Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Atatürk’ü anarken, Cumhuriyeti savunmak

10 Kasım 2023 Cuma

Bugün Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümü:

Atatürk, Cumhuriyeti kurduktan sadece 15 yıl sonra Dünya Tarihi’ni değiştiren bu emsalsiz eserini yalnız bırakarak sonsuzluğa göç etti.

Biz bugün, Türkiye Cumhuriyeti’ni “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” olarak tanımlayan Anayasayı, adalet mekanizmasının en üst organı olan Yargıtay’ın bir dairesine karşı korumaya çalışıyoruz.

Çünkü Atatürk, Batı’da 3-4 yüzyıl süren bir Endüstri Devrimi sürecinin temellerini, Din-Tarım Devrimi döneminde patinaj yapan Osmanlı İmparatorluğu’nun savaş yorgunu olan tebaasından, tarikatlarından ve toprak ağalarından oluşan bir toplumda, 15 yıl gibi mucizevi bir sürede attı.

Atatürk, bir Din-Tarım toplumunda Endüstri Devrimi’nin ürünü olan Cumhuriyeti kurdu ve temellerini attı ama, onu yerleştiremeden aramızdan ayrıldı.

Yine de Türkiye Cumhuriyeti’ni, o denli akla, mantığa, bilime, insan onuruna, insanlığın evrimine uygun temellerle kurmuştu ki bu Cumhuriyet, onu yıkmak isteyen Emperyalistlere, Laik Demokrasi düşmanlarına ve 21 yıllık Erdoğan/AKP iktidarına rağmen hâlâ yıkılamadı.

***

Erdoğan/AKP iktidarı, zaten pek de Demokratik olmayan 1982 Anayasası’nı daha da baskıcı hale dönüştürerek ve yargıyı da siyasetin emrine alarak rejimi o denli yıprattı ki sonunda Yargıtay’ın bir ceza dairesi, Anayasa’nın emredici hükmüne rağmen, Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımadı.

Tanımamakla kalmadı bu kararın altında imzası olan AYM yargıçları hakkında suç duyurusunda bulundu.

Ayrıca TBMM’yi de eleştirdi.

Anayasa’nın emredici hükmüne aykırı olan bu karar, İbrahim Kaboğlu gibi hukuk profesörleri, Türkiye Barolar Birliği ve çeşitli barolar, çeşitli yorumcular ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel gibi politikacılar tarafından “Darbe teşebbüsü”, “Devlet Krizi”, “Anayasa Darbesi”, “Hukuk Darbesi”, “Rejim Darbesi”, “Cumhuriyet’e Darbe” gibi çeşitli isimlerle nitelendi.

***

Ben de dün bu sütunda, savcının AYM kararına karşı olan görüşünden hareketle, sanki ilgili Yargıtay dairesinin bu davranışını tahmin etmiş gibi, “YARGITAY ANAYASA’YI İHLAL EDERSE NE OLUR?” başlıklı bir yazı yazmıştım.

Bu yazımda “Yargıtay’ın ilgili dairesi, AYM kararına uymayarak, Anayasa’yı açıkça ihlal ederse ne olur?

Örneğin Anayasayı tağyir, tebdil ve ilga suçu oluşur mu?

Bu sorunun yanıtını bilemiyorum...

Ama ülkeyi böyle garip soruların sorulduğu bu çelişkili duruma getirenleri kutluyorum!” demiştim.

Ben bu yazıyı yazdıktan saatler sonra, Yargıtay’ın 3. Ceza Dairesi’nin kararı açıklandı.

***

Bu karara karşılık, Türkiye Barolar Birliği “BU KARAR ANAYASAL DÜZENE KARŞI AÇIK BİR BAŞKALDIRIDIR” başlıklı bir bildiri yayımladı:

Türkiye Barolar Birliği bu bildirisinde “Birliğimiz tarafından Anayasal düzeni yok sayan ilgili Yargıtay Daire Üyeleri bakımından ‘görevden el çektirmeye davet’ yaptırımının uygulanması için Yargıtay Yüksek Disiplin Kuruluna yarın itibariyle gerekli başvuru yapılacaktır” dedi.

“Bugüne kadar her türlü darbe teşebbüsünün tereddütsüz karşısında yer alan Türkiye Barolar Birliği demokratik hukuk devletini korumak için üzerine düşen görevi yapmaktan asla çekinmeyecektir” diye de ilave etti.

TBB Başkanı Sağkan, son olarak, bu olayın politikacıların dışında, yargı organları arasında, “3 adımda” çözülmesini önerdi.

***

Bütün bu kargaşa, “Şahsım Devleti” Rejiminin artık ülkeyi yönetme yeteneğini yitirdiğini açıkça göstermektedir.

CHP, bu “Darbeye karşı” Anayasa’yı korumak için TBMM’de, sokaklarda ve meydanlarda Demokratik Direnişe geçeceğini belirtmiş ve halktan destek istemiş ve TBMM Genel Kurulu’nu terk etmeyeceğini bildirmiştir.

Prof. Kaboğlu, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin bu kararı Anayasa’ya aykırı olduğu için, bundan önceki kararlarının da Anayasa’ya uygunluk açısından gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

Özetle “Şahsım Devleti”nin, ekonomik ve mali iflasa ek olarak, Anayasa ve yargı konusunda da ülkeyi iflasa sürüklemiş olduğu ortaya çıkmıştır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Siyasal herestetizm 22 Aralık 2024
Güç zehirlenmesi 20 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları