Soprano Zehra Yıldız Vakfı’nın kurucu üyesi ve mütevelli heyeti başkanı olmakla hep gurur duydum. Sevgili Zehra 27 yıl önce Heidelberg Operası’nda oynadığı Fidelio-Leonore temsilinin ardından geçirdiği bir beyin kanaması sonucu vefat etmişti. Bu haber Türkiye’de olduğu kadar Avrupa’da da sanat dünyasını sarsmıştı. Cenazesi AKM’ye getirildiğinde tıka basa dolu salonda herkes ağlıyordu. Zehra sahne arkadaşları tarafından çok sevilen, kimseyle kavgası olmayan bir opera sanatçısıydı. Opernwelt dergisi onu 1996 yılının en başarılı genç sanatçısı ödülüne aday göstermişti. Sesi, dış görünümü, sahnedeki karizması ile içinde rol aldığı eserin “büyük bir opera olayı” olmasını sağlıyordu. Leyla Gencer ölümü ardından şöyle diyordu: “O çocuğun benim için çok ayrı bir yeri vardı. Sesi güzeldi, kendi güzeldi ve çok yetenekliydi. Hiç kuşkusuz tanıdığım bütün sanatçılar içinde en ‘Batılı’ olandı. Yalnız işiyle, performansı ile değil, çevresine ve dünyaya olumlu bakışıyla, olumlu ışınlar yaymasıyla da öyleydi. O çocuğun yeri doldurulamaz”.

Sonra Zehra’nın eşi opera sanatçısı, tenor Süha Yıldız’ın öncülüğünde bir vakıf kuruldu. Vakıfta bilim, sanat ve iş insanları yer aldı. Ben de kurucu üyeler arasındaydım. Soprano Zehra Yıldız Opera ve Bale Vakfı olarak onun ölümü ardından genç Zehra’lara yol açmak için çeşitli sahnelerde “Zehra Yıldız Geceleri” düzenlendi. İki yıllık pandemi döneminde bile Zehra’nın sahne arkadaşları, hayranları, onu yönetmiş şefler de anılarını anlattılar. Doksanar dakikadan beş ayrı film yapıldı. Bunlar U-tube’da hâlâ yayında. Vakfımız özellikle son yıllarda aramıza katılan yeni üyelerle de taze bir kimliğe kavuştu.

Ülkemizin seçkin operacıları 13 Mart’ta Süreyya Operası sahnesinde bir konser verecekler. Solistler: soprano Ottilla İpek ve soprano Ceren Aydın; mezzo soprano Asude Karayavuz; tenor Caner Akın; bariton Nejat Işık Belen ve vakfımızın ilk bursiyeri olarak yurtdışına gitmiş, New York Metropolitan Operası’ndaki temsillerde başrol oynamış basbariton Burak Bilgili. Piyanoda Figen Yiğitgil yer alacak. Bu yıl düzenlenen “Ulusal Genç Solistler” yarışmasının profesyonel kategorisinde “Zehra Yıldız Özel Ödülü”nü kazanan 20 yaşındaki mezzo soprano Berrin Temeloğlu’nu da kutluyorum, yolu açık olsun.

ÖZGÜR AYDIN VE BORUSAN QUARTET

Enka Oditoryumu’nda geçen hafta tam dört dörtlük bir oda müziği dinletisi vardı: Esen Kıvrak (1. keman), Nilay Sancar (2. keman), Eftal Altun (viyola) ve Poyraz Baltacıgil (viyolonsel) gibi seçkin müzisyenlerden kurulu Borusan Quartet’in solisti değerli piyanistimiz Özgür Aydın’dı. Çaldıkları yapıtlar büyük bestecilerin az duyulmuş çalışmalarından seçilmişti: Beethoven: Yaylı Dördül no.12, Mi bemol major, op127 ve Cesar Franck: Piyanolu Beşli Fa minor. Iki yapıtın çağı da birbirine uzaktı: Beethoven’ın kuvarteti bestecinin ölümünden üç yıl önce bestelenmişti. Franck ise “Piyanolu Kentet”ini 1879’da bestelemişti. Bu kuvarteti ile modern Fransız müziğinin temellerini attığı söylenir. Topluluk bu yapıtları ilk kez çalıyordu. Dinleyiciler de sanırım ilk kez dinliyordu. Böylesi yeni seslendirileri dinlemek hem çalanlar hem de dinleyenler için yeni keşiflere çıkmaktır. Özgür’ün ne denli değerli bir piyanist olduğuna bir kez daha tanık olduk.