AKP-MHP-HÜDA PAR koalisyonunda, çeşitli semtlerde açılan medreselerden tutun okullarda tarikatların verdiği dinsel eğitime değin çeşitli uygulamalara tanıklık etmiştik.

Bunlar geride kaldı. İmam okulu mezunu cumhurbaşkanı ve milli eğitim bakanı döneminde geriye doğru çağ atlamış bulunuyoruz: Artık internet üzerinden “mahalle mektebi” aşamasına ulaştık!

https://www.mahallemektebi.com üzerinden yayın yapan “mahalle mektebi”, uzman kadrosuyla öğretmenlerle öğrencileri buluşturuyor!

Nasıl buluşturuyor?

Bastırıyorsun 250 lirayı, sitedeki “öğretmen” diye adlandırılan kişi size “Kuranıkerim ve manevi değerler”i öğretiyor.

Bastırıyorsun 400 lirayı, din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni Kuranıkerim dersi veriyor.  

Bastırıyorsun 200 lirayı, fıkıh ve Arapça ya da İslami ilimler, hatta hafızlık eğitimi ile buluşuyorsun.

Bastırıyorsun 300 lirayı, imam hatip derslerini satın alıyorsun.

Bastırıyorsun 500 lirayı, tecvidli Kuranıkerim öğretimine kavuşuyorsun.

Bastırıyorsun 450 lirayı, tefsir öğretmeni sana manevi danışmanlık yapıyor.

Parasız, eşit, çağdaş eğitim de neymiş... Mahalle mektepleri geri döndü. Bastırın parayı, Saray’a sadık ümmet olun.

HATA YAPANLAR GÖLGE ETMESİN!

Yargıtay Onursal Üyesi Hamdi Yaver Aktan, geçtiğimiz günlerde gazetemizde yayımlanan makalesinde Nazi hukukunun temel ilkelerinden birinin “hukukun siyasi liderliğe hizmet etmesi” olduğunu yazdı.

Nasuh Mahruki’nin tutuklanması, Kemal Kılıçdaroğlu için açılan dava gibi gelişmeler, Türkiye’de de benzer bir sürecin yaşandığını gösteren son örnekler oldular.

Davanın ilk duruşmasında Kılıçdaroğlu’nun yaptığı savunmadaki saptamaların çoğunluğu doğrudur.

Ancak, gecikmiş saptamalardır.

Rejimin adım adım meşruti monarşi bulamacına dönüşmesine, gericiliğin şaha kalkmasına giden yolda Kılıçdaroğlu, büyük hatalar yapmış, yanlış kadro, yerinde olmayan kararlar ve ideolojik sapmalarla bugünkü olumsuz ortama varılmasında büyük pay sahibi olmuştur.

Duruşmada yaptığı en önemli itiraf, “Milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı, onlara inandığım için hata ettim, evet hatalıyım. Bu kadar kötü olabileceklerini tahmin edemedim” sözüdür.

Bu sözü kimileri Meral Akşener için söylediğine yorsalar da aslında bu sözler, genel başkanlık yaptığı dönemde çevresine topladığı kimi danışmanlar, yöneticiler ve milletvekilleri için de geçerlidir.

Kılıçdaroğlu, tüm eleştirilere karşın özellikle onlarla çalışmayı; ısrarla, bilerek, isteyerek, bilinçli bir biçimde kendisi seçmiştir.

Kılıçdaroğlu; duruşmada “Selam olsun” dediği “başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün Kuvvacı kahramanlara, devletin bekası-milletin selahiyeti için canını hiçbir zaman sakınmamış bütün vatanseverlere, ulusal kurtuluşumuza, güzel ve aydınlık günlere”; geçmişte “yeni CHP, helalleşme” gibi geliştirdiği kavramlarla sırtını döndüğü bilinmektedir. 

Karşıdevrim hukuku ile yüz yüze gelen Kılıçdaroğlu şimdi pişmandır. Ancak son pişmanlık yarar sağlamaz. 

Başta CHP’ye gönül vermiş milyonlar olmak üzere, halk ve laik-demokratik Cumhuriyet büyük zarar görmüştür.

Buna karşın, her türlü olumsuzluğa karşın toplumdaki Kuvvacı, yurtsever, güzel ve aydınlık gün istenci, sağlam ve kararlı direncini sürdürmektedir.

Yeter ki yoldan saparak hata yapanlar gölge etmesin!