Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Biden’a mektup 3
Sevgili okurlarım, Osmanlı İmparatorluğu’nu çökerten en önemli faktörlerden biri On sekizinci Yüzyılda gelişen milliyetçilik akımlarıdır.
Bu bağlamda ortaya çıkan Yunan ve Ermeni milliyetçiliklerinin, Osmanlı’yı paylaşmak isteyen emperyalistlerin de desteğiyle başlattıkları isyan ve şiddet olayları, Birinci Dünya Savaşı sırasında doruk noktasına ulaşan kanlı bir tarihtir.
Ne yazık ki özellikle Yunan ve Ermeni kardeşlerimiz, tarihten gelen çatışmaları, günümüzdeki düşmanlıklar biçiminde de sürdürmek istemektedirler.
Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı’yla savaş halinde olan Ruslarla olan ittifakları, eskiden “sadık tebaa” diye nitelendirilen Ermenilerin savaş cephesinden Güneye doğru sürülmelerine (tehcir edilmelerine) yol açmıştır.
Şimdi dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşayan Ermenilerin, milliyetçiliklerini canlı tutmak ve Ermenistan’a yardım etmelerini sağlamak için bir “Jenosid”, “soykırım” iddiası ortaya atılmıştır.
“Jenosid”, “Genoside” Hitler’in Yahudilere karşı işlediği insanlık suçunun aynısının Osmanlılar (Türkler) tarafından Ermenilere karşı işlendiği iddiasıdır ve hem doğru ve gerçek değildir hem de toprak ve tazminat isteği gibi sonuçlar doğuracak bir suçlamadır.
(Arada hiçbir ilişki yoktur: Ne Yahudiler, Ermenilerin yaptıkları gibi, terör örgütleriyle Almanları öldürmüşlerdir, ne de Osmanlılar, bütün Ermeni ırkını yok etmek gibi bir niyete sahiptirler.)
“Soykırım” iddiası doğru ve gerçek değildir çünkü Osmanlı, Savaş içinde Ruslara ve Ermenilere karşı kendisini savunmak için bu sürgüne başvurmuştur ve geçmişte Ermeni terör örgütlerinin zulümleri ve işgal altındaki Kars’taki Müslümanları katletmeleri vardır.
İşte iki gündür bu sütunda özetlediğim mektup, bu konuda ABD’deki Türk Amerikan Örgütleri Asamblesi, ATAA’nın Biden’a bu konuda yolladığı bir protestodur.
Bugün üçüncü bölümü yayımlıyorum.
***
(Sayın Biden) Üçüncü ve dördüncü ve en önemli ihlalleriniz ise TürkAmerikalıların, Amerikan Anayasasının beşinci ve on dördüncü değişiklikleri (Amendments) ile güvence altına alınmış olan, “adil yargılanma hakkı” (Due Process Rights) ile ilgilidir.
Amerikan Anayasası sadece bir emri iki defa yazmıştır.
Beşinci Değişiklik (Fifth Amendment) federal hükümete “Adil yargılama olmadan hiçbir kimse yaşamından, özgürlüğünden, malından ve mülkünden mahrum bırakılamaz” emrini vermektedir.
1868’de yasalaşan On Dördüncü Değişiklik (Fourteenth Amendment) bu sözcüklerin tıpatıp aynısını kullanmıştır ve o yüzden de adil yargılanma hakkı şerhi ya da hükmü (Due Process Clause) olarak anılır ve tüm eyaletlerin hukuki yükümlülüğünü tarif eder.
Bu demektir ki hükümet bireyleri temel haklarından mahrum bırakmadan önce adil süreçleri uygulamak ve bireylerin hukuki haklarına saygı göstermek zorundadır.
On Dördüncü Değişiklik bu anayasal korumayı tüm eyaletlere zorunlu kılar ve ırkı, etnik kimliği ve cinsi ne olursa olsun her bireyin adil yargılanma hakkı olmasını güvence altına alır.
Bu durumda, şuna kuvvetle inanıyoruz ki Türk Amerikalıların adil yargılanma hakkı göz ardı edilmiştir.
Bizler, sizin tarihi gerçeklere dayanmayan ve hukuki temelden yoksun 24 Nisan mesajınız ile aynı fikirde olmadığımızı mümkün olan en kuvvetli bir dille ifade etmek isteriz.
Bu mesajınızın ardındaki güdünün, Amerika’daki Türk Amerikalıların esenlik, güvenlik ve mutluluğunu feda etmek pahasına ve yalnızca güçlü Ermeni lobisinin gözünde politik popülerlik kazanmak olduğuna inanıyoruz.
1915 olaylarının Ermeni Soykırımı olduğu iddianızın, Türk ve Ermeni kökenli Amerikan vatandaşları arasındaki hukuki süreçlerde adil ve tarafsız olma gereksinmelerini olumsuz olarak etkileyeceği noktasında derin endişeler taşımaktayız.
Önemle not edilmelidir ki 1915 olayları ve ardındaki gerçekler konusunda sesi giderek daha gür çıkan Türk Amerikan toplumu, uzun zamandır Ermeni tarafının tek taraflı ve uyduruk söylemleri ile gölgelenen Türk görüşlerini ve perspektifini anlatarak Amerikan kamuoyunu eğitmeyi amaçlamaktadır.
Tarafsız tarihçilerin güvenilir tarihi araştırmalara dayanarak desteklediği “doğru tarihin” gittikçe artan görünürlüğü ve halk arasındaki farkındalığı, maalesef nefret suçlarında ve terörizmde artışlara neden olmuş ve Türk Amerikalıların bazı köktenci Ermeniler tarafından zulüm görmesine yol açmıştır.
24 Nisan mesajınız, istemeden bile olsa, nefret suçlarını işleyenlere desteklemiş olabilir ve nefret suçu şüphelilerini dava etme süreçlerinde adil ve tarafsız olmayı olumsuz etkileyebilir.
Nitekim, 24 Nisan mesajınızdan cesaretlenen ve sözde Ermeni soykırımının intikamını almaya yeltenen Ermeni ırkçılar, Türk Amerikalılara tehditler savurmuş, onlara bedensel zararlar vermiş, mal ve mülklerini kırıp dökmüştür.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Kaynanasını hiçbir zaman sevemeyen 4 kadın burcu
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!