Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Demokratik direniş ve direnen demokrasi

03 Ocak 2023 Salı

Dünyanın her yerinde, her zaman, her toplumda, daha çok özgürlük, daha çok eşitlik, daha çok adalet ve daha çok barış isteyen, bunlar için direnen insanlar vardır.

Buna karşılık dünyanın her yerinde, her zaman, her toplumda, iktidar için, başka insanları sömürmek amacıyla, özgürlük, eşitlik, adalet ve barış karşıtı insanlar da vardır.

Dolayısıyla insanlık tarihi, insanı sömürmek isteyenlerle, bu sömürüyü engellemek isteyenlerin savaşımı tarihi olarak görülebilir.

***

Sürülerin aralarındaki ve kendi içlerindeki sömürüye yönelik olan iktidar kavgaları, “bizden olan”, “bizden olmayan” kimlik ve yağma savaşlarını başlatmış...

Tarım Devrimi sonrasında, bu aşiret savaşları yağma ve toprak için yapılan din ve mezhep savaşlarına dönüşmüş...

Endüstri Devrimi ile, toprak için yapılan din ve mezhep savaşlarının üstüne pazar ve hammadde için yapılan milliyetçilik savaşları gelmiş...

Bilişim Devrimi, eşitlik ilkesini gündeme getirip bütün kimlikleri eşit sayan Demokrasiyi ön plana çıkarınca, dünya kaynaklarına göz dikenler, sömürü savaşlarını bu kez “Demokrasi” maskesiyle gerçekleştirmeye başlamışlardır.

Elbette bu paradigma, bütün dünyada, bütün toplumlarda, aynı zamanda ve aynı biçimde geçerli değildir.

Farklı zamanlarda, farklı toplumlarda, birbirinden çok farklı görünümlerde ortaya çıkmıştır.

Demokratik Rejim için yapılan mücadelenin İngiltere’deki, ABD’deki Fransa’daki, Almanya’daki, Rusya’daki, Japonya’daki, Çin’deki ve Türkiye’deki serüvenleri birbirine hem hiç benzemeyen hem de temelde aynı olan savaşımlardır.

Tarihsel gerçekleri kavrayabilmek için aşırı basitleştirme yoluyla bu dört aşamalı modellemeyi yaptım.

***

Demek ki insanı sömürmek isteyenlerle bu sömürüyü engellemek isteyenlerin savaşım tarihi bugün ulaşılan noktada, özgürlük, eşitlik, adalet ve barış mücadelesi olarak da algılanabilir.

Özgürlük, eşitlik, adalet ve barış ilkeleri ancak Demokratik Rejim içinde öne çıkan ve birbirleriyle bütünleşen özlemlerdir.

Bu özlemler Türkiye’de, 1961 Anayasası’nda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” tanımıyla ifade edilmiştir.

***

Ama Türkiye’deki Demokratik Rejim arayışı, azgelişmişlikten dolayı, bir türlü ulaşılamayan bir ütopyaya dönüşmüştür.

Çünkü emperyalistlerle kol kola giren toprak ağaları, kökü dışardaki sermaye ve tarikatlar Demokratik Rejim’in önüne sürekli olarak engeller çıkarmışlardır.

1961 Anayasası da bu yazgıdan kendini koruyamamış...

Önce 12 Mart 1971, sonra 12 Eylül 1980 askeri darbeleriyle...

En sonra da 15 Temmuz 2016 darbe girişimi, 20 Temmuz 2016 Olağanüstü Hal İlanı ve 16 Nisan 2017 (hukuk dünyasında doğmayan) sözde halk oylamasıyla “Demokratik Parlamenter Rejim”, “Şahsım Devleti Rejimi”ne dönüştürülmüştür.

***

Sonuç olarak daha Osmanlı döneminde başlayan Demokrasi özlemi:

19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkışla AntiEmperyalist bir savaşa, 22 Haziran 1919 Amasya Genelgesi ile Cumhuriyet özlemine dönüşmüş...

1930’da Atatürk’ün eliyle, başarılı olamayan bir Çok Partili Düzen denemesine yol açmış...

1945’te İnönü tarafından Çok Partili Düzen’e geçilerek siyasete eklemlenmiş...

1950’de Devrimciler Demokratik Rejim özlemlerine uygun olarak iktidarı Celal Bayar ve Adnan Menderes liderliğindeki Demokrat Parti’ye barışçı yolla devredince gerçekleştirildiği sanılmış...

Ve Demokrat Parti Demokratik Rejimi geliştirerek bu özlemi gerçekleştirmek yerine onu yok etmiştir.

O günden beri de Türkiye’de Demokratik Direniş başlamış...

Demokratik Rejim özlemi, 1961-1971 arasındaki on yıl hariç, 1982 Anayasası’nın gölgesinde, direne direne ama yenile yenile bugünlere gelmiştir.

***

2023 yılındaki seçimler, otoriterliğe karşı Direnen Demokratik Rejim’in ve Demokratik Direniş mücadelesinin zafer yılı olacak gibi görünüyor.

Seçim sonucunda Demokratik Rejimi kuracak ve koruyacak olan seçmen bilincinin hâlâ gelişmemiş olduğu ortaya çıkarsa, o bilincin gelişmesi istikbalde iktidar tarafından çok çok geciktirilecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları