Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Alışmayın... Şaşırın... Direnin... Protesto edin!

11 Şubat 2022 Cuma

Barış Terkoğlu, 15 Temmuz darbe girişimi sırasındaki Genelkurmay Başkanı, bugünkü Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yakın yardımcıları hakkında öne sürülen FETÖ’cülük iddiaları üzerine yazdığı dünkü “Alışmak, görmekten daha kolay geliyor” başlıklı yazısına şöyle başlıyordu:

“Başka bir ülkede olsa kuşkusuz çok şey değişirdi.

Ama alıştık mı, yoksa umursamıyor muyuz bilmiyorum.

Görmemiş gibi yaptığımız kesin.”

Ve yazısını şu satırlarla bitiriyordu:

“İlk kez görüyor, heyecanlanıyoruz.

Gözümüz seğiriyor, kalbimiz hızlanıyor, dudaklarımız şişiyor.

Sonra öyle alışıyoruz ki kafamıza düşse umursamıyoruz.

Sonumuzu belki de alışkanlıklarımız getirecek!”

***

Ben, iktidarın kabul edemediğim eylem ve söylemleri, bana çok ters gelen uygulamaları için “Şaşırtıcı” diyorum, “Şaşırdığımı” belirtiyorum.

Şaşırdığımı söylediğim zaman bana “Ne şaşırıyorsun Hocam, buna benzer daha neler yaptılar, neler gördük” diyenlere de şöyle yanıt veriyorum:

“Yasalara, temel hak ve özgürlüklere aykırı olan uygulamalara, şaşırmaktan vazgeçmeyeceğim. Bunlara alışmayacağım. Siz de alışmayın. Siz de şaşırın!”

Haksızlıklara, hukuksuzluklara, adaletsizliklere alışmamamız için Birinci Silivri Trajedisi zamanında Ergenekon, Balyoz, OdaTV, Casusluk gibi davalarda, hemen hemen her pazar günü bunları eleştiren, bunları kanıksamamamız gerektiğini belirten yazılar yazdım.

Günümüzdeki İkinci Silivri Trajedisi zamanında da aynı yöntemi kullanarak kamuoyunun haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliklere alışmamamız için hemen hemen her pazar günü yazdığım yazılarla kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışıyorum.

Çünkü haksızlığı, hukuksuzluğu, adaletsizliği, yolsuzluğu, karanlığı, üşümeyi ve açlığı kanıksamak, onları yaşamaktan çok daha beter bir durumdur...

Haksızlık, hukuksuzluk, adaletsizlik, yolsuzluk, karanlık, üşümek ve açlık, Demokratik Haklar ve Özgürlükler bağlamında, Demokratik Yöntemlerle karşı çıkılacak direnilecek ve protesto edilecek yanlışlardır:

Çünkü sadece Türkiye’de değil, dünyada da “zamanın ruhu” DEMOKRASİDİR!

***

“Demokrasi İçin MANİFESTO: DİREN!” Adlı kitabımda “Zamanın ruhu” için şöyle diyordum:

“Zamanın Ruhu bir hayalettir...

Gece gündüz, sürekli sizinle olan, zihninize, yüreğinize sızmış, hiçbir yerde sizi yalnız bırakmayan, en yalnız, en mahrem anlarınızda bile dürtükleyen, içinize işlemiş, çok güçlü bir hayalet!

Zamanın Ruhu, adı üstünde, zamana göre değişir...

Tekçi, tekilci, tekdüze bir yapıdan, zaten içinde barındırdığı, çokçu, çoğulcu, zıtlıklarla dolu diyalektik bir yapıya dönüşür:

Tekil, tekçi niteliğinden, çokçu, çoğulcu, diyalektik niteliğe, ilişki ve çelişkileri, farklılıkları bağrında barındıran bir yapıya dönüşür!

Toplayıcılık ve avcılık dönemindeki totem...

Tarım Devrimi’nde tek tanrılı dine, mezhebe...

Endüstri Devrimi’nde milliyetçiliğe...

Bugün içinde yaşadığımız Bilişim Devrimi’nde ise Demokrasi ve insan haklarına dönüşür ‘Zamanın Ruhu’!” (Demokrasi İçin MANİFESTO: DİREN!, s.12-13)

***

GÜNÜMÜZDEKİ “ZAMANIN RUHU”, DEMOKRASİ VE İNSAN HAKLARI OLDUĞU İÇİN:

Demokrasi ve İnsan Hakları için direnenler hem vicdan hem de tarih önünde kazanacaklardır.

21. yüzyılda Türkiye Cumhuriyeti önemli bir dönüm noktası daha yaşamaktadır...

Bu dönüm noktasındaki en önemli görev, Demokratik Rejim’i korumak ve kollamak için:

Bütün demokratik hakları ve yöntemleri kullanarak haksızlığa, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, karanlığa, üşümeye ve açlığa alışmamak, bunları kanıksamamak, bunlara karşı direnmektir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları