Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

1991’de sosyal demokrasi iktidarda (mı?)-9

18 Ağustos 2022 Perşembe

12 Eylül 1980 darbesi bütün siyasal partileri kapatmış, siyasal liderlere de yasak getirmişti.

CHP de kapatıldığı için bu partinin beslendiği Sosyal Demokrat ideolojinin Komünizmden bile daha tehlikeli olduğu konusunda bu satırların yazarına uyarıda dahi bulunulmuştu.

7 Kasım 1982’de yapılan halkoylamasında baskıcı Anayasa yüzde 91.37 oy ile kabul edilmişti.

(Bu satırların yazarı ve eşi, şeffaf zarftan rengi görülen mavi “hayır” oylarını atmışlardı sandığa.)

6 Kasım 1983’te, yeni kurulan partilerle yapılan seçim sonunda ABD’nin desteklediği Turgut Özal’ın Anavatan Partisi yüzde 45.14 oy alarak iktidar olmuştu.

Cunta yönetiminin, Başbakanlık Müsteşarı yaptığı Necdet Calp’e, kapatılan CHP’nin mirasını sahiplenmesi için kurdurduğu Halkçı Parti, yüzde 30.46 ile ikinci parti olmuştu.

Cunta’nın kendi ideolojisini sürdürmek için Emekli Orgeneral Turgut Sunalp’a kurdurduğu Milliyetçi Demokrasi Partisi ise yüzde 23.27 oyla üçüncü sıraya düşmüştü.

Sonuç olarak, “Ortanın Solu” sloganıyla siyaset sahnesine giren “Sosyal Demokrat” ideolojinin oy potansiyeli, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında yapılan bütün baskılara rağmen yüzde 30 dolayında direniyordu.

***

Kasım 1983’te seçim yapılacağı ilan edilince, yasaklanan CHP’nin oy potansiyelini kullanmak için Erdal İnönü’ye çağrı ve büyük bir baskı yapılarak Sosyal Demokrasi Partisi kurduruldu.

Ama Cunta, örgütlenmesini tamamlamadığı gerekçesiyle bu partinin seçime girmesine izin vermedi ve bağımsız aday olan Erdal İnönü’nün adaylığını da veto etti.

1983’te Cunta denetiminde yapılan seçimlerde iktidara gelen Özal’ın dönemi, aslında Amerikancı/dinci Evren döneminin devamı niteliğindeydi.

Siyasal liderlerin yasakları 6 Eylül 1987’de bir halkoylamasıyla kaldırıldı.

Bu arada Halkçı Parti’de de Aydın Güven Gürkan Genel Başkan seçilmişti.

Gürkan liderliğindeki Halkçı Parti ile İnönü liderliğindeki Sosyal Demokrasi Partisi 3 Kasım 1985 tarihinde birleşti ve Sosyaldemokrat Halkçı Parti, SHP kuruldu.

1987’de siyasal yasakların kalkmasından sonra, Ecevit de daha önce arkadaşlarına kurdurduğu Demokratik Sol Parti’nin başına geçmişti.

Böylece Sosyal Demokrat ideoloji, SHP ve DSP olarak iki ayrı parti tarafından temsil edilen bir siyasal akım haline geldi.

1989 yerel seçimlerinde Erdal İnönü yüzde 28.69 oy ile SHP’yi birinci parti yaptı.

DYP yüzde 25.13, ANAP yüzde 21.80, RP yüzde 9.80 oy almışlardı.

DSP ise yüzde 9.03 oyda kalarak Sosyal Demokrat ideolojinin temsilciliğini Erdal İnönü’nün liderliğindeki SHP’ye kaptırmıştı.

Fakat iki yıl sonraki genel seçimlerde, Kürt adaylara listesinde yer veren SHP üçüncülüğe düştü.

1991 seçimlerinde DYP yüzde 27.03 ile birinci parti oldu. ANAP yüzde 24.01 ile ikinci, SHP yüzde 20.75 ile üçüncü parti olmuştu.

Ecevit’in DSP’si ise yüzde 10.74 ile seçim barajını aşmıştı ama yine beşinci sıradaydı.

***

1991 seçimlerinden sonra, Deniz Baykal hizbinin büyük muhalefetine rağmen, Erdal İnönü, Küçük Kurultay’da alınan kararla Demirel ile koalisyon yaptı ve DYP-SHP hükümeti kuruldu.

Böylece CHP’nin mirasçısı olan Sosyal Demokrat Halkçı Parti, SHP, Sosyal Demokrat ideolojiyi, Ecevit’in 1974’te Erbakan’la ve 1978’de onbirler ile kurduğu ortak hükümetlerden sonra, üçüncü kez iktidara taşımış oluyordu.

Ama Ecevit’in harcadığı bu iki iktidar şansını bu kez de Erdal İnönü, Demirel’in Çankaya’ya çıkmasından sonra, Genel Başkanlığı bırakarak heba etti.

Sonrasında, Sosyal Demokrasi’nin bu üçüncü iktidara ortak olma şansı da Deniz Baykal hizipçiliği yüzünden harcanacak...

Sosyal Demokrat ideoloji de CHP de Baykal’ın liderliğinde, Cumhuriyet tarihinde yaşanmamış yenilgilere kurban edilecekti.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları