Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Rejim ve kültür savaşları

03 Şubat 2022 Perşembe

Rejim hem iş çevrelerinin hem de işçi sınıfının artan öfkesinden kaçarak “kültür savaşlarına” sığınmaya çalışıyor. 

Emekçi sınıfların gittikçe artan geçim sıkıntısı rejime karşı öfkeyi besliyor. Siyasal İslamın rejimini, yakın zamana kadar destekleyen “taşra sermayesinin” çıkarlarıyla rejimin egemen sınıfının çıkarları hızla ayrışıyor. Dövizin girdi fiyatları, yüksek faizin kredi maliyetleri üzerindeki etkilerinden, rejimin yandaşlarını kayırmasından, yasaları yozlaştırmasından (çifte standarttan) yakınmalar yandaş basının sayfalarına bile yansıyor. 

YENİ SALDIRI

Yeni saldırı, Sedef Kabaş’ın gece yarısı gözaltına alınıp tutuklanmasıyla, “dilini koparmak”, “kafasına sıkmak” çıkışlarıyla, TELE1’i susturma çabalarıyla başladı. Cumhurbaşkanı’nın “Basın Yayım Faaliyetleri” Genelgesi’yle devam etti. 

“Milli ve manevi değerlerimizi yıpratmaya yönelik faaliyetlere karşı tedbir” almaya yönelik genelge, aile, çocuk ve gençleri “yanlış” medya içeriklerinden korumaktan, milli ve manevi değerlerimizi yıpratmaya, aile ve toplum yapımızı temelinden sarsmaya yönelik açık veya örtülü faaliyetlerden, ulusal ve yerel medya organlarının tehdit ve tehlike oluşturan yapımlarına karşı... tüm tedbirlerin gecikmeksizin alınmasından söz ediyor.

Sonra, Diyanet İşleri Başkanı’nın 81 ilin müftülerine gönderdiği “Cuma Geceleri Ailece Camide Buluşuyoruz” başlıklı projeye çağrısı geldi. “Genelge” ve “proje” birbirini mükemmel biçimde tamamlıyordu.

“Milli ve manevi değerlerimiz” kavramlarının, “manevi” kısmı dine, “milli” kısmı etnik kimliklere ilişkindir. Bu kavramların içini her toplumda, iktidarın, siyasi-kültürel tercihleri doldurur. “Genelge”, bu kavramların içine doldurulanların dışında kalan sözleri, değerleri, ahlak ve adalete ilişkin konuşulabilenlerin kapsamı dışına iterek suçlaştırıyor; böylece muhalefeti, “susturulacaklar ve cezalandırılacaklar” kapsamına sokuyor. 

Diyanet’in projesi, “Aile fertlerinin dini kimliklerini inşa ederken sahih dini bilgi ile buluşmalarına, böylece Kuran ve sünnet eksenli bilgi, birikim ve ahlaki kazanımlar elde etmelerine yardımcı olmak…”, “bilhassa çocukların cami ve cemaatle namaz bilinci kazanmalarına katkı sağlanması”, “cami görevlileri ile mahalle sakinleri arasındaki iletişimin güçlenmesine katkı sağlanması” gibi ifadelerle tanımlanıyor. Bu amaca yönelik düzenli toplantılar mahalle camilerinde yürütülecek. Yasini Şerif tilaveti ile başlayacak... Günün şartlarına, ihtiyaçlarına, mana ve önemine uygun, Kuran’ın anlaşılmasına katkı sağlayan sohbetlerle devam edecek.

Proje, “milli ve manevi değerlerimiz” kavramlarının içini doldurmayı, bu değerleri güncel sorunları konuşma bağlamında rejimin siyasi gereksinimlerine bağlamayı amaçlıyor. “Kuran’ın anlaşılmasına katkı” ise rejimin egemen sınıfının dini bilgi üzerindeki tekelini, ailece katılım çağrısı ise özellikle kadın ve çocuk bedenlerinin, zaman-mekân içinde denetimini pekiştirmeyi, cami görevlilerini halkın günlük yaşamına daha derinden nüfuz ettirerek bu denetimi derinleştirmeyi amaçlıyor. Genelgeyi ve Diyanet’in projesini yan yana koyunca karşımızdaki totaliter rejim resmi biraz daha berraklaşıyor.

İKİ YOL

“Kültür savaşları”, ekonomik sıkıntıların, sömürülüyor olmaya ilişkin kuşkuların, ahlak ve adalet (siyaset) alanına sıçrayarak egemen sınıfları hedef almasını, iki yoldan önlemeyi amaçlar. Birinci yol, bu sıkıntıları, kaygıları ifade edecek sözcüklerin, kavramların, değerlerin “üzerini örtmekle”, örtülenleri açmak için çabalayanları susturmakla, cezalandırmakla ilgilidir. İkincisi, bu “örtme” ve “susturma” sonucu oluşan boşluk, “örtülenleri” içermeyen bir anlamlar sisteminden kaynaklanan fantezilerle doldurulur. Bu fanteziler, ekonomik sorunların yarattığı acıların ifade edilmesini zorlaştırır, acılara katlanmayı kolaylaştırır.

Bu nedenle muhalefet, ekonomik sorunları biteviye tekrarlamaktan öte, bunları anlamlandıran kavramları (emek, sömürü, eşitlik vb.) halka ulaştırmaya çalışmalıdır. Yolsuzlukların üzerinin açılması, önemli bir adımdır. “Kültür savaşlarında” karşı saldırıya geçebilmek için rejimin laiklik düşmanlığıyla, yolsuzluklar arasındaki ilişkiyi halka gösterebilmeyi başarmak gerekir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları