Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Siyasette haddini bilmek ve demokratik uzlaşma

06 Ocak 2023 Cuma

“Millet İttifakı” denilen “6’lı Masa” seçim sonrası düzenlemeler üzerinde tartışmalı açıklamalar yapmakla meşgulken, iktidar seçim güvenliğine, şeffaflığına ve adaletine ilişkin çok ciddi saldırıları adım adım gerçekleştiriyor.

İktidarın Milli İrade’ye ipotek koyduğunu açıkça dışa vuran eylemleri çok önceden, Doğu illerimizdeki ve ilçelerimizdeki belediye başkanlarının görevden alınmaları ve yerlerine kayyumların atanmalarıyla başlamıştı.

Daha çok HDP’ye yönelik olarak algılanan bu eylemler Demokratik Rejimi savunan partiler ve çevreler tarafından yeterince enerjik olarak protesto edilemedi.

Oysa medyada, sıranın CHP’li Büyükşehir Belediyelerine de gelebileceğine ilişkin alarm zilleri çalınmaya başlanmıştı bile.

Zaten aradan çok zaman geçmeden, başarılı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki haksız ve hukuksuz “Ahmak” davası mahkûmiyeti ve İçişleri Bakanı tarafından yapılan “teröristlerle iltisaklı olma” iddiaları gündeme geldi.

Demokratik Rejimi temelinden zedeleyen bu eylemler, bağımsız yargının, “Şahsım Devleti Rejiminde” siyasal iktidara bağımlı hale getirilmesinin sonucu olarak ortaya çıkmıştı.

***

İktidarın Demokratik Rejimi ve dolayısıyla şeffaf ve adil bir seçim güvenliğini zedeleyen eylemleri şu gruplar halinde özetlenebilir:

1) Seçimle işbaşına gelmiş olan belediye başkanlarının haksız ve hukuksuz kararlarla görevlerinden alınması ve yerlerine kayyumların atanması.

2) Bazı muhalif milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması.

3) Siyasal yelpazenin Orta Sağındaki boşluğu doldurmak iddiasında olan milliyetçi sağdan gelen İYİ Parti’nin önünün kesilmesi.

4) HDP’ye yönelik olan partiyi yıpratma ve olanaklı ise kapatma davası.

5) CHP’ye yönelik olarak, HDP üzerinden terörle ilişki iddiası.

Bu eylemler bağlamında Erdoğan/AKP-Bahçeli/MHP iktidarının ülkedeki doğal siyasal yapıyı yok saydığı, muhaliflerinin Demokratik siyasal haklarını gasp ettiği ortadadır.

***

Aslında iktidarı değiştirecek olan sayısal ve siyasal güç üç partinin toplamından oluşmaktadır:

CHP, HDP ve İYİ Parti toplamı, Erdoğan/AK-Bahçeli/MHP iktidarını aşacak güce erişmiştir.

Bu üç partinin dışında kalan küçük partilerin siyasal güçleri belli açılardan önemli olabilir ama sayısal etkileri ihmal edilebilir düzeydedir.

Bunların liderlerinin, özellikle Erdoğan/AKP iktidarının birinci derecedeki sorumluluklarını taşımış olanların, tarikatlara göz kırpan, temel hak ve özgürlüklere aykırı olan eylem ve söylemleri, sayıları ihmal edilebilir olan kendi çekirdek kadrolarına mesaj vermek ve gerçek demokratların güvenlerini sarsmak dışında bir sonuç doğurmayacaktır.

***

Bana sorarsanız, “Bırakınız konuşsunlar, bırakınız geçsinler” diyorum:

Çünkü başta bu iki parti olmak kaydıyla, 6’lı Masa’daki öteki küçük partilerin “Millet İttifakı” dışında Meclis’e girme şansları olmadığını kendilerinin de bildiğine eminim.

Dilerim, eylem ve söylemleriyle CHP’nin ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun sabrını taşırmazlar.

Çünkü CHP, HDP, İYİ Parti üçgeni, hiçbirisine muhtaç değil.

Bunu çok iyi bilen iktidar da bütün umudunu HDP-İYİ Parti çelişkisinin bu üçlü arasındaki “Demokratik Uzlaşmayı” bozmasına bağlamış görünüyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Siyasal herestetizm 22 Aralık 2024
Güç zehirlenmesi 20 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları