Mehmet Ali Güller

İsrail’le normalleşmede Kudüs faktörü

27 Ağustos 2022 Cumartesi

Elbette İsrail’le de normalleşelim. Ancak...

İsrail’le normalleşirken İsrail’le köprüleri atmamıza neden olan hangi sorunları çözdük? Hiçbir sorun çözmeden normalleşiyorsak, ya köprüleri atmamızı gerektiren bir sorun yoktu ya da İsrail’le şartsız normalleşiyoruz demektir. 

İsrail’le “normal” bir şekilde normalleşmek, normalleşirken hiçbir konuyu masaya getirmeden, sorun etmeden, normal normal eski ilişkiye dönmek size de tuhaf gelmiyor mu? 

Bakın bir tuhaflığa daha dikkat çekeyim:

İSRAİL, KUDÜS’E BAKAN BEKLİYOR

Önceki gün İsrail’in Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Irit Lillian, Anadolu Ajansı’na özel bir demeç verdi. Türkiye ile İsrail’in ekonomi planlamalarını anlatırken şöyle diyor Lillian: “Karma Ekonomik Komisyonunun eylülde bir araya gelmesini bekliyoruz ve bildiğimiz kadarıyla Türkiye’den çok üst düzey bir bakanın Kudüs’te bir heyete başkanlık etmesi bekleniyor.”

Türkiye, bildiğimiz gibi, İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etmesini tanımıyor pek çok ülke gibi. Bu nedenle büyükelçiliğimiz Tel Aviv’de. Ve bildiğim kadarıyla resmi Türk heyetleri de eskiden İsrail’deki görüşmelerini Tel Aviv’de yapardı. 

İsrail Maslahatgüzarı Lillian, acaba normalleşme içinde bir normalleşme fırsatı görüp Kudüs’ü bilerek mi dile getirmişti? 24 saat boyunca Ankara’nın bu açıklamaya bir yanıtının olup olmayacağını bekledim. Olmadı...

AKP’NİN ‘BATI KUDÜS’ ONAYI

24 saat sonra, dün Dışişleri’nin kıdemli eski diplomatlarını aradım. AKP dönemi öncesi diplomat olanlar şaşırdı. Kendi dönemlerinde toplantıların Tel Aviv’de yapıldığını söylediler. İsrail diplomatlarının “pek mahir” olduğunu, Kudüs’ü bilerek açıklamaya iliştirmiş olabileceğini ama Ankara’nın bu açıklamaya tepki göstermesi gerektiğini söylediler. 

AKP döneminde de diplomatlığını sürdüren bir emekli diplomatımız ise şuna dikkat çekti: Meğer Türkiye zaten bir süredir bu tür resmi görüşmelerini Kudüs’te yapıyormuş. Ama Doğu Kudüs’te değil, Batı Kudüs’te yapıyormuş!

Şaşırdım. Çünkü İsrail açısından Kudüs Kudüs’tür; Kudüs’ü Doğu-Batı diye ayırmaz. İsrail ayırmıyorken bizim resmi ilişkileri oraya taşırken ayırma gerekçesi üretmemiz müthiş. Diplomatımızın verdiği bilgiye göre Ankara’nın Batı Kudüs’te bu toplantılara başlamasının gerekçesi, İsrail’in Dışişleri Bakanlığı’nın Kudüs’te olması ve pek çok devletin de büyükelçiliği Tel Aviv’de olsa bile bu tip toplantıları Kudüs’te yapmasıymış. Ama Batı Kudüs’te!

Bir başka diplomatımızın verdiği bilgiye göre de resmi görüşmeler bazen Tel Aviv’de bazen de Kudüs’te yapılıyormuş.

Anlayacağınız şöyle bir zincir oluşmuş: Görüşmeler önceleri sadece Tel Aviv’deyken daha sonra çoğunlukla Tel Aviv’de sürdürülmekle birlikte, adım adım Kudüs’e de taşınmış. Sonra da her iki tarafta da yapılarak dengelenmiş. Ya yarın?

İSRAİL’İN KUDÜS’Ü NORMALLEŞTİRME ÇABASI

Biliyorsunuz, AKP’nin girişimiyle İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT), 13 Aralık 2017’de İstanbul’da düzenlediği olağanüstü zirvede Doğu Kudüs’ü Filistin devletinin başkenti ilan etti. Bu olağanüstü zirvenin nedeni, ABD Başkanı Donald Trump’ın 6 Aralık 2017’de Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma kararıydı. 

Fakat tuhaflık şuradaydı: ABD, Kudüs’ün bütününü İsrail’in başkenti olarak tanırken buna tepki gösteren İİT üyeleri, “Doğu Kudüs’ü Filistin’in başkenti” sayıyorlardı. Bu fiilen, Batı Kudüs’ün başkentliğinin kabulü anlamına gelmez mi? Yavaş yavaş gelir elbette...

İşte şimdi de İsrail Türkiye’yle toplantıyı duyururken örneğin, Doğu-Batı diye ayrım yapmadan “Türkiye’den çok üst düzey bir bakan, Kudüs’te bir heyete başkanlık edecek” diyor. Yani Türkiye-İsrail normalleşmesi derken, İsrail adım adım Kudüs’ü de normalleştiriyor.

Not: Sevgili okurlar, yeni kitabımın son hazırlıklarını tamamlamak üzere yıllık izne ayrılıyorum. Bir hafta sonra görüşmek üzere.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

G20’nin dönüşümü 23 Kasım 2024
Teğmenler meselesi 21 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları