Çiğdem Toker

O Teklifteki Saklı Niyet: Uçakla Oy Taşıma

04 Kasım 2013 Pazartesi
İktidar partisine mensup 13 vekilin
imzasıyla Meclis’e getirilen tek maddelik bir
kanun teklifi, yoğunlaşarak tartışılıyor.
Kamu İhale Kanunu’nda değişiklik öneren
metin yasalaşırsa, filigranlı oy pusulası ve
zarf alımında kullanılan “açık ihale” yöntemi
kaldırılarak, YSK’ye “doğrudan alım” yetkisi
verilecek.
Mevcut durumda “açık ihalesiz alım”
sadece erken seçim, ara seçim ve
referandum gibi, takvimin sıkışık olduğu
koşullarda mümkün.
Geçen hafta Bayındırlık, İmar, Ulaştırma
ve Turizm Komisyonu’nda hızla kabul edilen
teklif; ayrım yapmaksızın bütün seçimlerde
ihalesiz alımın önünü açıyor.
Yerel seçimlere dört ay kaldı.
Filigranlı oy pusulası ve zarf pazarı, üretici
firmaları kavgaya tutuşturacak kadar iştah
kabartıcı.
Önceki yerel seçimde 1500 ton kâğıt için,
12 milyon TL ödenmişti. Mart 2014’teki yerel
seçimlerde ihtiyaç duyulan pusula ve zarf
miktarının ise 4 bin tonu geçeceği açıklandı.
Varın, ihale bedelini siz hesaplayın.
Zaten düzenlemenin, tasarı değil de apar
topar teklif biçiminde getirilmesi de böyle
izah ediliyor. Deniyor ki gerekçede özetle:
“Açık ihale yapılırsa, firmaların itirazları
nedeniyle zaman kaybedileceği daha önce
görüldü. Ya pusulalar seçim takvimine
yetişmezse...”
İşte itirazlar
Teklif geçen hafta komisyonda
görüşülürken, muhalefetin itirazları iki
noktada yoğunlaştı:
1. Bu kadar önemli bir düzenlemenin tasarı
değil, teklif biçiminde gelmesi,
2. Kamuya bu kadar geniş harcama yetkisi
veren bir teklifin, tartışmasız ilk adres olması
gereken Plan-Bütçe Komisyonu yerine, ilgisiz
bir komisyona getirilmesi.
CHP’li Haluk Eyidoğan dedi ki: “Bu
komisyona gelmesi tuhaf. Etik de değil. Nasıl
karar verildi? Her türlü seçim malzemesi alımı
deyince muazzam geniş oluyor.”
CHP’li Sakine Öz, “Düzenleme neden
Plan Bütçe Komisyonu’nda değil de burada
görüşülüyor: Teklif, yandaş şirketleri zengin mi
etmeyi hedefliyor” sorusunu yöneltti.
CHP’li Aykut Erdoğdu, “Nedense önemli
düzenlemelerin hepsi teklif olarak geliyor.
Gerekçe son derece yetersiz ve kalitesiz. Bu
düzenleme ile seçimin güvenilirliği tartışmalı
hale gelmiştir” kuşkusunu dile getirdi.
Tartışmanın seçim güvenliği boyutu,
demokrasi ve hukuk devleti bakımından her
şeyin önüne geçiyor.
Gelgelelim ben, teklifin gerekçesinde başka
bir yere takıldım:
“2014 yılı içinde yapılacak
Cumhurbaşkanlığı seçiminde (2. tur
ihtimali de gözetilerek) yurtdışında yaşayan
seçmen vatandaşlarımıza, temsilciliklerde
veya kiralanacak mahallerde sandık
kurmak suretiyle oylarını kullanmaları
sağlanacağından, yurtiçi ve yurtdışı seçim
harcamalarında beklenmeyen durumlarla
karşılaşılması, olasılık dahilindedir.”
Bozdağ, ‘Gerekirse oyları
uçakla taşırız’ demişti

Cumhurbaşkanlığı seçiminde
“beklenmeyen durumlar” ne olabilirdi?
Bu sorunun yanıtı; sorumluluk ve görev
alanında, “yurtdışında yaşayan Türkler”
de yer alan Başbakan Yardımcısı Bekir
Bozdağ’ın Bugün gazetesinden Ezelhan
Üstünkaya’ya yaptığı değerlendirmede
saklı. Halkoylamasının tek turda bitmemesi
halinde, ikinci tura dek geçecek 15 günlük
sürenin kısalığının vurgulandığı haberde (12
Ağustos 2013 ) Bozdağ şöyle diyor:
“Vatandaşlarımız konsolosluklarda
oy kullanabilecek ancak bazı ülkelerde
konsolosluk dışında da oy kullanılması imkânı
sağlanacak. Vatandaşlarımızın rahat şekilde
oy kullanması için gereken bütün tedbirleri
alıyoruz. Yurtdışındaki vatandaşlarımızın
oy kullanması için hükümet olarak YSK’ye
her türlü desteği vereceğimizi ifade ettik.
Gerekirse oyları taşımak için özel uçak bile
gönderebiliriz.”
Yurtdışındaki seçmen sayısı, kısa süre
önce 2 milyon 772 bin 981 olarak açıklandı.
Herhalde, bir kargo uçağının tek seferde
kaç oy pusulası taşıyabileceğinin hesapları
da yapılmıştır. Zaten söz konusu olan seçim
güvenliğiyse, Bozdağ’ın dediği gibi, devletin
gerekirse uçak kaldırmasına da kimsenin
itirazı olmaz.
Ama niyetin saklanmasına; yüz binlerce
dolarlık kamu kaynağının, şeffaflıktan uzak
usullerle harcanmasına itirazımız var.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları