Mehmet Ali Güller

İsrail’in üç sorunu

27 Kasım 2023 Pazartesi

Gazze’de terör, etnik temizlik ve insanlığa karşı savaş suçları işleyen İsrail devleti ve İsrail hükümeti, ABD ve küresel medya desteğine rağmen üç büyük sorunla karşı karşıya:

1. İSRAİL BATI DESTEĞİNİ KAYBEDİYOR

Asya, Afrika ve Güney Amerika ülkeleri ilk günden itibaren değişik seviyelerde İsrail’e tepkilerini gösteriyorlardı. Ancak gün geçtikçe, Avrupa ülkeleri de İsrail’e karşı pozisyon almaya başladılar.

Nitekim eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett, “Dünya kamuoyu artık bizimle değil” diyerek ve eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, “Avrupa’da kamuoyunu kaybediyoruz, Avrupa’da hükümetleri de kaybetmeye başlayacağız” diyerek uyarmıştı Netanyahu hükümetini...

AB dönem başkanı İspanya’nın başbakanı Pedro Sanches ile 1 Ocak’ta AB dönem başkanlığını alacak Belçika’nın başbakanı Alexander De Croo’nun birlikte gösterdikleri tepki, İsrail’in Avrupa hükümetlerini de kaybetmesinin başlangıcı oldu.

İkili Kudüs’te ayrı ayrı görüştükleri İsrail Cumhurbaşkanı İsaac Herzog ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’yu açık açık uyardılar. Dahası İspanya Başbakanı Sanches, Refah Kapısı’nda yaptığı konuşmada “AB, Filistin devletini tanımazsa İspanya kendi kararını alacaktır” dedi.

Netanyahu’nun bu durum karşısında sarıldığı argüman ise İspanya ve Belçika başbakanlarını “terörizmi desteklemekle” suçlamak oldu. Tabi İsrail büyükelçileri anında dışişlerine çağrılarak uyarıldı.

2. İSRAİL KURUMLARI BİRBİRİNİ SUÇLUYOR

Savaşların sonucu insan kayıplarıyla ölçülmez. Tarihte daha çok kayıp verenlerin kazandığı da görülmüştür. Filistinliler ise ölüme koşarak vatanlarını savundukları için zaten eninde sonunda kazanacaklar...

İsrail’in kazanamadığının en önemli göstergelerinden biri de şu: İlk kez İsrail hükümeti ile İsrail kurumları arasında ve kurumların da birbirleriyle çatışmaları, bu oranda su yüzüne çıktı. Çünkü İsrail açısından ortada bir 7 Ekim yenilgisi var ve hiç kimse bu yenilginin sorumluluğunu alamıyor. Dahası er geç fatura önlerine konacağı için, kurumlar şimdiden birbirini suçlayarak kendi konumlarını korumaya çalışıyor.

Anımsayacaksınız, İsrail Başbakanı Netanyahu 7 Ekim’i “İsrail tarihinin kara günü” ve “fiyasko” olarak nitelendirmiş, “berbat bir zafiyet olduğunu” söylemiş, hükümetine 7 Ekim öncesinde sadece “Hamas yıldırıldı” türünden istihbaratlar geldiğini belirterek güvenlik ve istihbarat birimlerini suçlamıştı. Ancak tepkiler üzerine güvenlik ve istihbarat birimlerinden özür dileyerek suçlama mesajlarını silmişti.

Bu kez fatura telaşıyla güvenlik ve istihbarat kurumları birbirlerini suçlamaya başladı.

Örneğin bir kesim İngiliz Financial Times üzerinden mesaj verdi: “Hamas’ın büyük bir saldırıya hazırlandığı konusunda İsrail Savunma Kuvvetleri Güney Komutanlığı’nın istihbarat başkanına detaylı bir rapor sunulduğu ancak yetkilinin raporu ‘hayali senaryo’ olarak gördüğü ortaya çıktı.”

İsrail Savunma Bakanlığı yetkilileri ise Haaretz gazetesi üzerinden verdikleri mesajda, İsrail askeri istihbaratının bir yıl önce Hamas’ın saldırı planlarından haberdar olduğunu, ilgili bilgilerin İsrail Genel Güvenlik Servisi Şin Bet’e iletildiğini, ancak yetkili organların tehdide gerekli şekilde hazırlanmadığını” belirtti.

Fatura günü yaklaştıkça, bu suçlamalar daha da artacaktır.

3. NETANYAHU’YA İSTİFA BASKISI

Yargıyı denetimi altına almaya çalışması nedeniyle İsrail halkının bir yıldır protesto ettiği Netanyahu’yu savaş da kurtaramadı. İsrail halkı, savaş gerekçesiyle başbakanının etrafında kenetlenmedi, tersine savaşın ortasında Netanyahu’ya karşı eylemler ve istifa baskıları sürdü, sürüyor.

Netanyahu’nun konutu yakınında hemen her gün eylem yapan protestocular, başbakanın “hemen şimdi” istifa etmesini istiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Doha'da aslında ne oldu? 16 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları