Meraları Erdoğan mı yakıyor?
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Meraları Erdoğan mı yakıyor?

04.07.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgi, sevdiğini fethetmek midir? Yoksa yaz sıcağında bile kışın üşüyeceğini düşünerek kendinden uzakta kalmasına razı olmak mıdır?
Bir deniz kenarında oturup bunu düşündüm. Biliyorum, magazin sayfaları Bodrum Yalıkavak’taki “beach”leri yazıyor. Artık gitmesek de görmesek de kendi köyümüz oldu. Ben ise hepsinin yanından geçip asfalt yolun bittiği yere gidiyorum. Küdür Yarımadası’nda tozun toprağın arasından, tavukların ve kazların ortalıkta dolaştığı yerde eski püskü sandalyeye oturuyorum. En meşhur yemeği patates kızartması. Uzakta kapıdan girişin yüzlerce lira olduğu plajlardan gelen müzik sesini saymazsanız ortalık sakin.

Yangın ‘Erdoğan yüzünden’ diyorlar
Ama yüzlerde bir endişe var. “Burayı yıkacaklar” diyor insanlar. 4 milyon 166 bin metrekarelik alanın halen el değmemiş şekilde kalmasının nedeni “eski Türkiye”. Çünkü Yalıkavak’taki Küdür Yarımadası mera alanı. Cumhuriyet düzeni, hayvancılığı korumak için meralara inşaat yapmayı yasaklamış. Yeni Türkiye’nin sembolü ise beton. Meralar birer birer müteahhitlere veriliyor.
İktidar destekli inşaat şirketleri gözünü bu kez cennet gibi bölgeye dikmiş durumda. 6 farklı koyun olduğu bölgeye 5 yıldızlı otel projeleri hazırlanıyor. Bir an önce mera olmaktan çıksın da inşaatlar başlasın istiyorlar. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da müteahhitlerin yanında. Bölgede kimi zaman gerginlikler yaşanıyor. Bakanlık izniyle iş makinelerinin geldiğini gören vatandaşlar birkaç kez koşarak inşaatı durdurdu. Olay mahkemeye taşındı. Mahkemeden de şimdilik “dokunamazsınız” kararı çıktı.
İşte tam da mera alanından çıksın mı, çıkmasın mı tartışması sürerken geçen eylül ayında bölgede tuhaf bir yangın çıktı. Yağmurlu bir gündü. 30 hektarın etkilendiği yangını itfaiye değil, gökyüzünden akan damlalar söndürdü.
Bölgede yangının izlerine bakarken pek çok kimseden aynı sözü duydum: “Erdoğan yüzünden”. Bunun muhalefette hemen her konunun Erdoğan’a bağlandığı bir tespit olduğunu düşünerek “ne ilgisi var, meraları Erdoğan mı yakıyor” dedim. Ama her gün haberlerle iç içe yaşayan ben de unutmuşum.
Aslında AKP döneminde meraların başka amaçlar için kullanımına dair uygulamalar esnedikçe esnedi. Başkanlık sistemi ise durumu kökten değiştirdi. Mera Kanunu’nun birinci fıkrasının (ı) bendi Bakanlar Kurulu’nca “kentsel dönüşüm ve gelişim proje alanı” olarak ilan edilen meraların tahsis amacının değiştirilebileceğini belirtiyordu. Başkanlık sisteminin ardından, 2 Temmuz 2018 tarihli 700 No’lu KHK’nin 124. maddesiyle “Bakanlar Kurulu” ifadesinin yerine “Cumhurbaşkanınca” ifadesi kondu. Yani ülke toprakları için kritik öneme sahip meraların kaderi Cumhurbaşkanı’nın keyfine bağlandı.
Bu kadar değil...
24 Eylül’de yayımlanan yönetmelik değişikliğiyle kamu arazilerinin turizm yatırımlarına tahsis izni yetkisi Cumhurbaşkanı’na verildi. Yeni düzenleme Cumhurbaşkanı’na “turizm tesisi hizmet alanı” olarak görülen yerleri, ihale bile yapmadan kişilere tahsis etme hakkı tanıyordu. Yani Başkanlık sistemiyle Cumhurbaşkanı, istediği kamu arazisini niteliğini değiştirerek istediği kişiye verebilecekti. Bu da Bursa Uludağ’dan Bodrum’a kadar birçok turizm bölgesinin felaketi demekti.

Bir anda yangın çıktı
İşte yeni yönetmelikten sadece 5 gün sonra Bodrum Küdür’deki meralar cayır cayır yandı.
Elbette Cumhurbaşkanı gidip yakmadı. Anlatmak istediğim başka bir şey.
Bodrum Küdür’deki meraların üzerinde yangından sonra “alıcı gözle bakan” helikopterler uçuyordu. Bütün parçaları birleşti, “başkanın adamlarının gözü burada” söylentisi yayıldı.
Asıl önemlisi ise şu, meralar bile Cumhurbaşkanı’na bağlanınca garip bir durum ortaya çıktı. Ülkede ne yaşanırsa doğal sorumlusu Erdoğan haline geldi. Belki de basit bir ihmalden çıkan yangın bile haklı olarak “Erdoğan yüzünden” diyerek yorumlanır oldu.

Zayıflamış Erdoğan ülkeye ağır geliyor
Yalnız meralar mı?
Devlet Arşivleri’nden Diyanet İşleri’ne, Genelkurmay’dan İletişim Başkanlığı’na, MGK’den MİT’e, Milli Saraylar İdaresi’nden Savunma Sanayii Başkanlığı’na, Türkiye Varlık Fonu’ndan Devlet Tiyatroları ya da Devlet Opera ve Balesi’ne kadar neredeyse tüm ülkenin Cumhurbaşkanı’na bağlı olduğu bir düzenle karşı karşıyayız. Haliyle ülkede trafik sıkışıklığından ekonomik krizlere kadar yaşanan tüm aksamaların tek bir sorumlusu var: Cumhurbaşkanı.
Tesadüf mü?
23 Haziran seçiminden sonra yalnız muhalefet değil iktidar da yeni sistemi tartışmaya açtı. Örnek olsun, AKP Grup Başkanvekili Naci Bostancı başkanlık sisteminin rehabilite edilmesi için çalışma yapıldığını söyledi. Ya da Hükümet’in gazetesi Star’da yazan Hüseyin Gülerce, “Sayın Erdoğan genel başkanlık şapkasını çıkarabilir” yazdı.
Bahçeli ne kadar aksini söylese de bütün alametler 23 Haziran’ın yalnızca bir yerel seçim olmadığını yüzümüze çarpıyor. İstanbul’daki sonuçlar, Türkiye’nin artık Erdoğan tarafından yönetilmek istenmediğinin sinyallerini veriyor. Erdoğan, devletin bütün kurumlarını yönetemeyecek kadar zayıflarken; artık ülkeye de taşınamayacak kadar ağır geliyor.
Bir yılda Başkanlık düzeninin verdiği zararları gördük. Ülke sevgisi olanların Cumhuriyetten de eski kurumları tek adam sisteminin “fetih ideolojisi”nden kurtarma, kendi başına ayakta tutma zamanı gelmedi mi?

Yazarın Son Yazıları

Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025
Teğmenler kararı nasıl değiştirildi

Zaman, anı bir atom yoğunluğunda biriktiriyor. Ne kolay konuşup geçiyoruz. Sanki her yeni olay bir eskisini dibe bastırarak unutturuyor.

Devamını Oku
03.07.2025
Hapiste bebeğini bekleyen Ramazan’ın öyküsü

Çokluğun adaleti yokluğun üzerine kurulmuştur. İBB dosyasında üç tip tutuklu var...

Devamını Oku
30.06.2025
Seve seve değil soya soya büyüyen sistem

Tarih, insan deneyimlerinin toplamından daha fazla bir şeydir.

Devamını Oku
26.06.2025
Fatih Altaylı’nın ‘suyunu ısıtanlar’

İnsan kendi yazgısının kapısını kendisi açıyor. Kimi zulmederek kimi zulümle baş ederek. Bu köşede bugün bambaşka bir hikâye olacaktı. Aslında ben de bambaşka bir yerde yazacaktım.

Devamını Oku
23.06.2025