Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Türkiye’nin ‘aydın’ sorunu
Karşıdevrimin doruğu olarak AKP iktidarı yıllarında Türkiye’nin sadece rejimi değil, kültürü de değişti. Ciddi bir aydın erozyonu yaşıyoruz.
12 Eylül yönetimine “Aydınlar Dilekçesi” ile direnen aydınların yerini, bu dönemde 12 Eylül’ün mirasçıları olan AKP ve FETÖ’ye ideolojik gladyatörlük yapan aydınlar aldı maalesef...
300 ‘aydın’
“300 aydın” olarak 13 Ağustos 2008’de bir bildiri imzalamışlardı. AKP ile FETÖ’nün Türk ordusuna ve Atatürkçü aydınlarına kumpas kurduğu şartlarda, “Ergenekon karartılmasın, daha da derinleştirilsin” diyerek FETÖ bildirisine isimlerini yazmışlardı!
“Alt tarafı bir imza” diyerek küçümsenemeyecek bir iş yaptılar. Bildiride yer alan “Ergenekon iddianamesi özünde çok önemli suç iddiaları ve belgeleri içermektedir”, “Ergenekon iddianamesi ahtapotun kollarından birini yakalamıştır” gibi ifadeler, toplumu Türk ordusuna yapılacak kapsamlı bir operasyona hazırlamak, siyasal iklimi kumpas kurmaya normalleştirmek içindi...
Dolayısıyla o gün bu “aydınların” imzalarıyla yaptığı iş, Gülen’e hizmet bakımından, cemaatin sıradan bir müridinin yaptığı işlerden çok daha değerliydi.
Öyle olduğu için de isimleri her gün gazetelerde, ekranlarda “derin devletle mücadele eden kahramanlar” olarak propaganda edildiler. Ve uzunca bir süre “özgürlük savaşçısı” olarak rant yediler.
Yetmez ama evetçiler
İki yıl sonra 2010 yılında, AKP ve FETÖ bu kez yargıyı ele geçirebilmek için anayasa değişikliğine gitti.
Rejimin değişimi bakımından öyle kritik bir referandumdu ki Fethullah Gülen “mezardakilerin bile kalkıp oy vermesini” istiyordu!
Mezardakilere sahte evrakla oy kullandırdılar mı bilinmez ama bir kısım “aydın” bu FETÖ hamlesine de destek verdi. AKP ve FETÖ’nün yargıyı ele geçirebilmesi için “yetmez ama evet” diyerek bir bildiri daha imzaladılar. Kamuoyunu referandumda evet demeye teşvik ettiler.
Sonuçta yüzde 58 evet ile AKP-FETÖ ittifakı yargıyı 12 Eylül 2010’da ele geçirmiş oldu. Bugün FETÖ’den boşaltılan yerlere başka tarikatların, cemaatlerin yerleştirilmesi sorunu, işte o referanduma kadar uzanmaktadır.
AKP-FETÖ’nün ideolojik gladyatörleri
“Aydınların” bazıları da FETÖ’ye “taraf” gazetelere yönetici ve yazar yapılarak kullanıldı. Yalanları manşet yaparak, tezgâhları köşelerden propaganda ederek FETÖ’ye hizmet ettiler.
Bir kısım “aydın” da FETÖ’nün vakıf ve derneklerinin etkinliklerinde boy gösterdi: Abant Platformu’nun Abant’taki, Erbil’deki, Washington’daki, Paris’teki toplantılarına katıldı. Cemaatin derneklerinin düzenlediği etkinliklerde poz verdi. Cemaatin Türkçe Olimpiyatları’nda, ödül törenlerinde onlar vardı...
Kısacası akademisyen, hukukçu, sanatçı ve gazeteci kimlikleriyle bir grup “aydın”, öyle ya da böyle, şu ya da bu ağırlıkta, bir dönem AKP-FETÖ ortaklığına hizmet ettiler, “ideolojik gladyatörlük” yaptılar!
İçlerinden çok azı, “hata yaptık” diyerek kamuoyundan özür diledi. O aydınları erdemli tavırları nedeniyle kutluyorum.
Neo-liberal kurnazlık
FETÖ kumpaslarıyla yıllarca Silivri’de yatan kıdemli gazeteci Hikmet Çiçek, FETÖ’nün “Solcuları” isimli bir kitap (Kırmızı Kedi Yayınevi) yazdı. Kitapta 20 “aydının” portresi inceleniyor. Bu isimlerin solculuktan dönüşerek en sonunda Gülen cemaatine hizmet eder noktasına nasıl geldikleri ele alınıyor.
Kitapta bu portrelerin dışında, bir de “tarihi vesika” olması nedeniyle, yukarıda özetlediğimiz işleri yapan aydınların da dahil olduğu bir isim listesi var: Abant Platformu’nun etkinliklerine katılanlardan “Ergenekon karartılmasın” diyerek imza verenlere, Türkçe Olimpiyatları’na katılanlardan “yetmez ama evet” diyerek FETÖ’nün yargıyı ele geçirme operasyonuna destek verenlere uzanan alfabetik bir tam liste...
Hikmet Çiçek, bu listede yer alan isimleri, üstelik onları hukuken de koruyabilmek için, “Abant Müdavimleri” gibi sembolik bir kavram altında toplamış. Bunun sembolik bir isimlendirme olduğunu anlayamamak ancak çok özel çabayla mümkün olur!
Ama oldu! Bazı “neo-liberal aydınlar”, “Ben Abant’a hiç gitmedim ki” pişkinliği ile o listeye itiraz edip yeni bir “48’ler bildirisi” imzaladılar!
Pes doğrusu!
FETÖ’nün “Ergenekon karartılmasın” bildirisine imza atmışsın, FETÖ’nün yargıyı ele geçirme operasyonuna omuz vermişsin, aslında “FETÖ’ye hizmet edenler” gibi ağır bir başlığın altında listelenmeyi hak etmişsin, ama Hikmet Çiçek seni “oluşmasına omuz verdiğin” hukuktan koruyabilmek adına ismini “Abant Müdavimliği” gibi sembolik bir kavramın altına yazmış; sen ise kurnazca “Abant’a gitmedim ki” diyerek attığın imzayı gizlemeye çalışıyorsun!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Futbolda pis kokular yükseliyor
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- 'Erdoğan bize göre tek seçenektir'
- Hekimlerin istifaları hızlandı
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!