Yumuşama ve normalleşmede ‘maarif’

09 Mayıs 2024 Perşembe

Değerli okurum Rifat Yeniay, “‘Maarif Modeli’ Karanlığı” başlıklı yazım üzerine bir mektup yollamış.

Mektubunun ilgili bölümleri aşağıda.

Siyah vurguları ben yaptım.

***

Ben, eğitim alanında son müfredat değişikliğinden daha önemli ve öncelikli konuşulması gereken konular olduğunu düşünüyorum.

Bu konular;

1. 20. Milli Eğitim Şûrası’nda karar altına alınan ve 2024-2025 öğretim döneminde uygulanmaya başlanacağı anlaşılan 4-6 yaş çocuklarına verilecek Din, Ahlak ve Değerler Eğitimi,

2. Basın yolu ile duyurulan ve yine 2024-2025 öğretim döneminde uygulanmaya başlanacağı anlaşılan İlkokul 1., 2. ve 3. sınıflarda okutulacak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi’dir.

Böylece, anaokulundan yükseköğretime kadar eğitimin bütün aşamalarında din eğitimi müfredata yerleşmiş olacaktır.

Muhtemel diğer gelişmeler gerçekleşeceği günü beklemektedir.

Türkiye’nin ana gündeminin, pedagoji bilimine aykırı anaokulu ve ilkokul din eğitiminin olması gerektiğini düşünüyorum.

Bu konuyu yazdığım kitapta çok ayrıntılı olarak iktidarın verdiği önem ve önceliği de vurgulayarak açıklamıştım.

Bu önemli konuyu Sayın Zülâl Kalkandelen dışında kimse gündeme getirmediği için, “Açık ve Gelecek Tehdidi” olan bu konuya dikkatinizi çekmek istedim.

2. Yazınızda “MEB, pek çok okulu İmam Hatip Lisesi’ne çevirdiği halde, bu okullara talebi yeterince artıramadığından” demekte, yüzde olarak oran vermektesiniz.

Verdiğiniz oranlar doğru olmakla birlikte, daha sonraki yıllarda tekrar artış ve azalış vardır.

Bana, bu küçük sayısal artışazalışlardan ziyade okul ve öğrenci sayısının büyüklüğü daha önemli geliyor.

Bu nedenle bahsettiğiniz döneme ait sayısal veriyi aşağıya çıkardım.

***

Değerli okurum Rifat Yeniay mektubunda belirttiği her iki konuda da haklıdır:

1) Türkiye’nin ana gündemi, pedagoji bilimine aykırı olarak anaokulu ve ilkokul düzeyinde din eğitimi yapılmasının yanlışlığı olmalıdır.

Özetle, bu yaştaki çocuklara soyut eğitim verilmesinin yanlışlığı, sakıncaları ve yol açacağı sorunlar, eğitimciler, psikologlar ve psikiyatrlar tarafından tartışılmalı, Demokratik Toplum Kuruluşlarının, sendikaların ve siyasal partilerin ana gündem maddesi olmalıdır.

2) İmam Hatip Liselerinin sayıları artırılırken, öğrenci sayılarının azalması doğrudur ve önemlidir ama, okul ve öğrenci sayılarının mutlak rakamlar olarak eriştikleri büyüklükler daha da dikkat çekicidir.

Yukarıdaki sayılara baktığımız zaman Erdogan/AKP yönetiminin iktidara geldiği tarihten bugüne kadar, okulların yaklaşık üç kattan fazla, öğrencilerin ise yaklaşık on kata yakın arttığı görülmektedir

***

Değerli okurum, mektubuna bir de son dönemde atılan adımları irdeleyen ve özetleyen bir yazı eklemiş.

Bu yazıda, siyasal iktidar tarafından tam seçimler sırasında gerçekleştirilen değişimleri şöyle özetlemiş:

***

İktidarın “Sığınmacılar” ve “Maarif Modeli” politikaları, ülkemizin geleceğini tehdit eden en önemli iki sorundur.

Hiç zaman yitirmeden, bu iki sorunun da Temel İnsan Hak ve Özgürlükleri bağlamında, Cumhuriyet Rejimi’nin Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti niteliğini koruyacak bir yaklaşımla çözümü için çalışılmaya başlanmalıdır.

Not: Kendileri ve kurumları adına Cumhuriyet’in 100. yılını kutlayan okurlarımın yolladıkları iletilere teşekkür ederim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları