Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sarsıcı manşetler, hayaller, hakikatler!
Aykut Küçükkaya yönetiminde Cumhuriyet çok iyi işler yapıyor. Basının giderek sıkıştığı şu günlerde gazetemiz çölde vaha gibi. İktidarın peşine takılmadan, hakiki gündemi izleyen muhabir arkadaşlar ardı ardına yolsuzluk dosyaları yaptılar; dahası, manşetlerle topluma önemli uyarılarda bulunan Küçükkaya, hâlâ bu ülkede ilkelerle muhalefet yapılabileceğini de gösterdi. Son dönemde “aman ittifak bozulmasın” diye eskiden iktidar saflarında yer alan gazetecilere kimseler ses etmezken, Cumhuriyet ölçü koymaya devam ediyor. Cumhuriyet, kalemin namusunu koruyor, sorumlu olduğu yeri bilerek, yani topluma hakikati aktararak görev üsteleniyor.
***
Cuma günü yine önemli konuyu manşete taşıdı Cumhuriyet ve Kılıçdaroğlu’nun sözlerini işaret etti: “Lider değil millet seçsin!” Kurultaya giden CHP’liler bu temenniye inandılar mı, bilemem. İlk sınav grup başkanvekili seçimlerinde olacak. Acaba vekiller genel başkan talimatıyla mı oy kullanacak, yoksa özgür iradeleriyle mi? Yazık ki içeriden gelen kulis bilgileri ilkinin olacağını gösteriyor. Oysa parti içi demokraside samimi olunmazsa, ülkeye dair umut mümkün değildir.
***
Bizde herkes kendine demokrattır. Lafa gelince mangalda kül bırakmayanlar, güç ellerine geçince zalimleşir; şöyle söyleyeyim, herhangi bir vekille kuliste konuşun, size neler anlatır neler. İş kamera önüne gelince, Meclis kürsüsüne ya da parti yönetim kurullarında tavır almaya, dillerini yutarlar. Her seviyede başkan bunu bilir, bu yüzden de oyunu kuralına göre oynar. Kasaba siyaseti sığdır, ilkelerden söz edilmez, koltuk kapmaca oyunudur bu!
Meclis’in herhangi bir işlevi yok artık. Fuzuli yer işgal ediyor vekiller, halkın parasına yazık. Yeniden kazanmak lazım Meclis güvenini; bunun ilk aşaması millet iradesini yansıtmaktır. Halk her zaman doğru seçim yapmayabilir. Lakin er ya da geç süzgeç görevi üstlenir. İki dudak arasına sıkışan tercihlerden daha sağlıklıdır. Üstelik halkla sorumluluk paylaşmak liderin elini güçlendirir, rakiplerine karşı daha sağlam durur. Oysa çeşitli çıkar ilişkileriyle konum edinmiş kimseler, yani siyasi tüccarlar, kolay yer değiştirir.
***
Geçen gün bir gazete son derece tehlikeli manşetle çıktı: “HDP kapatılsın” diyordu bir grup imzacı. HDP Türkiye’nin üçüncü partisidir. Üstelik seçim sistemi nedeniyle baraj aşılsın diye pek çok CHP’liden oy almıştır. Aynı biçimde örneğin İstanbul’un kazanılmasında önemli rolü olmuştur. Parti kapatmaların ne denli tehlikeli olduğunu, maliyetini biliyoruz. Şunu unutmayın; Gezi çok şeyi değiştirdi. Gezi’de şu dendi: “Bize Taksim’de bunu yapanlar, kim bilir Diyarbakır’da ne yapar!” İnsanlar tanışarak yakınlaşır. Kimsenin Mustafa Kemal’i bu türden demokrasi dışı taleplere alet etme hakkı yoktur.
***
Geçen hafta iki AKP’li herkesin bildiği sırrı açığa çıkardı. Birincisi şuydu; “Darbeci Kemalistlerle FETÖ’cüleri birbirine kırdırarak iktidarımızı güçlendirdik” dendi. Diyen ardından istifa etti ama söz ortada duruyor. Diğeri de Metiner’den geldi: “Gökçek Ankara’yı parsel parsel sattığı için görevden alındı.” Artık itiraflar geliyor, baskıyla dikiş tutmuyor. Soru şu: “AKP kurtuluş savaşı veriyor, yanında durmak lazım” diyen kimi eski askerler ve bazı kuyrukçular ne diyecekler acaba? Gökçek ve benzerleriyle ilgili soruşturmalar ne zaman başlatılacak acaba? O parsellerden kimler faydalandı acep? Hani bir siyasi partiyi kapattırmaya çalışıyorlar ya, farkından olmadan FETÖ’cülerle yan yana düşmesinler!
***
Başbuğ’un ifadeye çağrılması, Ayasofya tartışması derken iktidar elinde ne varsa sahaya sürerek yeniden güçlenmek istiyor. İktisadi çöküş erimeye neden oluyor. Bu durumu doğru tahlil etmek, geleceği planlamak için kurultaylar önemli fırsattır. Her parti salgın günleri ardından ne söyleyeceğine, bunu kimlerle yapacağına karar vermek için süreci iyi okumalı, kullanmalıdır. Peki, durum böyle mi acaba?
Kişisel çıkarların dışında neyi tartışıyor partiler? Hadi sağcılar öteden beri böyle, lidere iman eder, ya kendini solda konumlandıranlar ne diyecek bu hususta? Elbette ön seçim önemlidir. Ancak kişileri seçmek çok da önemli değildir. Mesele şudur: Hangi ilkelerle yola çıkılacak, dünya dönüşürken ne yapılacak? Bizde yaşanan bataklık güreşidir.
NOT: Bekçi tartışması son derece değerli ve boyutludur. Üstüne yazmayı düşünüyorum. Bu ülkenin belki tek gündem maddesi olmalı, o da “salgın cehalet!”
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Tanrıkulu'ndan Diyarbakır iddiası: Kayyım atanacak mı?
- Akşener'den oy bölme tartışmalarına cevap!
- YURTTAŞLAR KABİNEYE ATEŞ PÜSKÜRDÜ!
- Ekonomik kriz tiyatronun yolunu unutturdu
- Yerel seçime son 5 gün
- Akşener Özel'in o sözlerini hatırlattı
- İmamoğlu önceki dönemi anlattı
- Mart ayı 1. Dönem Çocuk Meclisi toplandı
- İmamoğlu eşi Dilek İmamoğlu ile Vefa Bozacısı'na gitti
- Özel İYİ Partili ve AKP'li adayları yerden yere vurdu
En Çok Okunan Haberler
- 'Tutulma öncesi yiyecek, su, yakıt stoklayın!'
- Emekliye promosyonda yeni gelişme!
- Büyükşehirlerde başa baş seçim
- Bakliyat ve kuruyemiş devi iflas etti
- Murat Kurum'dan şaşırtan vaat!
- Erdoğan'dan 'emekli maaşı' açıklaması
- Kurum'un eşine: 'Onun eşine aşığım'
- Özgür Özel'den 'anket' açıklaması!
- Ali Koç'tan Ankara hamlesi!
- ‘İktidar yapsın, bugün çekeriz adayımızı’