Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dil aracılığıyla düşünceyi biçimlendirmek

17 Haziran 2022 Cuma

İktidar inanılmaz bir yoğunlukta ve derinlikte tarihsel ve güncel gerçeklere ters, bu gerçekleri tahrif eden bir söylem kullanıyor:

Örneğin Ana muhalefet partisi CHP’yi, çöplük, pislik gibi sıfatlarla niteliyor.

“CHP zihniyeti” diye bir kavram icat ediyor, onun içini yalancı olmakla ve hainlikle dolduruyor, kendisine yönelik eleştirileri “CHP Zihniyeti” olarak niteleyip mahkûm etmeye çalışıyor.

Kürtleri temsil eden HDP’yi PKK terör örgütü ile ilişkilendiriyor.

Ana muhalefet partisi CHP’yi, HDP ile ittifak içinde gösteriyor ve CHP’yi HDP üzerinden PKK terör örgütü ile ilişkilendirip CHPKK gibi bir harf oyunuyla, tetikçileri aracılığıyla ana muhalefet partisinin terörist PKK örgütü ile ilişkili olduğu izlenimi yaratıyor.

Gezi Parkı Direnişi sırasında, hiçbir temeli olmadığı halde, cami yakıldığını söylüyor.

Müezzinin yalanlamasına rağmen Caminin içinde bira içildiğini iddia ediyor.

Böyle bir olay ve kayıt olmamasına rağmen, yine Gezi Parkı Direnişi sırasında, bebek arabalı bir kadına üstleri çıplak, başları bandanalı, deri pantolonlu kişilerin saldırdığını, kadını yere düşürüp üstüne idrarlarını yaptıklarını ve bunun video kayıtlarının olduğunu belirtiyor.

Kendi döneminden önce elektrik olmadığını, insanların gaz lambası ile aydınlandığını söylüyor.

Kendisinden önce yapılmış, hizmete sokulmuş havaalanlarını kendisinin yaptığını öne sürüyor.

Kendisinden önce kurulmuş üniversiteleri, kendisinin açtığını söylüyor.

Kendisinden önce hastanelerde MR olmadığını iddia ediyor.

Pandemi sırasında uzun süre, hasta sayılarını gerçeklerin altında yayımlıyor.

Enflasyon oranlarının, halkın hissettiğinin ve bağımsız kuruluşların hesapladıklarının çok altında olduğunu ilan ediyor.

Daha önce 18’e indirilmiş olan seçmen yaşını kendisinin indirdiğini iddia ediyor.

***

1) İktidar, güncel ve tarihsel gerçeklere ilişkin olan bu yanlış iddialarını, tahrifatlarını hem mensuplarının söylemleriyle hem de hâkim olduğu medya vasıtasıyla sürekli tekrarlatarak kamuoyunun zihnine kazıyor.

2) Siyasal ve ekonomik gerçekleri olduğu gibi yansıtan yayın organlarına çeşitli yasaklar getiriyor. Hoşlanmadığı gerçeğe uygun haberleri egemenliklerine aldıkları mahkemeler aracılığı ile yasaklatıyor.

3) Gerçekleri yansıtan yayın organlarına, Basın İlan Kurumu gibi, RTÜK gibi idari kurullar aracılığı ile cezalar veriyor.

4) Sözde sosyal medya kanunu gibi yeni kanunlar çıkararak, gerçeklerin açıklanmasına karşı, türlü gerekçelerle, hapse kadar varan cezalar getiriyor.

5) Ekonomik sıkıntıları unutturmak için “şükür” gibi dini kavramlar kullanıyor.

6) Enflasyon gibi emekçilere ve sabit gelirlilere yönelik bir soygun sürecini “pahalılık” ve “alım gücü düşüklüğü” gibi kavramlarla ört bas etmeye çalışıyor.

***

Bu iktidar, bu yollarla kendisinden ve kendi yayın organlarından başkalarını dinlemeyenlerin düşüncelerini biçimlendiriyor...

Böylece güncel ve tarihsel gerçeklere aykırı olan, bu gerçekleri tahrip ve tahrif eden bütün iddiaların doğru ve gerçek olduğuna inanan ve bunları açıkça ifade eden bir kesim yaratıyor...

Örneğin “Kılıçdaroğlu dönemi daha kötüydü” diyebilen bir seçmen üretebiliyor!

Güncel ve tarihsel gerçeklerin saptırılması ve bu yolla sahte bir dünya yaratılması, Türkiye’yi iflas ettiren, bütün temel hak ve özgürlükleri sınırlayan ve kısıtlayan, halkı canından bezdiren, gelecek umutlarını yok eden bir iktidarı yerinde tutmaya yeter mi?

Önümüzdeki seçimlerde göreceğiz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları