Erdal Atabek
Erdal Atabek erdalatak@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Savaş erkeklerindir, barış kadınların!..

07 Mart 2022 Pazartesi

Tarih boyunca savaş “erkeklerin savaşı” olmuştur.

Savaş erkeklere şan, şöhret, rütbe, ganimet vaat etmiştir.

Kadınlar ise doğacak çocukları için güvenilir yer, korumak için, büyütmek için güvenilir koşullar aramıştır.

Erkek, doğası gereği rekabetçi, çatışmacı, savaşçı olurken kadın, işbirlikçi, uzlaşmacı, barışçı olmuştur.

Bu yapısal - davranışsal farklılık doğanın programı ile evrimin gelişiminin belirlediği durum.

Yazar John Gray, “Erkekler Mars’tan, Kadınlar Venüs’ten” adlı kitabında bu farkın günümüzde de sürdüğünü anlatır.

Gerçekten de erkeğin avcı işlevi, kadının toplayıcı işlevi ile günümüzde de biçim değiştirerek sürmektedir.

ESKI ZAMAN SAVAŞLARI

Eski zaman savaşlarında iki ordu karşı karşıya gelir, kralları dövüşürdü.

Hangi kral dövüşü kazanırsa onun ordusu yenmiş kabul edilirdi. Öteki ordu da yenildiğini kabul ederdi. 

Günümüzde ise savaş, genç erkeklerin savaşıdır.

Yaşlı erkekler karar verir, emirler yağdırır, genç erkekler ise dövüşür.

Bu durum pek de adil görünmüyor.

Eğer eski zamanlarda olduğu gibi, savaşa karar veren yaşlı erkekler aralarında dövüşüp sonucu belirleyecek olsalardı herhalde savaş kararı da kolay verilmezdi.

GÜNÜMÜZ SAVAŞLARI

Günümüzün savaşları giderek teknolojik araçlara, bu araçların yönetimine dönüşüyor.

Ekran karşısında tuşlarla yönetilen roketler, füzeler, uzaktan kumandalı öldürücü silahlar savaşların daha belirleyici öğeleri oluyor.

Ama acı çeken her zaman insandır.

Ön safta dövüşen genç erkekler ölürken, yaralanırken, sakat kalırken, esir düşerken kadınlar ana olarak, eş ya da sevgili olarak her anı güvensiz bir ortamda kalmanın acısını çekecektir.

Çocuklar ise anlayamadıkları bir kargaşanın içinde babaları için, anneleri için, kendileri için şaşkın, güvenden yoksun bir ortamı acı ile yaşayacaktır.

Ok, yay, mızrakla başlayan savaşlar giderek nükleer silahlara kadar uzanan bir teknolojiye ulaşsa da asıl tahrip ettiği şey kaçınılmaz olarak insanın yaşamıdır.

EN BÜYÜK KAYIP GÜVEN KAYBIDIR

Barış, güven demektir.

Evinizin kapısını açtığınız zaman güvenilir bir dünyaya, güvenilir bir yaşama adım atacağını bilmenin özetidir barış.

Kapınız çalındığı zaman bir dostun geldiğini bilmenin güvenidir barış.

Bugününüze, yarınınıza güven duymaktır barış.

Savaş yenen için de yenilen için de yaşam güveninin kaybıdır.

Yenilen taraf, bütün güvencelerini kaybetmiş olur.

Artık her şeyi, yenen tarafın isteğine, insafına kalmıştır. 

Yenen taraf ise yenilenin içinde artık hiç sönmeyecek bir intikam ateşinin yanacağını bilmenin güvensizliğini yaşayacaktır.

Yenen taraf için de artık güvenli bir yaşam olmayacaktır.

Onlar da yenilenin içindeki sönmeyecek intikam ateşinin ne zaman kendilerini yakacağını bilmeden tetikte yaşayacaklardır.

O halde neden insanlar barışın değerini bilmiyor da savaştan savaşa sürükleniyorlar?

SAVAŞLAR PAYLAŞIM KAVGALARIDIR

Birinci Dünya Savaşı, sömürgelerin paylaşım savaşıydı.

İkinci Dünya Savaşı da dünyayı paylaşım savaşıdır.

Büyük sömürge devletleri olan İngiltere, Fransa, İspanya servetlerini bu sömürgelerden sağlamışlardır. 

Asya, Afrika, Kuzey ve Güney Amerika sömürgeci devletler tarafından sömürülmüş, kaynakları ve insanları bu devletlere hizmete zorlanmıştır.

Almanya sömürge savaşında geride kalmış, savaş yoluyla bu paylaşımdan pay almayı amaçlamış, iki dünya savaşında da yenilmiştir.

Günümüz emperyalist devleti olan Amerika, İngiltere’yi de yanına alarak dünyayı hegemonyası altına alma planlarını uygulamaktadır.

Putin Rusyası” da kendi egemenlik alanı olarak gördüğü Ukrayna’yı Batı’ya kaptırmamak, Karadeniz’in kuzeyini kendi alanı yapmak amaçlı bir savaş başlatmıştır.

Bu savaş da bir paylaşım savaşıdır ve nereye gideceği de belli değildir.

Carl von Clausewitz’in dediği gibi;

“Savaşı siz başlatırsınız ama siz bitiremezsiniz. Hiçbir savaş planı yapıldığı gibi yürümez.”

Putin de giderek, haklı göründüğü nedenleri de unutturacak bir istilacı durumuna gelmektedir.

O planın da neye yöneleceği, nasıl biteceği bilinemiyor.

BARIŞ, HER ZAMAN BARIŞ

İşte, Atatürk’ün büyüklüğü bir kez daha ortaya çıkıyor.

“Yurtta sulh, cihanda sulh”, onun yaşam ilkesidir.

Barış, bütün dünyada bütün erkeklerin de bütün kadınların da ortak hedefi olmalıdır.

İnsan olmak hepsinden daha büyük bir amaç...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları