Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

15 Mayıs 2023: Alacakaranlık!

11 Nisan 2023 Salı

Karanlık birdenbire çökmez...

Ortalık da birdenbire aydınlanmaz:

Aydınlıktan karanlığa, karanlıktan aydınlığa geçerken ALACAKARANLIK yaşanır!

Dilimize Arapçadan giren “Şafak” sözcüğü birbirine zıt iki anlam taşır:

Hem karanlığı haber veren “Günbatımı kızıllığı” anlamına gelir...

Hem de aydınlığı haber veren “Tanyerinin ağarması” demektir.

15 Mayıs 2023 şafağında Türkiye kopkoyu bir karanlığa mı uyanacaktır, yoksa tanyerinin ağarmasını haber veren bir ALACAKARANLIĞA mı gözlerini açacaktır?

***

Osmanlı’nın külleri ve kulları üzerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk Devrimleri ile Aydınlığa ulaşmaya çalıştı.

Tam gün ağarmıştı ki İsmet İnönü, bu aydınlığı kalıcı kılmak için çok partili düzene geçmeye karar verdi:

1 Kasım 1945 tarihinde Meclis’i açış konuşmasında “Tek eksiğimiz, hükümet partisinin karşısında başka parti bulunmamasıdır” dedi.

Aslında 1 Kasım 1945-14 Mayıs 1950 arasındaki dönem Türkiye Cumhuriyeti’nin Demokratik Rejimle yoluna devam etmesi umuduyla yaşanan bir ALACAKARANLIK dönemidir.

“Demokratik Rejim şafağı” olarak yaşanan bu ALACAKARANLIK dönemi, 14 Mayıs 1950- 27 Mayıs 1960 tarihleri arasında yaşanan ve sonunda diktatörlüğe dönüşen otoriter Demokratik Parti iktidarı yüzünden, tarihe, aydınlığın değil, karanlığın habercisi olarak geçti.

***

1961 Anayasası, yeniden bir “aydınlık şafağı” umudu olarak ortaya çıktı...

Ama 1971 ve 1980 askeri darbeleri o ALACAKARANLIĞI da gündoğumunun değil, günbatımının şafağına dönüştürdü ve ülkemiz “Yetmez ama Evet” çığlıklarıyla, bugünlerdeki karabasanın pençesine düştü:

Vah Türkiye’me ki 1950’den beri, sağ politikacılar ve darbeci askerler, emperyalistlerin de desteğiyle, hep karanlığın habercisi olan şafağı, aydınlığın müjdecisi diye yutturdular insanlara.

***

Bugün göz gözü görmeyen bir karanlık içinde, yine bir ALACAKARANLIK döneminin umudunu yaşıyoruz:

Yaşadığımız karanlık o denli koyu ki ALACAKARANLIK kuşağında umut edebildiğimiz şafak, ancak aydınlığa doğru gidecek bir yol aramamıza yardım edebilecek kadar cılız da olsa, bir başlangıç umudu vermektedir.

***

Kişisel hesaplara, yanlış insanların doğru ideolojilere, doğru insanların yanlış ideolojilere sığınmalarına, önem vermeyelim...

Demokrasi, özgürlük, eşitlik, adalet arayışımızda, yolumuzu bulmamıza değil, sadece yolumuzu aramamıza yardım edebilecek bu cılız umut ışığını da söndürmeyelim...

KARANLIĞA SANDIKTA “DUR” DİYELİM:

DİREN DEMOKRASİ!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları