Hikmet Çetinkaya

Bezirgân...

10 Aralık 2013 Salı

Güç sende, vurabildiğin kadar vur!
Es, gürle!
Fırtına, bora ol!
Çek çekiştir, sağdan soldan nereden istersen!
Bakma gözünün yaşına.
Bezirgân ol, köşeyi dön, yağmala...
Kendin için, vatan için, çoluk çocuğun geleceğin için!
Torunlar, damatlar...
Hepsi için!
Göller, dağlar, taşlar, ovalar, vadiler, akarsular, koylar...
Aldırma 30 yıldır süren acılara, gözyaşlarına...
Boş ver barışı, huzuru, kışı, baharı, yazı...
Yürü, kim tutar seni yiğidim, aslanım benim!
Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir!
Çatışma, gerilim, şiddet!
Bezirgânın işine yarar!
Kurtlar puslu havayı sever...
Terör de öyledir!
Toplum, siyasetçi, hep birlikte zaten buna alışmışız.
Bak keyfine rahat ol!
Yoksul hanelerde yas olmuş, sevinç olmuş; geç onları geç!
Ölenler onların çocukları!
Savaş ve kan...
Gözyaşı...
İntikam...
Darbeler, darbeciler...
İdare et vaziyeti...
Gündem değiştir, işine geleni anlat, meydanları doldur...
At babam at!

***

Yine mi hainler pusu kurmuş...
Birileri bilgi sızdırmış...
JİTEM var mı yok mu; nereye saklanmış...
Yazı mı yazmış, haber mi sokuşturmuş.
Ne olmuş iki gözüm ne olmuş!
Vur kelepçeyi, al götür!
İstersen öldür!
Nasıl olsa bu ülkenin toprakları kanla sulanmış...
Kan çiçekleri açmış!
Sahte belgeler, CD’ler elden ele dolaşmış...
Zindanlar dolup taşmış!
Demokrasi, özgürlük, barış, kardeşlik!
Şu derin dehlizlere kimler saklanmış...
Karanlığı zulalamış.
Octavia Paz’ın adını demek hiç duymadın, Neruda’yı okumadın!
Fişleme, dişleme, dinleme, izleme..
Uykuda mıydın?
Demek basın özgürlüğü şimdi aklına geldi...
Sana koskocaman bir günaydın!
Bir delişmen çocuk ağlıyor ormanda tek başına, Ceylan vurulmuş;Ethem kanlar içinde Kızılay’da...
Kan emiciler, yılanlar, çıyanlar...
Tetikçiler, itirafçılar, gizli tanıklar...
Uğur Mumcu, Musa Anter, Hrant Dink!
Nerede “vur emrini” verenler?

***

Bir de şu var hünkârım, bir de şu...
Evrensel hukuku çiğneyenler, insanları suçsuz yere zindanlara atanlar...
Hâlâ mağdur edebiyatı yapanlar...
Askeri darbelerden nemalananlar...
Milleti kandıranlar...
Vicdansızlar!
Arkadaşlarını ihbar edenler, e-muhtıra falan verenler...
Keyif çatanlar...
Askeri darbelerden hesap sorar gibi yapıp sormayanlar, faşizmin duvarını örenler...
Devrimci Mandela’yı tanımayanlar...
İsyanın ruhunu, yüreğini bilmeyenler...
Bir zamanlar Mandela’yı “komünist-terörist” diye yaftalayıp zindandan çıktıktan sonra “Atatürk Barış Ödülü” vermeye kalkanlar..
Ve Mandela’nın şu sözlerini unutanlar:
“Atatürk’le hiçbir sorunum yok ama bu ödülü almayacağım!”
Bu sözün ne anlama geldiğini anlamayanlar!
Tepki verenler:
“Çirkin Afrikalı!”
Yıl kaç?
1990’lar...

***

1980 darbesi...
O kıyımlar, acılar...
Kenan Paşa’lar...
İşkenceciler...
Zindanlarda yapılan katliamlar.
Atatürk adını dillerinden düşürmeyen faşistler.
Atatürkçü darbeciler.
Aşkı, sevgiyi, barışı, özgürlüğü kavrayamayanlar...
Gelmiş geçmiş tüm bezirgânlar...
Kan emiciler...
Alçaklar!
Günahkârlar!
Darbe anayasasıyla yıllardır yatıp kalkanlar...
Yüzde 10 seçim barajını kaldırmayanlar...
Siyasi Partiler ve Seçim Yasası’nı, lider sultasını savunanlar...
İkiyüzlüler!
Kan gölünden beslenenler!

***

Sizin için hayat nedir hayat!
Kul olmak ve biat etmek mi?
Bozgun düzeninin içinde vurup kırmak, insanları yıldırmak mı?
Bir delişmen çocuk ağlıyor tek başına ormanda, bir genç kız hüznün türküsünü söylüyor ıssız bir ovada, bir kadın erkeğini düşlüyor çocuklarıyla birlikte zindanın kapısında...
Bir bak dışarıya, bir bak!
Ve düşün biraz olsun vicdanın varsa bezirgânbaşı...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları