Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Atatürkçülük ve sosyal demokrasi - 4

09 Ağustos 2022 Salı

Pazar günkü üçüncü yazımı bitirirken şöyle demiştim:

“Sosyal Demokrasi evrensel olarak iki kaynaktan doğmuştur ve bu iki kaynaktan beslenir:

Birinci kaynak, Komünizm/Sosyalizm kaynağıdır.

İkinci kaynak, Fabianizm ve Sendikalizm kaynağıdır.

Kimileri Sosyal Demokrasi’yi, Kapitalizmin/Liberalizmin Komünizme/Sosyalizme karşı tuzağı olarak görür; kimileri de Komünizmin/Sosyalizmin hedeflerine barışçı, demokratik yollarla varmayı hedefleyen evrimci bir ideoloji olarak kabul eder.”

***

Sevgili Örsan Kunter Öymen 11 Temmuz 2022 Pazartesi gününden başlayarak Sosyal Demokrasi üzerine dört yazı yazdı.

“Sosyal Demokrasi” başlıklı ilk yazısında, benim Sosyal Demokrasi’nin Marksizmden, Komünizmden beslendiğini belirttiğim süreci anlatıyor, sonra ikinci Fabiancı kaynağın etkilerini de vurgulayarak şöyle diyordu:

“Atatürk’ün, 1920’li ve 1930’lu yıllarda halkçılık ve devletçilik ilkeleriyle ve karma ekonomik model uygulamasıyla, Batı Avrupa’da 1960’larda ve 1970’lerde gelişen sosyal demokrasiyi öncelediği söylenebilir.

CHP’nin ‘altı ok’ olarak da bilinen ilkelerini, 1970’lerden itibaren demokratik solculuk ve sosyal demokrasi ile tamamlaması, yapay bir eklemleme değil, tarihsel süreçle gelişen organik bir bütünleşmedir.”

***

18 Temmuz’da “Sosyal Demokrasi, Kapitalizm ve Emperyalizm” başlıklı ikinci yazısında yine Sosyal Demokrasi ile Atatürkçülük arasındaki benzerliklere dikkat çekiyor ve Atatürkçülük üzerinden Sosyal Demokrasi’nin eleştirilmesindeki yanlışa vurgu yapıyordu.

25 Temmuz’daki “Sosyal Demokrasi ve Komünizm” başlıklı üçüncü yazısında Sosyal Demokrat rejimler ile Komünist rejimler arasında emekçi sınıfları karşılaştırıyor ve Sosyal Demokrasi’ye ihanet edenler üzerinden CHP’yi eleştirmenin yanlışlığını vurguluyordu.

1 Ağustos’taki “Antiemperyalist Sosyal Demokratlar” başlıklı dördüncü ve son yazısında da Sosyal Demokratların Antiemperyalist niteliğini açıklıyor ve yazısının son bölümünü şöyle bağlıyordu:

“Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesine öncülük eden ve Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP); Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesine öncülük eden Mahatma Gandhinin bir dönem liderliğini yaptığı Hindistan Ulusal Kongresi (INC); İsrail işgaline karşı mücadele veren Filistin’deki el Fetih Partisi; Güney Afrika’da ırkçı rejimi yıkan Afrika Ulusal Kongresi (ANC), Sosyalist Enternasyonal üyesi olan partilerdir.

Sosyal demokrasi Avrupa ile sınırlı bir hareket olmadığı gibi, ulusal kurtuluş mücadelelerine öncülük eden birçok parti tarafından da benimsenmiş bir akımdır. 

1976 yılında Sosyalist Enternasyonal’e üye olan CHP, 1920’lerde, 1930’larda ve 1940’larda gerçekleştirdiği devrimlerle emperyalizme karşı mücadele vermiştir;

1970’lerde, afyon ekimi, Kıbrıs’a müdahale ve silah ambargosu konusunda ABD’ye meydan okumuştur;

1980 yılında ABD destekli darbeciler tarafından kapatılmıştır;

2000’lerde, Irak’ın ABD tarafından işgali sürecinde, 60 bini aşkın ABD askerinin Türkiye’de konuşlanmasını öngören “1 Mart tezkeresi”nin TBMM’den geçmesini engellemiştir.

Sosyal demokratları ve CHP’yi kategorik ve tümel olarak emperyalizme hizmet etmekle suçlamak, olgularla da vicdanla da, dürüstlük ilkesiyle de bağdaşmaz.”

***

Atatürkçülük ile Sosyal Demokrasi arasındaki ilişkileri görmek isteyenler, sevgili dostum Örsan Öymen’in oğlu, değerli yazar Örsan Kunter Öymen’in bu dört yazısını mutlaka okumalılar.

Böylece Atatürkçülük ile Sosyal Demokrasi arasındaki doğrudan ilişkilere değineceğim beşinci yazıya gelmiş bulunuyoruz.

Perşembeye buluşmak üzere.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları