Erdal Atabek
Erdal Atabek erdalatak@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cehaletin kuşatması!...

17 Ekim 2022 Pazartesi

Ne yazık ki ülkem cehaletin kuşatması altında.

Yaşadığımız maden ocağı kazasında ölen, yaralanan madencilerimiz neyin kurbanıdır?

Her türlü denetimle, ölçümlerle, uyarı sistemleriyle donatılmış olması gereken madende bu çağda böyle bir kaza neyi gösteriyor?

Denetim kusurlarını, ihmalleri, önlem almada yapılmayanları, teknik cehaleti ortaya koymuyor mu?

Şimdi orada elbette üzüntülerle koşuşan her düzeyde yetkililer kaybettiğimiz insanların ailelerini, arkadaşlarını nasıl teselli edecekler? 

İşte, cehalet böyle bir şeydir.

Önleyemediğin felaketlerin arkasından ağıt yakarsın, olan biteni kadere yüklersin, acını içine gömer, kaygıyla yaşarsın.

YA SANSÜR YASASI?

Sansür yasası artık cehaleti de aşan bir baskı kararı ile “ipotek altına alınmış Meclis iradesi” eliyle çıktı.

Halkın haber alma hakkına konan bu ambargo ancak despot yönetimlerin kendi yanlışlarını koruma amacına yönelik olacaktır.

Yasayı oylarıyla çıkaran iktidar üyelerinin çektirdiği toplu fotoğraf, onların “zafer kazanmış” görüntülerini ileride bir utanç belgesi olarak karşılarına dikecek.

Özgür basından neden korkuyorsunuz?

Olan biteni doğru açıklayan habercilerden kim korkar?

Yaptıklarını gizlemek isteyenler korkar.

Bu yasa, onu çıkaranların itirafıdır.

“Ben yanlış yapıyorum, yolsuzluk yapıyorum, haksızlık yapıyorum, ama sen bunları yazıp söylersen seni suçlu sayarım” demenin açıklamasıdır bu yasa.

Elbette bu yasa ile yeni haksızlıklar yapılacaktır ama gerçek her zaman gerçek olarak ortaya çıkacaktır.

“VİCDANLARIN YASASI”, her zaman sizin apar topar çıkardığınız yasalardan çok daha güçlü olacaktır.

Bunu unutmayın.

GÖÇMEN İSTİLASI NE OLUYOR?

Araplar, Afganlar, Pakistanlılar.

Kimileri bilinen, kimileri bilinmeyen yollarla gelip duruyorlar.

Bizim kurnaz görünen “cehalet kesimi”, “İşte onlar ucuz işgücü oluyor, zenginleri de ev dükkân satın alıp vatandaş oluyor” diye kılıf hazırlasın, bu bir “istiladır”.

Bu istilayı sessiz sedasız hazırlayan siyasal iktidar ülkenin nüfus yapısını bir ölçüde değiştiriyor.

Güney illerimizde, ilçelerimizde Arap nüfusu, ülkenin sahibi olan Türk nüfusunu aşmak üzere.

Ellerinde bir su şişesi ile gelen genç Afgan mülteciler, ne oldukları, ne yaptıkları belirsiz bir “örtük savaşçı kitlesi”. 

Bu göçmen istilasını “baskı altında bize sığınan dindaşlarımız” olarak niteleyen siyasal iktidar acaba gelenlerin sayısını, nerede olduklarını, ne yaptıklarını tam olarak biliyor mu? Belli değil. Kesin olan, bizim bilmediğimiz.

CEHALETE DİRENİŞ VAR

Boğaziçi Üniversitesi direniyor.

Açıkladıkları bilgi notu şöyle:

“Boğaziçi Üniversitesi Akademisyenleri Nöbeti

14 Ekim Cuma

Direnişin 649. 

Nöbetin 439. günündeyiz”

Polis kordonu altındaki kampuslarından yazıyorlar.

Akademisyenler, bilim insanları, akademik giysileriyle, sırtlarını rektörlük binasına çevirmiş, vakur duruşlarıyla bilim yuvalarına yapılan yasadışı işlemleri protesto ediyorlar.

Türkiye’de bir üniversite, “özerk bilim üretme, yayma, toplumla paylaşma” işlevini, bilimsel kimliğini yasadışı saldırılara karşı azimle, kararlılıkla savunuyor.

Bu üniversite “cehalet kuşatmasını” yerle bir ediyor.

Bu direniş, dünya üniversiteler tarihine geçecek bir büyük olaydır.

ODTÜ de başka türlü bir direniş sergiliyor. Mezuniyet törenleri iptal ediliyor ama mezun olanlar ve önceki mezunlar başka bir yerde törenlerini yapıyorlar.

Üniversiteler tarih boyunca zorbalığa karşı, baskıya karşı direnişin bilimsel merkezleri olmuşlardır.

Çünkü bilimsel bilgi her zaman özgürlükle var olmuş, özgürlükle gelişmiş, özgürlüğün kendisi olmuştur.

LAİK DİRENİŞ

Bugün İran’da kadınlar örtünme konusundaki baskılara isyan halindeler. 22 yaşındaki Mahsa Amini’nin “başını usulüne göre örtmediği” gerekçesiyle alındığı karakolda ölümüyle başlayan isyan “mollalar rejimi”ni sarstı.

Bir İranlı kadın “Ne yazık ki bizim bir Atatürkümüz olmadı” diyerek gerçeği ortaya koyuyordu.

Ne mutlu ki “bizim bir ATATÜRKÜMÜZ” var.

Onun kurduğu “laik Cumhuriyet” de elbette bütün kuşatmaları yenecek güçte.

Biz de bu “laik Cumhuriyet”i kuran KUVAYI MİLLİYE ile bu “cehalet kuşatmasını” yeneceğiz.

2023 bizim zafer yılımız olacaktır...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları