İlker Başbuğ’un deviremediği masa
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

İlker Başbuğ’un deviremediği masa

18.02.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Kara Harp Okulu Kurmay Başkanı Hamdi Kızgınkaya, odasında dereceye giren öğrencileri ağırlıyordu. Biri “piyade olmak istiyorum” yanıtını verince şaşırdı. “Evladım notların yüksek, neden fen sınıflarından birini tercih etmiyorsun” dedi bu kez. “Atatürk piyade idi, ben de Atamızın sınıfından olmak istiyorum” sözleriyle karşılandı.
1962’de yaşanan bu karşılaşmayı İlker Başbuğ’un son kitabının eklerinde yer alan Kızgınkaya’nın mektubundan okudum. Mahpusa düşen Başbuğ’a, 51 yıl önce yaşadıkları olayı, o günkü komutanı hatırlatıyordu.
Günlerdir İlker Paşa’nın “Ergenekon’dan Çıkış” kitabını değil, ardından verdiği röportajdaki “Bugün olsa yine Kozmik Oda’yı açardım” sözlerini tartışıyoruz. İlker Paşa’nın bu görüşüne katılmıyorum. Kozmik Oda sözlerine özellikle o dönem mağdur olan silah arkadaşlarının eleştirilerini anlıyorum.
Ancak asıl meseleyi ıskalıyor muyuz?

FETÖ’nün görmek istemediği komutan
Kitapta en çok merak ettiğim 2010 yılının yüksek askeri şûrasında yaşananlardı. Günler süren YAŞ krizini dışarıdan takip etmiştik. İçeride neler olduğunu ise bilmiyorduk. Öğrenmiş olduk.
30 Ağustos 2010’da Başbuğ görevi bırakacaktı. FETÖ’yü adını vererek hedef alan, Irak ve Suriye’nin bölünmesine karşı somut doktrine sahip İlker Paşa’nın, ardında kendisi gibi bir TSK bırakması istenmiyordu. Bu da günler süren gerilime neden oldu.
Hatırlayın, YAŞ’a günler kala ilk kriz, 23 Temmuz 2010’da Balyoz kumpasında 102 asker için yakalama kararı çıkarılmasıyla yaşandı.
Bitmedi…
2010 YAŞ’ında askeri teamüller gereği Hasan Iğsız’ın Kara Kuvvetleri komutanı olması gerekiyordu. Ancak YAŞ günleri yaklaştıkça alışılageldik operasyon da başladı. FETÖ operasyoncuları Iğsız’ı oğlunun özel hayatından vurmaya çalıştı. Toplantıya iki gün kala Akit gazetesi Iğsız’ın damadının Yahudi olduğunu haberleştirdi. Niyet belliydi: Iğsız’ın kuvvet komutanlığını belden aşağı vuruşlarla durdurmak.
Peki, neden?
Bir, Hasan Iğsız Genelkurmay 2. Başkanı olarak FETÖ kumpaslarına karşı açık tutum alıyordu. İki, WikiLeaks belgelerinden öğreniyoruz, ABD’li elçilerle tartışmaları Washington’a iletiliyordu. Üç, o günkü açılım rüzgârına karşı “hiçbir devlet katillerle ateşkes yapamaz” sözleri göze batıyordu.
Listeyi uzatabilirim…
Başbuğ, kitabında olanları şöyle aktarıyor: “YAŞ öncesi, siyasi makamların Org. Iğsız’ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilmesine sıcak bakmadıkları çeşitli vesilelerle bize iletildi.”
TSK komutası Iğsız’da ısrar ediyordu:
“Siyasi makamlardan neden Org. Iğsız’ı istemediklerinin bize de anlatılmasını istedik. (…) Bütün taleplerimize rağmen Org. Iğsız hakkında bize bir gerekçe sunulmadı.”

Günler süren kriz
İlk gün Başbuğ, cebinde Iğsız teklifiyle toplantıya katılıyordu.
İçerden kim haber uçurdu bilinmez…
Toplantının ikinci günü FETÖ’nün Zaman gazetesi, Hasan Iğsız’ın İnternet Andıcı davası kapsamında ifadeye çağrıldığı haberini verdi. Iğsız’a karşı tüm kartlar açılıyordu.
Toplantının üçüncü günü Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün isteğiyle üçlü görüşme oldu, ancak kriz yine çözülemedi.
Genelkurmay Başkanlığı Iğsız’da ısrar ediyor, AKP reddediyordu. İkinci ihtimal olan Orgeneral Atilla Işık, “arkadaşım yoksa ben de yokum” diyerek istifa edince kriz daha da büyüdü. Üçüncü ihtimal Necdet Özel’in Kara Kuvvetleri komutanı olmasıydı. Ancak burada bir sorun vardı. Bu durumda Özel, iki yıl sonra emekli olabilecekti. Başbuğ, Erdoğan’a Necdet Özel teklifini yaptı. Jandarma Genel Komutanlığı’na ise Erdal Ceylanoğlu’nu öneriyordu. Devamını İlker Paşa’dan okuyalım: “Başbakan (Erdoğan) olumsuz bir şey söylemeyerek konuyu Cumhurbaşkanı (Gül) ile hemen görüşeceğini söyledi.”
Yanıt olumsuzdu. Erdoğan ve Gül, Necdet Özel’in jandarmada kalmasını ve Erdal Ceylanoğlu’nun Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na getirilmesini Başbuğ’a iletti. Askeri teamüllere aykırı olan bu yol ile Necdet Özel’e Genelkurmay Başkanlığı yolunu açıyorlardı.

Başbuğ şöyle anlatıyor:
“Bunun doğru olmayacağını ifade ettim. Aynı gün kuvvet komutanları ile yaptığımız toplantıda, kuvvet komutanları ile Jandarma Genel Komutanı da askeri teamüllere uyulmasını savundular. Durum kilitlenmişti.”
İşte bu sırada 30 Ağustos’ta emekli olacak İlker Başbuğ’u erkenden görevden alıp yerine Işık Koşaner’le devam etme ihtimali düşünülüyordu. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Koşaner’i çağırıp tabiri caizse “seninle çözelim” diyor, Koşaner ise reddediyordu.

Gül, Erdoğan’dan daha ısrarlı
Başbuğ’un anlattığına göre Işık Koşaner’in de emekli edilme ihtimali gündeme gelince TSK komutası geri adım attı. Erdoğan ve Gül’ün istediği gibi Ceylanoğlu Kara Kuvvetleri’ne geldi. Necdet Özel Jandarma’da kalarak sonraki dönem Genelkurmay Başkanlığı’nı sağlama aldı. 8 günün sonunda kriz çözülüyordu.

Başbuğ’un en kritik tespiti ise şu:
“YAŞ toplantısında yaşanılan sorunlar karşısında Başbakan’ın (Erdoğan) daha uzlaşıcı, Cumhurbaşkanı’nın (Gül) ise daha ‘ısrarlı’ davranışlar içinde olduğu gözlenmiştir.”
Gül’ün operasyonlara Erdoğan’dan daha meraklı olduğunu anlıyoruz. AKP, FETÖ’nün kumpaslarına o dönem destek vermekle kalmadı. Askeri teamülleri yerle bir ederek başka bir TSK’nin kapısını araladı.
Evet, bir sonraki YAŞ’ta Koşaner istifa etti. Evet, İlker Başbuğ da Hasan Iğsız da sonradan tutuklandı. Ama mesele bununla kalmadı.
Çok istedikleri Necdet Özel eliyle kurulan düzen 15 Temmuz’u hazırladı. İlker Başbuğ’dan öğreniyoruz; 2014 ve 2015 YAŞ’larında terfi ettirilen general ve amirallerin yüzde 65’i, 15 Temmuz’dan sonra TSK’den gitti.
52 yıl üniformasını taşıdığı sistemin içerisinde yaşanan kanamaya çare bulamayan İlker Paşa’yı tabii ki eleştirelim. “Masayı devirmemesini” sorgulayalım. Ama bizi bu noktaya getiren hikâyenin o masada oturan asıl sorumlularını unutmayalım.

Yazarın Son Yazıları

Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025
Teğmenler kararı nasıl değiştirildi

Zaman, anı bir atom yoğunluğunda biriktiriyor. Ne kolay konuşup geçiyoruz. Sanki her yeni olay bir eskisini dibe bastırarak unutturuyor.

Devamını Oku
03.07.2025
Hapiste bebeğini bekleyen Ramazan’ın öyküsü

Çokluğun adaleti yokluğun üzerine kurulmuştur. İBB dosyasında üç tip tutuklu var...

Devamını Oku
30.06.2025
Seve seve değil soya soya büyüyen sistem

Tarih, insan deneyimlerinin toplamından daha fazla bir şeydir.

Devamını Oku
26.06.2025
Fatih Altaylı’nın ‘suyunu ısıtanlar’

İnsan kendi yazgısının kapısını kendisi açıyor. Kimi zulmederek kimi zulümle baş ederek. Bu köşede bugün bambaşka bir hikâye olacaktı. Aslında ben de bambaşka bir yerde yazacaktım.

Devamını Oku
23.06.2025