Davutoğlu’nun genel merkezi
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Davutoğlu’nun genel merkezi

28.02.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Siz de mi bekliyorsunuz?
Bugünlerde tanıdığım herkes Godot’yu bekler gibi yeni partiyi bekliyor. Adı belli değil, logosu çizilmemiş, kurucuları da ortada yok. Tek bildiğimiz, Erdoğan’ın eski yol arkadaşları kuracak. Birden fazla merkez çalışıyor. Bir ucunda Ahmet Davutoğlu öbür uçta Abdullah Gül var.
Birkaç gün önce “Yeni Parti” adıyla bir internet sitesi ortaya çıktı. “Yoksa geldi mi” dedik. “Olağan şüpheliler” ile konuştuk. Meğer yanlış alarmmış. Gizli bir el “Yeni Parti”nin internet sitesini piyasaya sürerken, ilan edilen manifestoyu ne Gülcüler ne Davutoğlucular sahiplendi.
Salı akşamı Erdoğan, “Bu ayrılanlarla bir daha beraber yol yürümek mümkün değil” diyerek Gülcülerin de Davutoğlucuların da artık AKP’de yeri olmadığını söylemiş oldu. “AKP içinde mi denge kuracaklar yoksa yeni bir yol mu açacaklar” diye tartışılıyordu. Erdoğan, konuşmasıyla ilk ihtimali tamamen ortadan kaldırdı.
Abdullah Gül, birlikte anıldığı Ali Babacan ile birlikte süreci sessiz ve derinden yürütüyor. Görüştüğü siyasetçilerin sırdaşlarından Gül’ün yeni bir harekete alan açtığını öğreniyoruz.
Davutoğlu ise şaşırtıcı derecede daha açıktan oynuyor. Henüz “parti” demeseler de görüştüğüm destekçileri çalışmalarını gizlemiyorlar. “Hoca” dedikleri Davutoğlu, AKP’nin geldiği noktadan rahatsız olan küskünleri çevresinde topluyor.
İşte bu noktada dikkat çeken bir ayrıntı var.

ABD’de başlayan tartışma
Davutoğlu, 9 Şubat Cumartesi günü Ankara’da bir konferans verdi. Bu, sıradan bir konuşma değildi. Önce “Ankara’nın manevi başkenti” saydığı Hacıbayram Camii’nde öğle namazı kıldı. Kendisine ilgi gösteren kalabalığı selamladı. Yürüyerek konferans vereceği salona geçti. En ön sıralarda eski AKP’lilerden oluşan bir protokol vardı. Kürsüye “Sayın Başbakanımız” diye çağrıldı.
Konferansın başlığı “Sistemik Deprem: Ulusal, Bölgesel ve Küresel Bunalım” idi. Tesadüf değil. 2016 sonunda, Trump’ın iktidara gelmesinin ardından, ABD’de liberallerin başlattığı “nereye gidiyoruz” tartışmasına Ahmet Davutoğlu da katılmıştı. Seçimden birkaç ay sonra California Üniversitesi’nin dergisine bu konuda bir makale yazdı. Ardından makaleyi genişleten Davutoğlu, konuyu bir kitaba dönüştürdü. Kitap, önümüzdeki dönemde Cambridge Yayınları’ndan İngilizce olarak çıkacak. Türkçeye de çevrilecek. Davutoğlu ABD’de başlattığı tartışmayı böylece Türkiye’ye taşıyacak.
95 dakikalık konuşmayı izledim. Davutoğlu, görevi bırakması sonrasındaki AKP politikalarını sistematik şekilde eleştirdi. “Son dönemde düşünce hayatının sığlığı” ifadesini de kullandı, “baskının olduğu her yerde ikili tipler çıkar” sözleriyle gönderme de yaptı. Türkiye’deki baskı ortamını ABD’deki dönüşüm ile açıkladı. Sanki Trump’ın ya da Putin’in politikalarını eleştirirken Erdoğan’ın son yıllarına gönderme yapıyordu. Başbakanlığı bıraktığında enflasyonun yüzde 3 olduğunu söyleyerek, ekonomideki kırılmayı bile “herkesin kaybettiği” politik dönüşümle açıkladı. “Liyakatın yerini nepotizmin (kayırmacılık) aldığı bir yerde herhangi bir düzen kurmak mümkün değildir” dediği anlarda kızgın görünüyordu.

‘Reisçiler’in parmağı o vakfı gösteriyor
Tam da “neler oluyor” diye düşünürken, “Reisçi”lerin uyarılarını duydum. “Davutoğlu’nun konuştuğu yeri gördünüz mü” diye soruyorlardı.
Davutoğlu, Ankara’da Araştırma ve Kültür Vakfı’nda konuşmuştu. İlk değil, 25 yıl önce pek tanınmazken de aynı vakfın Trabzon şubesinde konuştuğunu kendisi anlatı. Vakıf, bugün “Yeniden Milli Mücadele” diye bilinen ve 60’ların sonlarındaki “Mücadele Birliği”nden süzülüp gelen grubun merkeziydi. Daha da ilginci var. Bu vakfı destekleyen kişi, Ankara’da herkesin bildiği gibi Melih Gökçek. Hatta vakfın kritik isimleri arasında Gökçek’in bürokratları da var. Sürpriz değil. Zira Gökçek de “Mücadele Birliği” ekibinden geliyor.
Davutoğlu’nun çıkış yaptığı günlerde, AKP camiasının çok konuştuğu, elden ele dolaşan bir yazı var. Kaleme alan, bir dönem Başbakanlık’ta Davutoğlu ile birlikte çalışan Ömür Çelikdönmez. Davutoğlu’nun çocuk yaşlarda “Mücadele Birliği” ile tanışmasını anlatan yazı, sonrasında da bu yapıyla ilişkisini sorguluyor. Davutoğlu’nun 28 Şubat’a rağmen Harp Akademileri’nde ders veriyor olmasını bile, devlet ve askerle her zaman iyi ilişkilere sahip olan yapılanmaya bağlıyor.
Sözünü ettiğim makale, devletin zirvesinde yolu “Mücadele Birliği”nden geçenlerin fotoğrafını veriyor. Verdiği isimlerden (Hakan Fidan hariç) çoğunluk bugün Erdoğan’ın çevresinde pek de görünmeyen kişiler. Buraya uzun bir isim listesi bırakarak sizi yormayayım. Geçtiğimiz günlerde, muhalif sözler söyleyince Erenköy Cemaati’nin yayınlarından kovulan Davutoğlu’na yakın yazar Ahmet Taşgetiren’in bile bir zamanlar yolunun Mücadele Birliği ile kesiştiği hatırlanırsa karşımıza karmaşık bir mazi çıkıyor.
Söylenti öyle yayıldı ki; vakıf, Davutoğlu’nun partisiyle ilgisi olmadığını anlatan bir açıklama yapmak zorunda kaldı. “Mazi arkeolojisi yaparak gündem oluşturmanın herhangi bir anlamı ve yararı yoktur” diyerek de “Yeniden Milli Mücadele” tartışmalarından uzak durmak istediğini gösterdi.
Nihayetinde “gelmez” denilen Godot bu kez galiba geliyor. Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan, tüm hamleleriyle Davutoğlu Partisi’ni erken doğuma zorlarken, Davutoğlu kendi yolunu sabırla örüyor. Trump karşıtı ABD demokratlarından İslamcı İHH’ye, liberal yazarlardan kimi tarikatlara uzanan şaşırtıcı bir ağ Erdoğan’ın karşısına çıkmaya hazırlanıyor. 31 Mart seçimlerine giremeyeceğine, 4 yıl da gündemde seçim olmadığına göre yeni partinin ufkunda ne var acaba?

Yazarın Son Yazıları

CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025
Teğmenler kararı nasıl değiştirildi

Zaman, anı bir atom yoğunluğunda biriktiriyor. Ne kolay konuşup geçiyoruz. Sanki her yeni olay bir eskisini dibe bastırarak unutturuyor.

Devamını Oku
03.07.2025
Hapiste bebeğini bekleyen Ramazan’ın öyküsü

Çokluğun adaleti yokluğun üzerine kurulmuştur. İBB dosyasında üç tip tutuklu var...

Devamını Oku
30.06.2025
Seve seve değil soya soya büyüyen sistem

Tarih, insan deneyimlerinin toplamından daha fazla bir şeydir.

Devamını Oku
26.06.2025
Fatih Altaylı’nın ‘suyunu ısıtanlar’

İnsan kendi yazgısının kapısını kendisi açıyor. Kimi zulmederek kimi zulümle baş ederek. Bu köşede bugün bambaşka bir hikâye olacaktı. Aslında ben de bambaşka bir yerde yazacaktım.

Devamını Oku
23.06.2025
İran’dan çıkan savaş dersleri

“Savaş politikanın başka araçlarla sürdürülmesidir” diyor general Clausewitz...

Devamını Oku
19.06.2025
Adalar sapığı nasıl yakalandı

Suçla, suçlu arayarak değil, suçun peşinden giderek hesaplaşılır. Konu siyasi olunca, ihale olunca, parti olunca günlerce televizyonlarda konuşuluyor. Tutuklama üstüne tutuklama yapılıyor. Gelgelelim, konu siyasallaştırılamayacaksa ancak üçüncü sayfada yer buluyor.

Devamını Oku
16.06.2025