Kendi sözleriyle Uğur Mumcu:

1) Atatürkçüdür... 

2) Cumhuriyetçidir...

3) Laiktir...

4) Antiemperyalisttir... 

5) Tam bağımsız Türkiye’den yanadır...

6) İnsan hakları savunucusudur... 

7) Terörün karşısındadır...

8) Yobazların, hırsızların, vurguncuların, çıkarcıların düşmanıdır... 

9) Araştırarak yazdığı hiçbir konu yalanlanamamıştır...

10) Vurup parçaladıkları zaman, her parçasından onun gibiler onu aşacaklar doğacaktır.

***

Benim sözlerimle Uğur Mumcu:

1) İyi bir insandı.

2) Özgür ve bağımsızdı.

3) Tam bir aydındı, toplumsal sorumluluklarının bilincindeydi.

4) Cesurdu, kimseden korkmaz, gördüğü ve inandığı doğruları ne pahasına olursa olsun savunurdu.

5) Dürüsttü, rüşvet yemez, yalan söylemezdi. 

6) Çalışkandı, hiç durmadan okur, yazardı.

7) Kavgacıydı, savunduğu gerçeklere, düşüncelere karşı çıkanların peşini bırakmazdı.

8) İyi bir yazardı, kalemi kuvvetliydi, günlük makaleleri kadar kitapları da ilgi çekerdi; “Sakıncalı Piyade” adlı kitabı sadece bir belge olarak değil, harika bir mizah yapıtı olarak da önemliydi.

9) Araştırmacı bir gazeteciydi, karanlık olayların, sorunların üzerine gider, bilgi, belge toplar ve sonra bunları belli bir sistematikle çözümleyerek açık seçik bir biçimde okurların bilgisine sunardı.

10) Bir polemik ustasıydı; hiçbir haksız eleştirinin, saldırının, suçlamanın altında kalmazdı.

11) Bir hukuk insanıydı, evrensel hukuk ve adalet ilkelerinin, insan haklarının ülkemizde de geçerli olması için savaşırdı.

12) Atatürkçüydü, Atatürk devrimlerinden, laiklikten, çağdaşlıktan, akıldan ve bilimden yanaydı.

13) Antiemperyalistti, bağımsızlıkçıydı, emperyalistlerin özellikle din üzerinden ve ekonomik araçlarla uyguladıkları oyunlarını teşhir eder, onlara karşı çıkardı.

14) Sosyalistti, emekçilerin haklarını, ezilenleri, kamu mülkiyetini, fırsat eşitliğini, gelir adaletini savunur, sömürüye karşı çıkardı.

15) Devrimciydi, Atatürk Devrimlerinin sola açık bir biçimde devam ettirilmesinden, sürekli devrimden yanaydı.

***

1978’da Ecevit Başbakan olduğunda, ben de tek kanallı televizyonda program yapmaya başlamıştım.

Yıllarca ambargolu olan Uğur Mumcu’yu da uzun yıllar sonra ilk kez canlı yayına konuk etmiştim.

Daha önce de birlikte, Tuzla Piyade Okulu’nda askere gitmiştik; o “Sakıncalı Piyade” yapılmış, ben de “Sakıncalı Yedek Subay” olmuştum.

Uğur Mumcu’yu katledenler, bir seri cinayetlerle toplumun eksenini kaydırmak isteyen, Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin içteki ve dıştaki düşmanlarıydı.

Bu seri cinayetlerin listesini DEVRİMİN VE KARŞI DEVRİMİN YÜZ YILI adlı kitabımızın 2. cildinin sonuna ekledik.

Bugün geldiğimiz noktadan geriye bakıldığında o cinayetlerin anatomisi çok daha net olarak görülüyor.