düşünüyorum. 


* Sia Kitap, 2023.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yıkımda son perde 24 Kasım 2024
İyiyi kovan kötü 17 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları