Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Osman Kavala’nın savunması ve karşı oy yazısı-2

29 Nisan 2022 Cuma

Yayımlamaya dün başladığım Osman Kavala’nın GEZİ DİRENİŞİ davasındaki savunmasının devamı şöyle:

“Gezi protestolarının George Soros tarafından düzenlendiği iddiası protestoya katılan vatandaşlarımızı itibarsızlaştırmaya yönelik bir iddiadır. Bu iddia, araştırma sonucu ulaşılmış herhangi bir delile değil, Soros’un Arap Baharı arkasındaki kişi olduğu algısına dayanmaktadır ve iddianamede de böyle yer almıştır.

Türkiye’yi ziyaretinde vakfın çalışmalarını değerlendirdiği toplantılar dışında Soros ile hiçbir irtibatım yok. Benim dışımda hiçbir vakıf üyesiyle konuşmuş olmaması, Soros’un sanıklar arasında olmaması bu iddiaları yazanların da iddialara inanmadığını gösteriyor.

15 Temmuz darbe girişiminde bu kadar önemli rol oynadığına inanılan bir kişinin sorgulanmamış olması kanaatimce savcılık mesleğinin doğasına aykırı ciddi bir görev ihmalidir.

***

Şiddet içeren, suç sayılan bir eylem biçimi önermem, insanları, kuruluşları buna teşvik etmem söz konusu değildir. Zaten iddianamede de bu kanıtlanmamıştır.

Herhangi bir örgüte bağım bulunamadığından beni kalkışmanın finansmanı yaptılar.

Hayatımın 4.5 yılını cezaevinde geçirmiş olmam benim için telafisi mümkün olmayan bir kayıptır.

Bana teselli sağlayacak yegâne şey yaşadıklarımın yargıdaki vahim sorunların daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunması ihtimalidir.”

***

Şimdi sıra GEZİ DİRENİŞİ davasındaki karara muhalif kalan mahkeme üyesi yargıcın karşı oy yazısının metnine geldi.

Hâkim Kürşad Bektaş, karara şu ifadelerle şerh düşmüş:

“Dosya içeriğinde dinleme kayıtlarından başka delil bulunmadığı, ilk dinleme kararının 18/06/2013 tarihinde TCK’nın 220.maddesinde düzenlenen, ‘Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma’ suçuna ilişkin olarak alındığı, TCK 312. maddesi kapsamında ‘Hükümete Karşı Suç’ suçundan alınan dinleme kararı olmadığı, daha sonra dinlemenin uzatılması talep ve kararlarında ayrıca TCK’nın 312.maddesinin de eklendiği, ancak bu suçun bu tarihlerde 5271 sayılı CMK’nin 135/8 maddesinde sayılan ve yasal dinlemeye konu suçlardan olmadığı...

‘Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlardan’, ‘Hükümete Karşı Suç’ suçunun 02/12/2014 tarihinde 5271 sayılı CMK da yer alan dinleme kapsamındaki suçlara eklendiği, bu tarihten sonra alınan bir dinleme kararının da bulunmadığı, dosyadaki tüm dinleme kayıtlarının 02/12/2014 tarihinden önce olduğu...

Bu haliyle dinleme kayıtlarının, kanuna ve hukuka aykırı delil niteliğinde bulundukları CMK 206/2-a,217/2.230/1-b maddeleri doğrultusunda yapılan değerlendirme ve yerleşik Yargıtay İçtihatlarına göre dosyadaki dinleme kayıtlarının yasak delil mahiyetinde olduğu...

Sanıkların kanuna aykırı dinleme kayıtlarına karşı beyanları da yasak delile dayandığından hükme esas alınamayacağı...

Aksi kabul edilse dahi dinleme kayıtlarını destekleyen somut kanıtlar olmadığı ve tek başına dinleme kayıtlarının sanıkların üzerlerine atılı suçlardan mahkûmiyetlerine yeter olmadığı anlaşılmış olup...

Sanıkların, üzerlerine atılı suçlardan cezalandırılmalarına yeter her türlü kuşkudan uzak, somut, kesin ve inandırıcı başkaca delil de bulunmadığından beraati...

Tutuklu sanık Osman Kavala’nın tahliyesi ile diğer sanıkların tutuklanmaması gerektiği görüşündeyim.”

***

Sevgili okurlarım, Hakan Altınay ile Mücella Yapıcı’nın savunmaları da pazar gününe!

Bu savunmaları yayımlarken, yüreğim dağlanıyor, gözlerim yaşarıyor ve utanıyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Devlet çöktüğünde! 17 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları