Bir oda orkestrası, bir filarmoni

12 Haziran 2024 Çarşamba

Franz Liszt Oda Orkestrası 1963 yılında, Liszt Ferenc Academy of Music’in eski mezunları tarafından kurulmuş. Doğal ki bunca yıl içinde dağarcığı zenginleşmiş, üyeleri yıllarca birlikte çalmanın güvenini sürdürmüş. Dünyanın dört bir yanında, en ünlü salonlarında konserler vermiş ve aranan bir topluluk olmuş. Eşlik ettikleri solistler de tarihe geçmiş büyük isimler: Richter, Rostropoviç, Isak Stern, Menuhin, Rampal, Argerich, A. Schiff gibi niceleri. 2020’den beri ünlü çellist Istvan Vardai orkestranın yöneticisi. Macaristan’ın bu milli orkestrası ile değerli solistimiz Gülsin Onay’ı dinledik. Ayrıca izleyici ile topluluğun yarattığı sıcak ortam, bu festivalin şimdiye dek tanık olduğum en içten, en dost ortamıydı. İşsanat’taki konsere Istvan Vardai viyolonseli ile solist ve şef olarak katıldı. Gülsin Onay’ın da Mozart’ın No.12, La Majör K. 414 sayılı gencecik yaşında yazdığı piyano konçertosuyla yer aldığı konserde yumuşacık tuşesi ve her zamanki gibi piyanonun tuşları kadar izleyicisiyle barışık duruşu yine ayrıcalıklıydı.

ULVİ CEMAL ERKİN’İN YAYLI ÇALGILAR DÖRTLÜSÜ

Franz Liszt Oda Orkestrası’nın bir de sürprizi vardı: Değerli, öncü bestecimiz, Türk Beşlerinin üyesi Ulvi Cemal Erkin’in (1906-1972) Yaylı Çalgılar Dörtlüsü’nü oda orkestrasına uyarlamışlardı. Erkin, 1925’te kazandığı devlet bursuyla Paris Konservatuvarı’nda Jean Gallon, Isidor Philippe ile çalışmış, ardından Ecole Normale de Musique’te ünlü hoca madam Boulanger’nin öğrencisi olmuş. 1936’da yeni kurulan Ankara Devlet Konservatuvarı’nda görevler almış. Besteleri Türk halk dansları, geleneksel modlar ve gizemli İslam felsefesinden kaynaklanıp Batı müziğinin kurallarıyla birleşir. Erkin, ilk kuşak içinde  tüm yapıtları seslendirilmiş tek Türk bestecisidir. Orkestraya uyarlanan “Yaylı Sazlar Dörtlüsü”nü 1936’da tamamlamış.

Franz Liszt Oda Orkestrası böylece çağdaş Türk müzik tarihine de katkıda bulunmuş oldu. Umarım bu çalışmayı dünyanın başka sahnelerindeki konserlerde yine programlarına alırlar.

TEKFEN FİLARMONİ

Bu yazımın başlığını okuyan okurlarım bir çelişkiye düşmüş olabilir: “Bir oda orkestrası, bir filarmoni” ne demek? Filarmoni orkestrası ile senfoni orkestrası arasında yapısal olarak hiçbir fark yoktur. Tek fark filarmoni, belli bir kuruluş tarafından desteklenen topluluktur. (Armoni Severler) Oda orkestrası ise bütün çalgıların büyük bir senfoniye göre daha küçük gruplar halinde bulunmasıdır.

Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın temelini 1992’de şef Saim Akçıl atmıştı. Önce Karadeniz’deki ülkeler, sonra Hazar Denizi ve Akdeniz ülkeleri de dahil oldu. “Üç Denizin Sesi”ni bir araya getirmek çok ilginç bir buluştu. Bu ülkelerin kendilerine özgü çalgıları da zamanla orkestraya katıldı. Kuruluşunun 25. yılından beri Tekfen Filarmoni’nin sürekli şefi ve sanat direktörü Özbek asıllı Aziz Shokhakimov (d.1988). Enerjisi ve müzikal incelikleriyle dikkat çeken bir sanatçı.

Programın solisti çellist Edgar Moreau (1994) 2011 Rostropoviç yarışmasını ve 2014 Çaykovski yarışmasında genç konser sanatçısı ödülünü kazanmış. Ödüllü sanatçıların hemen peşine düşen ajanlar onu önemli sanat merkezlerinde tanıştırmışlar. Şimdi dünyanın en önemli festivallerinde ve sahnelerinde çalıyor. Onu yarınlarda çok parlak bir gelecek bekliyor. Programın ikinci yarısındaki Rimski-Korsakov’un Şehrazad op. 35 başlıklı senfonik şiirinin yorumu çok etkileyiciydi. Rus Beşlerinin en genç üyesi olan Nikolai Rimski-Korsakov aslında bir uzak deniz kaptanıdır. İmge gücü geniştir. “Şehrazad” dört bölümde anlatılan ayrı masallardan oluşur. Aynı tema her bölümde gelişir ve yapıtın sonuna doğru bir fırtına kopar. O fırtınayı doruklara taşıyan Tekfen Filarmoni’nin başkemancısı Andre Bielow’u ayrıca kutlamak isterim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hatya artık bir efsane 19 Haziran 2024
52. festival doludizgin 5 Haziran 2024

Günün Köşe Yazıları