Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Terörle mücadelenin alfabesi

17 Kasım 2022 Perşembe

İlk terör dalgası 1960’ların sonunda başlayan dış destekli bir Ermeni Terörü olarak başladı.

Türkiye Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası tırmanan ve yoğunlaşan bu teröre pek çok değerli evladını kurban verdi.

İkinci terör dalgası içinde Sünni-Alevi çatışmasını da barındıran, ana ekseni goşizm ve milliyetçilik bağlamında ortaya çıkan bir sağ-sol çatışması olarak kamuoyuna sunuldu.

Oysa, olayın arkasında Milliyetçi cephe hükümetlerinin otoriterliğe doğru giden bir sağ baskı politikası vardı.

Üçüncü terör dalgası 1970’lerin sonunda başlayan ırkçı bölücü terör olarak karşımıza çıktı.

Dördüncü bir terör dalgası, komşudan dış destekli Radikal İslamcı Terör olarak ülkemizi vurdu.

Pek çok değerli yazar ve düşünürümüz bu teröre kurban verildi.

Beşinci terör dalgası, gerisinde yine dini siyasette istismar eden Radikal İslamcı Terörün yattığı “küresel terör” biçiminde ülkemizi vurdu.

Altıncı terör dalgası, Suriye savaşı nedeniyle ülkemizi pençesine aldı.

Bu terör dalgası da bütün öteki terör saldırıları gibi ülkenin siyasal, toplumsal ve ekonomik yapısını etkilemeye yönelikti.

Örneğin 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasındaki beş ayda gerçekleştirilen kitlesel katliam eylemleri, Haziranda ancak yüzde 40 dolayında oy alan iktidarın oylarını Kasımda yüzde 50’ye yakın bir orana tırmandırdı.

İktidarın “Kokteyl terör” diyerek gerçek faillerini belirsizleştirdiği ve bu terimle ülkedeki bütün terör örgütlerini bir araya getirdiği bu dalga da halen devam ediyor.

***

Şimdi hem Radikal İslamcı çizgide varlığını sürdüren “küresel terör” tehdidiyle, hem de etnik-bölücü terörün yeniden yükselişiyle karşı karşıyayız.

Bu durum, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu altıncı terör dalgasıdır.

İster küresel olsun ister ulusal, isterse yerel, terörle mücadelenin koşulları bellidir:

1) Her terör hareketi, kendisini hem o ülkede, hem de dünyada haklı göstermek için gerekçeler arar ve ortaya çıktığı ülkedeki haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik ve baskıları bu gerekçeler olarak kullanır.

Dolayısıyla, terörle karşı karşıya olan devletlerin alacağı ilk önlem, ülkedeki haksızlıkları, hukuksuzlukları, adaletsizlikleri, farklı kimliklere farklı muameleler varsa, bu tür ayrımcılıkları bitirmektir.

2) Bir terör hareketi, dincilik, mezhepçilik, etnikçilik, milliyetçilik, sınıfçılık gibi bir kimlik siyasetini gerekçe olarak kullanıyorsa:

O kimliğin barışçı ve meşru yapı içindeki toplumsal, siyasal ve ekonomik liderleriyle, “Demokratik, laik ve sosyal bir HUKUK DEVLETİ” bağlamında, terörü önlemek için, kamuoyu önünde açık ilişkiler kurulmalıdır.

3) Devlet terörle mücadelede yerel, ulusal ve uluslararası haklılığını ve terör eylemlerinin haksızlığını, ancak teröristlerin kullandığı vahşice şiddet eylemlerinden bütünüyle uzak durarak kanıtlayabilir.

Bu nedenle, terörle mücadelede en etkili yöntem, teröristlerin bütün kışkırtmalarına rağmen Hukuk Devleti yöntemlerine sıkı sıkıya bağlı kalmaktır.

4) Her terör örgütü, saldırıda bulunduğu ülkenin komşularından ve/veya dünyadaki öteki ülkelerden, zaman zaman da dünyanın egemenliği için birbirleriyle savaşan güçlerden destek arar ve bazen de bu desteği bulur.

Bu nedenle terör belasıyla karşı karşıya olan ülkenin bu konuyu derhal komşuları ve müttefikleriyle müzakerelerde gündeme getirmesi, dış politikasını da bu ülkelere düşmanlık üzerine kurmaması gerekmektedir.

5) Teröre muhatap olan ülkedeki iktidar, bu terörü ve onun arkasındaki kimliği asla ve asla iç politika malzemesi olarak kullanmamalıdır.

Böyle bir yanlış, terörü o ülkedeki siyasetin bir parçası haline sokar ve bitmesini önler.

***

Değerli okurlarım bu temel ilkeler, tarihin, siyasal ve toplumsal bilimlerin bize öğrettiği derslerdir.

Ama ne yazık ki terörle yüz yüze gelen ülkeler, ilk tepkiler olarak bu ilkeler çerçevesinde değil, bunların tam tersine olan davranışlar sergilerler.

Böyle bir yanlışlık da terörün sadece o ülke içinde değil, bütün dünya siyasetinde etkili olmasına yol açar!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları