Mehmet Ali Güller

Cumhurbaşkanının hakaret özgürlüğü

02 Haziran 2022 Perşembe

Bu köşede Türkiye’nin çıkarlarını gözeterek ağırlıkla dış politika yazıyorum. Türkiye’nin ABD, Çin, Rusya, AB gibi büyük ülkelerle ilişkisinin nasıl olması gerektiğini inceliyorum. Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada itibarını artıracak politikaları tartışıyorum.

Ancak bugün hiç içimden gelmiyor...

Zira biz Türkiye’nin dış dünyadaki itibarını yükseltebilmek, siyasi ağırlığını artırabilmek için kafa patlatıp kalem oynatırken içeride ulusça itibarımız saldırı altında...

İKTİDARIN GEZİ YALANLARI

Son 20 yılda “kendilerinden olmayan” vatandaşlara neler demediler ki... Liste yapmaya kalksam, köşe yetmez.

Son olarak Erdoğan, Gezi’nin yıldönümü nedeniyle Gezicileri hedef aldığı dünkü grup konuşmasında, Gezicilere “s.rtük” dedi!

Bir cumhurbaşkanının vatandaşlarına terörist demesini, zillet demesini yaşadık gördük ama “s.rtük” sözü ilk oldu.

Ülkemizin düşürüldüğü seviye açısından vahim...

Gezi’nin 9. yıldönümüne gelirsek...

İktidarın Gezi’de iki büyük yalanı vardı:

Birincisi Gezicilerin Dolmabahçe Camisi’nde içki içtiğinin propagandasını yaptılar.

İkincisi ise deri pantolonlu Gezicilerin Kabataş’ta yanında çocuğu da olan türbanlı bir kadına saldırdığını, topluca üstüne işediklerini iddia ettiler. Öyle uçuk kaçık bir öyküydü ki inandırıcı olabilmek için görüntüsü olduğunu iddia ettiler. Hatta kimi utanmaz gazeteci meslektaşlarımız görüntüyü izlediklerini bile söylediler. Bazıları sonradan utanıp, olmayan görüntüyü izlemediğini itiraf etti gerçi...

Dolmabahçe Camisi’nde içki içildiği de yalandı tabi. Hatta Dolmabahçe Camisi müezzini Fuat Yıldırım şöyle demek zorunda kaldı: “Ben din adamıyım, yalan söyleyemem, camide içki içildiğini görmedim.”

Sonra o müezzinin başına sürgünler, baskılar geldi...

SARAY’IN GENİŞLETTİĞİ  ‘KENDİNE’ HAK

9 yıllık yalan olmasına rağmen, Erdoğan dünkü grup konuşmasında yine “Camide içki içtiler” propagandasına sarıldı. Dahası, “Bunlar terörist, bunlar çürük, bunlar s.rtük” dedi.

Aynı saatlerde İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un açıklaması ajanslara düşüyordu. Saray’ın iletişimcisi şöyle diyordu: “İfade hürriyeti geçmişte olmadığı kadar bugün genişletilmiştir, güvence altına alınmıştır”

Haklıydı Altun...

İktidar mensuplarından muhalefete hatta vatandaşa yönelik her türlü hakaret, hiç olmadığı kadar artık serbestti, genişletilmişti ve güvence altındaydı!

SANDIKTAN TEMİZ ÜSLUP ÇIKARMALIYIZ

Tablo bu ve içimden dış politika yazmak gelmiyor...

Çünkü Türkiye’nin bölgesindeki ve dünyadaki itibarını yükseltebilmeye küçük bir katkı koyabilmek adına yazdığımız dış politika yazılarının tamamı, içeride ulusumuzun itibarını hedef alan bu üslup karşısında anlamsız ve boş iş artık...

100 yılın özeti oldu: Kadına Avrupa’nın pek çok ülkesinden önce seçme ve seçilme hakkı getiren bir cumhurbaşkanından, kadına “s.rtük” diyen bir cumhurbaşkanına geriledik...

Muhasebesini yapmamız gereken işte budur.

Ve önümüzdeki seçimin ana ekseni şudur: Sandıktan sadece yeni bir cumhurbaşkanı değil, temiz bir üslup çıkarmamız gerekiyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları