Barış Terkoğlu

E-Nabız deyip geçmeyin!

10 Ekim 2024 Perşembe

O haberi ilk kez geçen yıl T24’te Asuman Aranca’nın imzasıyla okuduk. Hepimizi ilgilendiriyordu. Zira sağlık verilerimizin olduğu e-Nabız uygulamasının Katar’a satıldığını anlatıyordu.

Ortaya çıkmasının nedeni aslında bir davaydı. e-Nabız sistemini ilk tasarlayan şirket olan Bilbest isimli firma, daha sonra sistemi sürdüren Tiga isimli şirketten, “e-Nabız uygulamasını Katar’a kendi mülkiyetindeymiş gibi satması” nedeniyle şikâyetçi olmuştu. Bilbest, bu nedenle bakanlığı da suçluyordu. Aranca’nın aktardığına göre satışı yapan firma olan Tiga, Sağlık Bakanı Yardımcısı Şuayip Birinci’ye yakındı.  

İki şirketin hesaplaşması sırasında bir şey oldu. Bakanlığın uluslararası projelerinde danışmanlık yapan Umut Elmas, Tiga aleyhinde bir sosyal medya mesajı paylaştı. Önce mesajı silmesi istendi, yapmayınca bakanlıktaki işine son verildi.

Bakan yardımcısı Birinci, yakınlık iddialarını doğrularcasına, Elmas’ın da aralarında olduğu bakanlık danışmanları ve Bilbest hakkında, “ihaleye fesat ve rüşvet” iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Savcılık da bu suç duyurusunu davaya dönüştürdü.

Umut Elmas’ın sosyal medyada paylaştığı mesajları görünce merak ettim. Acaba Sağlık Bakanlığı’ndaki davalar savaşının sonucu ne olmuştu?

KATAR’A SATIŞIN İNTİKAMI

Gerekçeli karar önümde duruyor. Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesi, geçen mayıs ayında, sağlık bakan yardımcısının şikâyetiyle başlayan davada, danışmanlar hakkında beraat kararı vermiş. İşin ilginci, sanıklar, e-Nabız uygulamasının Katar’a satılmasının deşifre edilmesi nedeniyle kendilerinden intikam alındığını, bu nedenle de haklarında böyle bir kumpas davası açıldığını söylemiş. Mahkeme de beraat kararında bu ifadelere yer vermişti.

Kararı okuyunca Umut Elmas’a ulaştım. Sağlık Bakanlığı’nın birçok uluslararası projesinde görev almış Elmas, beraat etse de yaşananların ardından Türkiye’yi terk etmişti. İtalya’da bir üniversitede kıdemli uzman olarak çalışmaya başlamıştı.

“2022 yılı içerisinde e-Nabız projesinin eski AKP gençlik kolları MKYK üyesi ve Ar-Ge başkanı olan Adem Ali Yılmaz’a ait TİGA isimli şirket tarafından Katar’a 100 Milyon dolar civarında bir bedelle satıldığını öğrendim. Ben de 6 Ağustos 2022 tarihinde şirketi sorgulayan bir tweet paylaştım.”

Her şeyin böyle başladığını söyleyen Elmas, devamında, mahkemede anlattıklarını tekrarlıyordu:

“Bakan yardımcısı Şuayip Birinci tarafından Türkiye’de iş yapamamakla, hatta ‘ekmek dahi yedirmemekle’ tehdit edilerek tweeti kaldırmam söylendi. Ben de kaldırmayıp istifa ettim. En yakın çalışma arkadaşım Filiz Gül de aynı tehdide maruz kalarak istifasını verdi. Benim ihtarnamemi dikkate almayan bakanlık, tweetimi gerekçe göstererek kontratımı feshetti. Aynı şekilde Filiz için de ihtarnameyi dikkate almayıp bakanlığa ait bilgisayarı gerekçe göstererek zimmet suçlaması yönelttiler.”

ÇALIŞAN BAKANLIKTA ALIKONULDU

“16 Eylül 2022 gecesi koordinatörü olduğum birimin çalışanı İlkay Kaynak, bakanlık binasında bir gece boyunca alıkonuldu. Psikolojik işkenceye maruz kaldı ve kişisel verileri zorla ele geçirildi. İlkay da bu olay üzerine bakanlığa bu alıkonulma hadisesini içeren bir ihtarname göndererek istifasını verdi. Benimle aynı ekipte olan Ozan Beyhan da gıyabında aynı tehditlere maruz kaldığı için istifa etti.”

Gerçekten de mahkemenin gerekçeli kararında, Kaynak’ın bu anlatımları yer alıyordu:

“16 Eylül 2022 akşamı 17.30’dan 17 Eylül 2022 sabahı 06.30-06.45 civarına kadar 12 saati aşkın süre bakanlıkta alıkonuldum. Elektronik eşyalarım incelendi.”

Ardından “siz görürsünüz” denilerek savcılığa aleyhlerinde dilekçe verilmiş, savcılık 4 bakanlık çalışanını sabaha karşı gözaltına almış, 4 gün gözaltı ve 50 gün ev hapsinin ardından yargılanmışlar. Nitekim sonunda da beraat etmişler.

BİRİ DEPREMDE ÖLDÜ

Gözaltı, ev hapsi, sosyal medyadan bakanlık bağlantılı olduğu belli olan hesaplardan tehdit, sağlık şirketlerine “Bu adamlarla çalışırsanız bozuşuruz” uyarıları yetmemiş...

İşsiz bırakılan Ozan Beyhan isimli çalışan, Ankara’dan ayrılıp Hatay’daki baba evine yerleşmek zorunda kalmış. Burada da deprem nedeniyle hayatını kaybetmiş. 

e-Nabız projesinin Katar’a satışını ortaya çıkaran çalışanlar sürüm sürüm süründürüldükten sonra aklanmışlar. 

Belli ki “sağlık” deyip geçtiğimiz sistemin altında milyar dolarlar yatıyor. Sistemin kârı, şirketler savaşına neden oluyor. Bu savaşta ise kimi yakınlıklar halkın yararının önüne geçiyor. Adli vakalarda nedense ortalarda göremediğimiz yargı da hesaplaşmalar için araç olarak kullanılıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları