Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Savaş karşıtı bir başyapıt
Çanakkale Savaşı’nın 100. yılında Peter Weir’in ‘Gelibolu’sunu anımsarken
Büyük savaşların ardındaki gerçeği açığa vuran, önyargılardan uzak, İngiliz emperyalizmine acımasız eleştiri okları saplayan bir filmdi ‘Gelibolu’. Gel gör ki, Archy ile Frank’in vuruldukları kare beyazperdede donduğunda salonda patlayan alkış tufanı karşısında ben de donakalmıştım.
Birinci Dünya Savaşı başlayalı bir yıl olmuştur. 1915 yılının Mayıs ayı. Batı Avustralya. Archy Hamilton, 18 yaşında bir sığır çobanı ve ödüllü bir sürat koşucusudur.
Amcası Jack, onu, Rudyard Kipling’in “Cangıl Kitabı”ndan bir bölüm okuyarak çalıştırır. Hindistan’da bir ormanda kurtların büyüttüğü Mowgli’nin ne kadar hızlı koştuğunu anlatan bir bölüm.
Frank Dunne, işsiz kalmış bir demiryolu işçisidir. Meteliksizdir. Umudunu, atletizm şenliğindeki koşunun ödül parasına bağlamıştır.
Yarışta Archy Frank’i geçerek onun tüm umutlarını kırar, ama çok geçmeden dost olurlar. Archy, yarıştan kazandığı parayı hocası Jack’e verir.
Serüven uğruna
Beş parasız iki emekçi delikanlı, sonunda, Anzac birliklerine gönüllü yazılırlar. İngiliz Uluslar Topluluğu’nun ikinci sınıf üyeleri olarak görülen Avustralya ve Yeni Zelanda’nın askerlerinden oluşan Anzac birliklerine.
Kendilerini hiç ilgilendirmeyen savaşa sırf serüven ve heyecan yaşamak, dahası dünyayı görmek için katılmışlardır. Ne ki, dünyada olup bitenlerden habersizdirler.
Ve kendilerini önce Mısır’daki bir eğitim kampında, sonra da “Çanakkale cehennemi”nde bulurlar.
İngiliz komutanın buyruğuyla, siperden fırlayıp hücuma geçtiklerinde kendilerini memleketlerinde bir sürat koşusunda sanmalarına bakılırsa, bir serüvenin içinde değil, büyük bir savaşın içinde, yurdunu savunan Türk askerlerinin müthiş direnişi karşısında olduklarının hâlâ farkında değildirler.
Ta Avustralya’dan kopup gelen iki gencin macera hayalleri, filmde ilk kez görünen Türk askerlerinin açtığı ateşle son bulduğunda artık çok geçtir…
Sonradan, “Tehlikeli Bir Yıl”, “Ölü Ozanlar Derneği” gibi sorgulayıcı, insancıl filmlerini izlediğimde daha da büyük bir hayranlık duyacağım Peter Weir’in, gencecik Mel Gibson’ı üne erdirecek “Gelibolu”sunu 1982’de Site Sineması’nda seyretmiştim. Gerçekten de, büyük savaşların ardındaki gerçeği açığa vuran, önyargılardan uzak, İngiliz emperyalizmine acımasız eleştiri okları saplayan, savaş karşıtı bir filmdi “Gelibolu”.
Son kare
Gel gör ki, Archy ile Frank’in Türk askerlerinin siperinden açılan ateşle vuruldukları kare beyazperdede donduğunda salonda patlayan alkış tufanı karşısında ben de donakalmıştım!..
O denli hümanist, onca yansız, daha doğrusu barıştan yana bir öyküyü perdede iki saat boyunca izledikten sonra…
Kalabalığın arasında kendimi bir “yabancı” gibi hissederek salondan çıkarken, Mustafa Kemal’in, Çanakkale’de ölen Anzak askerlerinin annelerine yazdığı mektuptan satırlar geçiyordu aklımdan:
“Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar; gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.’’
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
En Çok Okunan Haberler
- Hayatını kaybetti!
- AKP’li vekilin PKK yöneticisiyle fotoğrafı gündem oldu!
- 'Atatürk ile Cumhuriyet ile bayrak ile...'
- Serdar Ortaç son malını da satışa çıkardı!
- 'Erken seçim' çağrısı: CHP tarih verdi
- CHP’de çelişen başkanlara uyarı
- İşte Belediye Başkanı'nı öldüren saldırganın ifadesi!
- İşte sıfır faizli kredi veren bankalar…
- AKP'den kayyum için ilk açıklama
- ‘Bu haliyle akla ziyandır’