Hikmet Çetinkaya

Haydi Yiğidim, Aslanım Yürü Bakalım!..

27 Şubat 2015 Cuma

Bir yıl önce değil daha altı ay önce estikçe esiyor, mangalda kül bırakmıyorlardı:
“Süleyman Şah Türbesi ecdat yadigârı topraklarımızdı, oraya dokunan olursa, gerekeni yapar, gücümüzü gösteririz... Oraya bir müdahale olursa kimsenin gözünü yaşına bakmaz, İstiklal Marşımız ırmak olup akar...”
Bir yıl bile geçmedi aradan!
Ne kükredik, ne ırmak olduk!
Bir gece önce IŞİD’e haber saldık, PYD desteğiyle Süleyman Şah Türbesi’nden “ecdadımızın yadigârı” kutsal emanetleri, sandukaları alıp, sınırımızın 200 metre ötesinde Eşme’ye getiren PYD güçlerine teslim ettik, ay yıldızlı bayrağımızı zaten önceden diktiğimiz göndere çektik.
Aslandık, kaplandık, kimse bizim gücümüzü ölçemezdi, aynen öyle yaptık!..
Bu arada Süleyman Şah Türbesi’ni havaya uçurduk...
O da “ecdat yadigârı” değil miydi?
Hani Gezi Direnişi’nde Dolmabahçe’de “çapulcular”ın camiye ayakkabılarıyla girip bira içtikleri yalanını uyduran sonra çarpılanlar vardı ya imam konuşunca!..
İmam, “Yok öyle bir şey olmadı” diye yalanlayınca ne yapmıştı ülkeyi yönetenler?
Cami imamını iki gün içinde sürmüşlerdi!
Eh kendilerine Müslüman “muhterem zevat” sel olup akmayı bir türlü başaramayıp, “terör yaftası”nı çocuklarımızın boyunlarına asa asa durumu idare edip bugünlere gelmişti.

***

Bugünden sonra ne olur?
Bir şah olacak değil!
Siyasal iktidar, Saray, çocuklarımız üzerinden “İç Güvenlik Yasası”nı çıkarırken poşuyla yola devam edip Gezi Direnişi’nin “intikamı”nı almaya çalışıyor...
Türkiye’ye yerleşen IŞİD’i görmüyor, İngiltere’nin restine şaşı bakmayı sürdürüyor...
İngilizler, THY Genel Müdürü Temel Kotil’in Londra’ya gelip parlamentoda, milletvekillerinin sorularına yanıt vermesini istiyor...
Dedikleri şu: “İngiliz yurttaşı üç kız Londra’dan THY uçağıyla İstanbul’a gelip, oradan Suriye’ye geçip IŞİD’e katılmışlar...”
Bu bile Türkiye’nin içinde bulunduğu yürekler acısı durumu gösteriyor...
Kükreyip, sel olup taşan siyasal
iktidar Gediz Irmağı gibi kaygılı akıyor.
Gücü gençlere...
Poşu mu taktın, yüzünü mü kapattın, gel buraya bakalım... Oysa terörle mücadele böyle yapılmaz!
Devletin istihbarat birimleri var.
O birimlerin görevi terör eylemi olmadan, canlı bomba yabancı uyruklu kadın Türkiye’ye girdikten sonra izleyerek yakalamak değil mi?
Demek ki istihbarat birimleri uyuyor benim ülkemde...
Yabancı uyruklu terörist kadın, Sultanahmet’te turizm polisi kulübesinde nöbet tutan Kenan Kumaş’ı öldürmemiş miydi?
AKP iktidarı, terörü, antidemokratik yasalar çıkararak, demokrasiyi yaşama sokmadan, özgürlükleri genişletmeden bitirmek istiyor...
Sultan hazretleri ise sabah akşam, topluma demokrasi ve özgürlük dersi veriyor.

***

Bilinen bir gerçeği, anımsatmakta yarar görüyorum hep...
Benim ülkemde çocukları, gençleri, kadınları hedef alan siyasetçiler, gerçekleri halkımızdan hep sakladılar...
Ne babayiğit siyasetçiler, işadamları, varsıllar gördük zamanı geldiğinde generallere seslenen:
“Haydi paşam, İstiklal Marşımızın buyruğu gibi kükremiş bir sel olup, darbe yapalım, şu vatanı dincilerden, komünistlerden kurtaralım!”
Diyenler oldu ama dincilere, tarikatçılara hiçbir şey olmadı!
Olan hep sosyalistlere, komünistlere, devrimcilere, yurtseverlere, demokratlara, gerçek liberallere oldu!
Halkımız bu olup bitenleri, acıları, hüzünleri seyretti!
Ölümlere alkış tuttu!
Zaman zaman şairin şu dizeleri bu yüzden aklıma gelir:
“... Yaşamayı seçtiğimiz bu alacakaranlık, gözlerin görme, kafaların düşünme yeteneğini engelliyor!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları