Mehmet Ali Güller

AKP’nin NATO karnesi

04 Haziran 2022 Cumartesi

Erdoğan, teröre destek verdiği gerekçesiyle İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliklerini veto edeceğini belirttiği açıklamalarında, geçmişte Türkiye’nin yaptığı bir hataya gönderme yaparak “Biz aynı hatayı yapmayacağız” mesajı veriyor. O hata, 12 Eylül’de, Evren’in Carter-Rogers talebiyle Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönüşünü “koşulsuz” kabul etme hatasıydı.

Erdoğan haklı. 42 yıl önceki bu taviz büyük hataydı. Peki 42 yıl önceki hatayı örnek gösteren Erdoğan, kendi dönemindeki hataları neden dile getirmiyor?

Döne döne aynı hataların yapılmamasını ummak adına, sondan başlayarak AKP’nin NATO karnesini açalım:

AKP BALTIK PLANI’NI ONAYLADI

Yıl 2019. ABD, NATO’ya Baltık Planı’nı kabul ettirmeye çalışıyor. Erdoğan onayını şarta bağlıyor: “NATO, YPG’yi terör örgütü olarak kabul etmezse Baltık Planı’nın karşısında oluruz” (Euronews, 3.12.2019).

Sonuç? NATO YPG’yi terör örgütü olarak kabul etmiyor ama Erdoğan Baltık Planı’nı onaylıyor!

Onay karşısında AK-medyanın kamuoyuna pazarladığı gerekçe ne oldu peki: Erdoğan açıklamasında, “Eğer gündeme gelecek olursa tavrımız odur” demişti ama konu gündeme gelmemişti!

Yani Erdoğan’ın, “soykırım” diyen ABD Başkanı Biden’a neden tepki göstermediğinin gerekçesini “Hamdolsun hiç gündeme gelmedi” diye açıklaması gibi. Gündeme kimin getirmesi gerekiyorsa artık...

AKP İSRAİL’E NATO OFİSİNİ ONAYLADI

Yıl 2016. ABD, NATO üyesi olmayan İsrail’e, NATO genel merkezinde daimi bir ofis tahsis etmek istiyordu.

Peki İsrail, Türkiye’ye rağmen nasıl oda sahibi olabilecekti? Çünkü Türkiye’nin İsrail’le ilişkilerinin en kötü olduğu dönemdi.

Haaretz gazetesine konuşan üst düzey bir İsrailli yetkili, kararın, Türkiye’nin vetosunu kaldırmasının ardından alındığını söyledi.

Peki Türkiye karşılığında ne alabilmişti? Hiç!

AKP RASMUSSEN’İ ONAYLADI

Yıl 2009. Erdoğan, NATO genel sekreterliği gündeme gelen Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen’in adaylığına karşı çıktı.

Erdoğan neden karşı olduğuna iki gerekçe gösteriyordu: “PKK’nin yayın organı Roj TV, Danimarka merkezli olarak yayın yapıyor. Dört yıl önce Rasmussen’den bu kanalın durdurulması için talepte bulundum. Ancak Rasmussen durdurmadı. Karikatür krizi sırasında Rasmussen’den, İslam ülkelerinin büyükelçilerini davet edip bir toplantı düzenlemesini istedim, bu isteğimi yerine getirmedi.” (BBC Turkish, 3.4.2009).

Sonuç? AKP’li Cumhurbaşkanı Abdullah Gül onayladı ve Rasmussen 1 Ağustos 2009’da NATO Genel Sekreteri oldu.

AKP FRANSA’NIN NATO’YA DÖNÜŞÜNÜ ONAYLADI

Yıl 2009. Fransa, 1966 yılında ayrıldığı NATO’nun askeri kanadına dönmek istiyordu. 2007’de cumhurbaşkanı seçilen Sarkozy’nin en önemli siyasi hedefi buydu.

Diğer yandan Sarkozy, o süreçte Türkiye’nin AB üyeliğine karşı çıkıyor, “imtiyazlı ortaklık” öneriyor ve sık sık Gül ve Erdoğan’la karşı karşıya geliyordu. Öyle ki AKP Fransız mallarını boykot kampanyaları düzenliyordu.

Sonuç? 4 Nisan 2009’da toplanan NATO liderleri, Fransa’nın NATO’ya dönüşünü ilan ettiler. Ankara Paris’i de veto etmemişti.

Bu örneklerden de görüldüğü gibi AKP’nin hem NATO bagajı kalabalık hem de veto-pazarlık ilişkisi oldukça sorunlu. Umarım hatalar zincirine bir halka daha eklenmeyecektir!

Not: 30 Mayıs tarihli makalemizde, Polonya Cumhurbaşkanı Duda’nın 2015 tarihli TVP1 konuşmasına atıf yapmıştık. Duda, özetle Ukrayna’dan 1939’a kadar kendilerinin olan toprakların iadesini istemişti. O konuşmanın kaynağı 21 Ekim 2015 tarihli Türkiye gazetesiydi, hâlâ internette mevcut. Ancak Polonya’nın Ankara Büyükelçiliği bir açıklama yayımlayarak toprak talebinin gerçeği yansıtmadığını, o haberin doğru olmadığını belirtti. Biz de bir not olarak kaydediyoruz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Teğmenler meselesi 21 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları