Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dogmatik eğitim okulöncesinde başlarsa?

07 Aralık 2021 Salı

Yedi yıl sonra toplanan 20. Milli Eğitim Şûrası’nda komisyonlarda alınan kararlar oylanırken son anda sunulan yeni bir öneri ile “Okulöncesi öğretim programında çocuğun gelişim düzeyi dikkate alınarak din, ahlak ve değerler eğitimi yer almalıdır” ifadesi kabul edildi.

Şûra’nın işleyiş geleneklerine ve usullerine aykırı bir biçimde kabul edilen bu “okulöncesi eğitim” önerisi 4-6 yaş arası çocuklarımızı kapsıyor.

***

Din de bütün değerler ve duygular gibi soyut kavramlardan oluşur.

Oysa normal nitelik ve yeteneklere, normal zekâya sahip bir çocuğun, 9-11 yaşına kadar soyut düşünemediği psikologların ve eğitimcilerin kabul ettikleri bir genel kuraldır.

Çünkü 9-11 yaşlarından önce, çocukların tutum ve davranışları, inançları ve değerler sistemi, ancak görerek, deneyimleyerek, anne, baba, kardeş, arkadaş gibi kişilerle veya çevresindeki eşya ve olaylarla ilişkilendirilerek biçimlenir.

Bu açıdan çocukların henüz soyut düşünme yetenekleri gelişmeden, değerler konusunda sadece “yap ve yapmalardan” yani “emir ve nehiylerden” oluşan dini veya dindışı bir eğitim almaları onları dogmatik bir kafa yapısına mahkûm eder.

Dogmatik kafa yapısına sahip bir nüfusla da Türkiye’nin dünya ile rekabet etmesi olanaksızdır.

***

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, özeti aşağıda olan bir bildiri ile bu kararı eleştirdi:

“Alınan bu karar bilimsel ve pedagojik olmaktan uzaktır ve evrensel bir kabul olan ‘çocuğun üstün yararı’ ilkesine de aykırıdır.

Zorunlu din dersi uygulaması hukuken tartışmalı iken bir de son dönemde devlet okullarında din eğitiminin tarikatlara bırakıldığına ilişkin haberler basına yansımaktadır.

Bu nedenler ile Evrensel Çocuk Haklarına, hukuka ve bilime aykırı olan ve Milli Eğitim Şûrası’nın tarihsel önemine ve değerine de uymayan çağdışı bu kararı kabul etmiyoruz, Milli Eğitim Bakanlığı’nı yol yakınken bu büyük yanlıştan dönmeye davet ediyoruz.”

***

Aynı konuda Atatürkçü Düşünce Derneği de özet olarak şöyle bir bildiri yayımladı:

“Eğitimin bilimsellikten uzaklaştırılıp dinselleştirilmesi, ilköğretimde 4+4+4 sistemi ile yaratılan olumsuzluklar...

Sekiz kez değişen Milli Eğitim Bakanlarının her birinin yapboz denemeleri...

Okullarda din ve ahlak bilgisi derslerinin bazı tarikat ve cemaatlerle verilmesi...

Bakanlığın kimi şaibeli ve Laik Cumhuriyet karşıtı vakıflarla imzaladığı protokoller...

Hukuken tartışmalı ZORUNLU DİN DERSİ uygulaması ve nihayet DİNDAR VE KİNDAR NESİLLER YETİŞTİRME çabalarının...

Eğitimde nasıl bir felakete yol açtığı ortada iken...

Bir de Milli Eğitim Şûralarının tarihsel ve bilimsel önem ve değerine uymayan bu çağdışı kararın alınabilmiş olması gerçekten esef vericidir.”

***

Dini veya dindışı herhangi bir dogmatik eğitim alan çocukların düşünce yapılarında ciddi sıkıntılar oluşur:

Sorgulayıcı, araştırıcı bir tavır geliştiremezler.

Gerçeklere, olgulara, verilere dayalı bilgilere değil, inançlara göre davranırlar.

Eleştirilere tamamen kapalıdırlar.

Sadece kendi inançlarına, düşüncelerine uygun olan fikir, yorum ve önerileri dikkate alırlar.

Düşüncelerini, önerilerini, bilenlerle, uzmanlarla değil, kendilerine destek vereceğini umut ettikleri çevrelerle ve kişilerle tartışırlar.

Gerek ailede gerek iş yaşamında gerek bürokraside gerekse siyasette, dalkavukların, çıkarcıların “Evet efendimcilerin” varlığı bu kafa yapısını besler.

Kendilerine destek vermeyenleri, eleştirenleri, kötü niyetle, hainlikle suçlarlar.

Kendilerininkilere uymayan fikirleri, sözleri, tutum ve davranışları kendilerine karşı düşmanlık olarak algılarlar.

Böylece dogmatik eğitim ile yetişen kişiler, hem cahil kalır hem de Demokrasi düşmanı olan zalim yönetimlerin en önemli kaynaklarından birini oluştururlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları