Mehmet Basutçu

81 Venedik Festivali bu gece son buluyor: Memleketimizden insan manzaraları...

07 Eylül 2024 Cumartesi

VENEDİK

Sıra, sonunda Türk filmlerine geldi. Festivalin sanat sineması ağırlıklı "Orizzonti" (Ufuklar) seçkisinde, bu yıl üç filmle ciddi bir varlık gösteren genç Türk yönetmenlerin tümü son günlerde seyirci önüne gelince, ancak ikisini bilgisayarda izleyebildim; ve hemen belirteyim, çok beğendim, umutlandım.

Gelişimini, hızlı değişimini doğrudan gözlemleyemediğim memkeketimizden gelen, çarpıcı, duyarlı çok boyutlu insan manzaraları birbirini izliyor, heyecan veriyor, karmaşık bir duygu yumağı olusturuyordu.

KALABALIKLAR ORTASINDAKİ YALNIZLIK

Murat Fıratoğlu'nun ilk uzun filmi "Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri", öncelikle dupduru yalın diliyle dikkati çekiyor. Yakın planları sevmeyen bir hikaye anlatıcısı Murat Fıratoğlu. Kahramanlarının psikolojilerini deşmeye falan çalışmıyor. Alabildiğine mesafeli bir gözlemci olarak, onları doğal ortamlarında, günlük yaşamları içinde yakın takibe alıyor; dikkatle, ilgiyle izliyor. 

Dik kafalı, içine dönük bir mizacı olan İzmirli Eyüp, borç icinde bunalmakta, ailesini geçindirmekte zorluk çekmektedir... Urfa civarlarında, Siverek'te, güneş altında domates kurutma işinde ter dökerken, yevmiyelerini iki haftadır ödeyemeyen Hemme ile kavga eder. Dışa vuramadığı öfkesi patlayıvermiştir. Herkes gergindir zaten... İşverenin gönülsüz temsilcisi, kendisi de sıkıntılı Hemme'nin anasına küfür etmesi, bardağı taşıran damla olur. Sakinleştirilen Eyüp kararını vermiştir. Yatak ve yorganlar arasına sakladığı tabancasını almak için kasabadaki evine doğru yola çıkar hemen... Kendine özgü gözlemci diliyle zaman zaman izleyicisine muzipçe göz kırpan, farklı bir yol filmidir gerisi...

Urfa yöresinden insan manzaraları birbirini izler, bir bütünü tamamlar...

Tarlaya geri dönerken eski motosikleti de arızalanınca, o sıcak yaz gününde kasaba ve köylerden geçerken karşılaştığı insanlar, tanık olduğu sıradan olaylar, tuhaf rastlantılar peşini birakmaz Eyüp'ün. Yol, karmaşık bir labirente dönüşmüştür...

Filmde Eyüp karakterini de kendisi yorumlayan yönetmen ve senaryo yazarı Murat Fıratoğlu, konusuna, sinsi bir kara mizah eşliğinde yaklaşıyor. Diyaloglara pek başvurmayan mesafeli anlatım dili, özenli görüntülerin estetik bütünlüğü sayesinde daha da çarpıcı oluyor. Uzak ve sabit planların etki gücü, insanların kalabalıklar içindeki yalnızlığının altını ustaca çiziyor...

Murat Fıratoğlu, yer yer bıyık altından gülmeyi seven kamerasıyla, hınzır bir gözlemci. Ve bu  gözlemleme becerisi, görünenin gerisinde kalanı da sahneye koyabilen yaratıcılığında somutlaşıyor...

Bu köy ve kasaba yaşamında herkes birbirini tanıyor olsa da, aslında herkes kalabalıklar ortasında yalnızdır... Dayanışma duygusuna sahip oldukları sanılan bu insanlar arasında, yardım eli uzatmaktan çok yardım istemeyi bilenler çoğunluktadır... Karşısındakini dinleyip anlamaya çalışmak yerine, kendi dert ve düşüncelerini dışa vurarak, haklılığının teyit edilmesini bekleyenlerin bol olduğu bir ortamda, aile arkadaş ve komşu ilişkileri de yozlaşmıştır. Eyüp, inatçı mizacıyla, gururlu ve öfkeli tavırlarıyla, hepsinden daha yalnızdır...

Has bir yaratıcı sineması örneği olan "Hemme'nin Öldüğü Günlerden Biri"nin, yapımcılıktan oyunculuğa dek hemen hemen her aşamasında yer alan "inatçı" yönetmen Murat Fıratoğlu, Türk sinemasının 'auteur'leri arasında iz bırakabilecek bir potansiyele sahip...

Tıpkı Cansu Baydar gibi. Yine "Orizzonti seçkisinin kısa filmler programında yer alan "Neredeyse Kesinlikle Yanlış", gerçekçi ve duyarlı bir yaklaşımla, memleketimden insan manzaralarına güzel bir sayfa ekliyor. Hızla değişip dönüşen Türkiye'den yepyeni manzaralar demek daha doğru olacak... 

İstanbul'un göbeğinde, küçük kardeşiyle yaşam mücadelesi veren Suriyeli sığınmacı genç kız Hanne'nin bir günlük yaşamı, duru, yalın bir sinema diliyle işlenmiş. Alabildiğine gerçekçi olan, ne istediğini bilen, seviştiği genci zamanı geldiğinde evinden kovmayı bile beceren Hanne, herşeye karşın umutludur. Gökyüzünde, kardeşiyle birlikte Almanya'ya kapağı atacağı uçağın içinden aşağıya bakacağı günü bekler... 

ÖDÜLLER VE GERÇEKLER

Bu gece verilecek ödüllerle, sinema düzeyi çok yüksek yoğun bir festival daha son bulacak. 

Dikkatimizi, heykelcik kapma yarışının çok ötelerine götüren; acınası, gülünesi ve ağlanası hallerimizi makyajlamadan gözler önüne seren filmler izledik Lido adasında. 

Sorumlu, bilinçli, dürüst ve yapıcı yaklaşımlar, dünya gerçeklerinin dehşet verici boyutlarına ışık tuttu... 

Ödül alacak filmler kadar, bu akşam ödül listesine giremeyecek ya da sığamayacak filmleri de izlemek gerekiyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları