Jale Özgentürk

IMF’ye ortak isyan

18 Ekim 2023 Çarşamba

Birleşmiş Milletler, 17 Ekim’i Dünya Yoksullukla Mücadele Günü olarak belirledi. Bu yılki tema ise “İnsana Yakışır İş ve Sosyal Koruma: Herkes İçin İnsan Onurunun Gerçekleştirilmesi.

Türkiye nüfusunun yüzde 60’ı yani 51.6 milyon yurttaş açlık sınırının altında yaşıyor.

Bir insan hakkı ihlali olan yoksulluk, AKP iktidarının deneme tahtasına çevirdiği ekonomi politikaları sayesinde gün geçtikçe yaygınlaşıyor ve derinleşiyor.

Dün 2024 bütçesini anlatan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açıklamalarından çıkan ipuçları da gelecek yılın çok zor geçeceğini gösteriyor. 

Öyle ki teması insan onuruna yakışan iş olarak ilan edilen Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nde, Türk vatandaşları işsizliğin azalmasını bırakın daha da artacağını en yetkili ağızdan öğrenmiş oldu.

Çünkü bataktaki ekonomiyi kurtarmak iddiasıyla gelen yeni ekonomi yönetiminin çantasından kemer sıkma üzerine kurulu IMF politikaları çıktı.

Yılmaz’la birlikte Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın adını koymadan, imza atmadan gönüllü uyguladığı bu kemer sıkma politikalarının temeli, harcamaları kısma ve vergileri artırma yoluyla bütçe açıklarını gidermeye dayanıyor.

Yoksul, yüksek borçlu ülkelere dayatılan bu politikaların sonucu ise işsizlik, derinleşen yoksulluk demek...

Dünyada neoliberal ekonomi politikalarının koruyucu örgütü IMF’nin bu politikalarından bugün 6 milyardan fazla insan etkileniyor.

IMF’nin Fas’ın Marakeş kentinde düzenlenen yıllık toplantılarından sonra ilginç bir deklarasyon yayımlandı. 

Yayımlayanlar dünyanın birçok ülkesindeki 330 sivil toplum kuruluşu, akademisyen, aktivist ve ekonomistlerdi. 

Türkiye’den Prof Dr. Erinç Yeldan’ın paylaştığı deklarasyonun başlığı ilginçti: “Kemer Sıkmaya Son.

Sosyal programlara dokunmayın!

Deklarasyonda IMF’ye, hükümetlere, maliye bakanlarına yönelik çağrılar şöyleydi:

- Sosyal koruma, eğitim, sağlık, toplu taşıma, barınma ve diğer sosyal programlar için çok ihtiyaç duyulan bütçeleri kısmaya son verin.

- Özellikle öğretmen, sağlık ve sosyal hizmet uzmanları ile yerel düzeydeki memurların sayı ve maaşlarında olmak üzere ücret kesintilerine son verin.

- Haneleri destekleyen sübvansiyonları azaltmayı bırakın.

- Sistemlerin adil ve sürdürülebilir olmasını sağlamak için daha düşük sosyal yardımlara yol açan emeklilik ve sosyal güvenlik reformlarını durdurun.

- İşverenlerin sosyal güvenlik katkı paylarını azaltmaktan kaçının.

- İşgücünün esnekleştirilmesi reformlarını durdurun. 

- Çoğunlukla “Kamu İktisadi Teşebbüsleri reformları” adı altında gizlenen sosyal açıdan ilgili alanlardaki özelleştirmelerin ve kamu-özel sektör ortaklıklarını durdurun.

- Özellikle kadınlar üzerinde olumsuz sosyal etkileri olan diğer bütçe kesintilerini veya reformları durdurun.

- Konsensüs ve siyasi iradenin oluşması önemlidir. Milyonlarca insanın hayatını etkileyen kararlar maliye bakanlıklarında kapalı kapılar ardında alınamaz.

- Bu kararlar ulusal sosyal diyalogda şeffaf bir şekilde kabul edilmelidir. Bu, hükümetlerin, iyi yönetişimin bir parçası olarak temsili sendikalar, işveren federasyonları ve sivil toplum da dahil olmak üzere çeşitli paydaşlardan gelen girdilerle anlaşmalar müzakere etmesi gerektiği anlamına gelir.

- Temel mal ve hizmetleri daha pahalı hale getirmek, hane gelirini düşürmek ve ekonomik faaliyeti daraltmak yerine hükümetler, finans sektörü de dahil olmak üzere zengin bireyleri ve şirketleri vergilendirmelidir.

Bu deklarasyonda dile getirilen talepler de gösteriyor ki sorun küresel. Sosyal devlet ilkelerini korumaya yönelik mücadele dünyada ortak. 

Emeğiyle geçinenler, yoksullar, dezavantajlı kesimler. Yani bütün ülkelerin işçileri birleşmeden refah yok!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Harç bitti yapı paydos 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları