“Önder” mi dediniz? Halk önderliği işte böyle bir şeydir.

Uzun süre partiyi yöneten ufuksuz, yönsüz, yeteneksiz bir liderlikten sıyrılmış olan CHP, tarihsel işlevini bir kez daha yerine getirdi. Yurduna çok bağlı, demokrasiyi içselleştirmiş, egemenliğin kendisine ait olduğunun bilincindeki halkı, diktatörlüğe yönelenlere karşı Cumhuriyete sahip çıkmak için örgütledi, harekete geçirdi.

KARARLI, CESARETLİ...

Kökeninde Müdafaa-i Hukuk Örgütü yatan CHP’nin başta Özgür Özel olmak üzere genç, etkin, halkın içinde, kararlı ve cesaretli yeni yönetim kadrosu, günlerdir partinin cumhurbaşkanı adayına, belediye başkanlarına, belediye kadrolarına yönelen Saray operasyonlarına karşı büyük bir halk hareketini başarıyla örgütledi, yurt çapında yayılmasını sağladı, giderek genişlemesine önayak oldu, disiplin içinde ve barışçıl bir biçimde yönlenmesini gerçekleştirdi.

Ayrıca, Cumhuriyet döneminde ilk kez önemli bir göreve göstereceği adayını bütün üyelerinin, dahası tüm halkın katılmasına da olanak tanıyarak belirledi. Sandığın, dolayısıyla halk iradesinin gücünü diktatörlüğe yönelen, baskıcı, hak-hukuk-adaleti öteleyen, anayasayı ve yasaları tanımaz hale gelmiş Saray’a gösterdi.

CHP’nin yönetim kadroları, tıpkı ulusal kurtuluşu kongrelerle örgütlerken, Meclis’i kurarken, Cumhuriyeti ilan ederken, devrimleri gerçekleştirirken, 1940’larda çok partili demokrasiye geçerken nasıl tarihsel bir görev yaptıysa bugün de önemli bir yükümlülüğü yerine getirmektedir: Hem halka demokrasi ve Cumhuriyete sahip çıkma yol ve yöntemlerini göstermekte hem de anayasayı askıya alan, diktatörlüğe yönelen iktidara karşı tüm muhalefeti kucaklamaktadır.

Muhalefet de büyük çoğunlukla CHP’nin halk ile birlikte Cumhuriyeti yeniden kurmakta olduğunun bilincine varmış, ona eşlik etmeyi bir yurt görevi bilmiştir.

KARDEŞ

Dahası, CHP son ataklarıyla; emperyalizmin böl-yönet taktiği ile ulusal bütünlüğü zedeleyen dinsel, mezhepsel, etniksel tüm ayrılıklara karşı özgürlük, eşitlik ile birlikte kardeşliğin yeniden örülmesine katkıda bulunmaktadır.

Atatürk’ün demokrasi tanımındaki gibi bu “yükselen deniz” karşısında Saray ve paçasına asılanların dönemi sona ermiştir.

Halk, diktatörlüğe yönelenleri süpürmekte, demokrasi devrimini gerçekleştirmektedir.

Cumhuriyetin aydınlığı, halkın başı üstünde bir güneş gibi doğmaktadır.