Elçin Poyrazlar

Sütyen

21 Ağustos 2020 Cuma

Antik Roma’da erkekler büyük göğüsleri ‘çirkin ve yaşlı’ bulduğu için kadınlar kumaş bir bantla göğüslerini sararmış. 

16. yüzyıldan itibaren erkekler için ince bel ve dolgun göğüs makbul olunca kadınlar göğüs kafesinde hasar bırakan ve nefes almayı engelleyen korseyi yaklaşık üç yüz yıl giymek zorunda kaldılar. 

Modern sütyenin ilk örnekleri ise 19. yüzyılda ortaya çıkmaya başladı. Sütyeni tam olarak kimin keşfettiği konusunda görüş ayrılıkları var. Ama o yüzyılda sütyene benzeyen iç çamaşırlarının patentlerine rastlamak mümkün. 

Birinci Dünya Savaşı’yla yaşanan metal kaynak sıkıntısı ve kadınların savaş ekonomisine katkı sağlama zorunluluğu sonucu korseler 20. yüzyılda yerini modern sütyenlere bıraktı. 

1930’larda ABD’de ciddi bir endüstri haline gelen sütyen imalatı, kadının toplumda değişen rolleriyle elele ilerledi. 

1960’lı yıllarda dayatılmış ‘feminen normlara’ karşı çıkan kadın hareketi, erkeklerin kadınların giyim kuşamını şekillendiren yaklaşımını protesto etmek için sütyeni bir sembol olarak kullandı. 

O dönem protestolarda sözü edilen ‘sütyen yakma’ hem simgesel bir duruş hem de bir başkaldırı olarak literatüre geçti. 

Daha önce olduğu gibi son 60 yılda da kadınlar giydikleri ya da giymedikleri, askısı görünen ya da görünmeyen, fazla seksi ya da ‘anneanne tarzı’ diye hor görülen sütyen türlerine…Ve küçük, büyük, sarkık, diri, ezik, düz, yuvarlak, kanserli ya da sağlıklı göğüsler üzerinden ayrımcılığa uğramaya aralıksız maruz kaldılar. 

Kadınlar toplum içinde her gün sütyen takmanın zorunlu olduğu fikriyle büyütülüp, ‘uysal dişi’ formuna sokuldular. 

‘Erkek kafa’ sütyenle kadının bedenini cinsel nesneye dönüştürerek onu ezmeyi ve kontrol etmeyi hep sürdürdü. 

Sütyen, kadının benliği ve kimliği pahasına her yeni dönemde kültürel normları tekrar tekrar yaratmaya devam etti. 

Toplumsal normlara göre her gün sütyen takmayan kadın, dik başlı, bireyci hatta fahişe olarak tanımlandı. Çünkü erkek kafalara uygun ‘iyi kadınlar’ sütyen takmalıydı.  

Yaygın, yerleşik, sorgulanması makbul olmayan bir giyim eşyasını protesto eden, erkek egemen sistemin baş düşmanı olanlar ise ‘serseri aktivist-feministlerdi’.

Türkiye’ye ziyarete geldiğinde takmadığı sütyenle sosyal medyada linç edilen Amerikalı oyuncu Amber Heard yüzlerce yıl önce aşılmış olması gereken bir meselenin bugün hala ne kadar canlı olduğunu gösterdi bize. 

Heard’ün camide sütyen takmamasının erkek kafalarda bir infiale neden olmasının zavallılığına tiksinmemek elde değil.

Sütyen üzerinden erkek politikanın tam gaz devam etmesi karşımıza dağ gibi dikilen mücadelenin boyutunu bize bir kez daha gösteriyor.  

Erkekler tarafından ‘Kadının konforu için kadınlar tarafından tasarlanan iç çamaşırı’ olarak bize yutturulan sütyen, sadece bir giyim eşyası değil, hiç olmadı. 

Sütyen Türkçe’ye, Fransızca destek anlamı taşıyan soutien-gorge ifadesinden gelmiş.

Bundan daha küstah bir alaycılık olamazdı. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları