Barış Terkoğlu

SADAT’ın kayıp iş ilanları

11 Kasım 2021 Perşembe

Yarım kalmış gülüş, tabakta bırakılmış yemek, tamamlanamamış yol, kavuşulamamış sevda... Her eylem noksanlığının arızasını içinde taşımıyor mu? Kendisini gösterirken eksik kalanı da dışarı vurmuyor mu?

Konuştuk bitti mi? Yoksa her zamanki gibi bir başka bahara mı erteledik?

SADAT’tan söz ediyorum. Daha önce verdikleri “Gayri nizami harp (GNH) kursu”nu anlatmıştım. “Kursiyerler, GNH kursları sonucunda; başta psikolojik harp ve harekât olmak üzere, sabotaj, baskın, pusu, tahrip, suikast, kurtarma ve kaçırma, tedhiş imkân ve kabiliyetine ulaştırılır” sözleriyle tanıtıyorlardı. Tedhiş, eski dilde “terör” ile eş olduğuna göre, şiddet içeren her türlü eğitimi veriyorlardı. Üstelik bu kuruluş, generallerin içeride olmasına neden olan 28 Şubat davasının da FETÖ ile birlikte yaratıcısıydı.

BULUNAMAYAN İLANLAR

TSK’den irtica nedeniyle ihraç edilen askerlerin kurduğu, “yeni Türkiye”de TSK’yi şekillendiren, adı şaibeli iddialarla anılan özel güvenlik kuruluşu SADAT’ın konuşulmayan bir yönü daha var.

Şöyle anlatayım…

Diyelim ki SADAT’ın çalışmalarından etkilendiniz. Bu kuruluşta kursa başlamayı değil de bizzat çalışmayı düşündünüz. Ne yapacaksınız?

Bugün SADAT’ın resmi sitesinin “iş başvuruları” bölümünde şöyle bir duyuru var:

“SADAT Savunma Danışmanlık AŞ, hizmet ve faaliyet alanında, vizyon ve misyonuna uygun, danışman eğitici ve donatım alanlarında görev almak isteyen yetenekli askeri kişileri bağrına basmaya her zaman hazırdır.”

Bir form dolduruyorsunuz. Başvurmak istediğiniz pozisyonu da (eğitmenlik dahil) işaretliyorsunuz. Sonra SADAT’ın size geri dönüş yapmasını bekliyorsunuz.

Peki, SADAT size nasıl işler veriyor?

Bu soruya yanıt biraz zor. Zira sitede daha önce “personel alımı duyuruları” bölümü vardı. Burada çeşitli iş ilanları bulunuyordu. Ancak “ne olduysa” bu sayfadaki ilanlar bir anda kayboldu. (https://www.sadat.com.tr/tr/insan-kaynaklari/personel-alimi-duyurulari.html)

Yerine konulan sayfada ise henüz bir ilan bulunmuyor.

(https://www.sadat.com.tr/tr/urunlerimiz/128-tr/duyurular/personel-alim-duyurulari.html)

Peki, SADAT’ın sildiği iş ilanlarında neler vardı?

GAYRI NİZAMİ HARPÇİ ARANIYOR

Neyse ki teknolojinin imkânlarıyla silineni çıkarmak mümkün.

İki tanesinden söz edeyim…

İlki şu başlığı taşıyor: “Nizami, Gayri Nizami ve Özel Harekât Eğitmeni Personel Alımı Duyurusu.”

SADAT, bu ilanı tam da Ortadoğu’da suların ısındığı, cihatçı oluşumların öne çıktığı dönemde vermiş. Tarihi 28 Eylül 2012. Personelin aranan özellikleri arasında “iyi derecede İngilizce ve Arapça bilme” dikkat çekiyor.

SADAT, eğitimin “yabancı devlet silahlı kuvvetlerine ve güvenlik güçlerine” verileceği bilgisini vermiş. İlanın muhatabı ise “45 yaşından genç eski TSK mensupları”.  

Birkaç ay sonra, 21 Mayıs 2013 tarihli ikinci iş ilanı daha da ilginç…

“Hummer Jip ve Rus Yapımı Tank Bakım Onarımında Çalışacak Teknisyen Alınacaktır” başlığını taşıyor.

İlanın ayrıntılarında şu ifade var: “SADAT AŞ’nin dost ve müttefik ülkelerde yürüteceği Hummer Jip ve Rus yapımı Tank (T-54, T-55, T-62, T-72) bakım - onarım ve yenileme hizmetlerinde çalışacak uzman teknik personel alınacaktır.”

Aranan özellikler bölümünde yine “40 yaşından gün almamış, çok iyi derecede İngilizce veya iyi derecede Arapça bilen” ifadeleri dikkat çekiyor.

CASUSLUKLA SUÇLANIR MI?

Nihayetinde “özel bir kuruluş olan” SADAT, TSK personelini alıyor. Türk ordusunda bu personele verilmiş çok özel savaş ve silah bilgilerini, teknik ve taktik birikimi, yurtdışına satıyor. Konuştuğum kimi askeri hukukçular bu bilgilerin yurtdışına çıkarılmasının suç sayılabileceğini söyledi. Anlattıklarına göre bu faaliyetin, hem Askeri Ceza Kanunu’nda hem de Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı var.

Bir hukukçu şu yorumu yaptı: “SADAT’ın yurtdışına ihraç ettiği ürün; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin taktik ve teknik bilgisidir. Bu bilgileri hangi sebeple olursa olsun yurtdışında yabancılara ulaştırmak casusluk suçunu oluşturabilecek niteliktedir. Ayrıca Türkiye bir NATO ülkesidir. Bu bilgiler içerisinde NATO teknik ve taktikleri de vardır. Bu bilgilerin NATO üyesi olmayan 3. ülkelere ulaştırılması da NATO anlaşmasına açıkça aykırıdır.”

SADAT’ın sabotaj, baskın, pusu, tahrip, suikast, kurtarma ve kaçırma, tedhiş içerikli eğitimlerinin bir başka yönü de bu. SADAT, verdiği ilanlarda açıkça görüldüğü gibi, Türk askeri birikimini yabancı silahlı güçlere pazarlıyor. Bunun denetiminin kim tarafından yapıldığını, içeriğin yabancı askeri güçlere sunulmasının yaratacağı sakıncaları ise halen bilmiyoruz. Libya’da görev yapacak komutanı yazan gazetecinin “devlet sırrı” suçlamasıyla cezalandırıldığı Türkiye’de, SADAT’ın TSK’nin özel bilgilerini yurtdışına taşımasına ses çıkarılmaması, meseleyi daha da karmaşık hale getiriyor.

SADAT SEÇİYOR SADAT BIRAKIYOR

Bir sorun daha var: Ortadoğu’da bugün dost olanın yarın düşman olduğu dengeler. Ya bu bilgiler bir gün Türkiye’ye ya da herhangi bir Türk vatandaşına karşı kullanılırsa? SADAT’ın verdiği suikast, sabotaj ya da terör eğitimleriyle bir Türk yurttaşı hedef alınırsa? İşte bunun yaratacağı güvenlik ve hukuk sorununun nasıl çözüleceğini de kimse bilmiyor.

Öte yandan…

SADAT’ın başındaki isim olan Adnan Tanrıverdi, Habertürk’ten Kübra Par’a verdiği röportajda, kendi mensuplarından TSK’ye dönenlerin olduğunu şöyle anlattı: “3-4 arkadaş var. Referans olduğumuz için alındılar. Mülakat komisyonlarında görev aldılar.” Bu da TSK için bir garip tablo yaratıyor. TSK’ye SADAT referansıyla giren askerler, TSK’ye alınacak personelin mülakatında yer alırken aynı anda SADAT, TSK’den çıkardığı personelin bilgisini, başka silahlı güçlere pazarlıyor. Üstelik kendi sitesinde belirttiği gibi, SADAT, iş başvurusu yapan askerlerin askeri ve teknik bilgilerini, buna dair evrakları, kendi veri tabanında saklıyor.

Bugün gibi konuşup bitirdik. Oysa SADAT meselesinde eksik bıraktıklarımız, Türkiye’ye yarın için hazırlanan dertlerin ipuçlarını veriyor. Kendi yazgılarını yazamayanlar, kendi yazgılarının esiri olmaz mı zaten...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları