Barış Terkoğlu

Çocuk çığlıklarını nasıl boğuyorlar

19 Eylül 2024 Perşembe

El küçük, beden küçük, elbette çığlık da küçük. Güçlü adamlar kolayca boğuyorlar…

1 Nisan 2022 akşamı küçük A. 8 yaşındaydı. Ailesiyle Büyükçekmece’de müstakil evlerin olduğu bir sitede yaşıyordu. Yan evlerinde Z. isimli arkadaşı vardı. O akşam A., Z.’lerin evlerine gitmiş, birlikte oyun oynamışlardı. Ancak A. ağlayarak geri döndü. Annesine yaşadıklarını anlattı. Söylediğine göre, arkadaşı Z.’nin babası M.G., onu yatak odasına götürmüş, telefondan cinsel içerikli görüntü izletmiş, özel bölgelerine dokunmuş ve kendisine de dokundurtmuştu. Üstelik bunlar ilk kez de yaşanmamıştı. Ancak A. bu kez cesaretini toplayıp ailesine anlatmaya karar vermişti.

Anne N. hemen Çocuk Büro Amirliği’ne giderek olayı anlattı. Ardından A.’nın uzman eşliğinde ifadesi alındı. Ertesi gün M.G. yakalanarak polis merkezine getirildi. "Eğitimci olarak psikolojik danışmanlık yapıyorum" diye verdiği ifadede suçlamaları reddetti. Hatta A.’yı suçladı. A.’yı lavaboya gittiği sırada mastürbasyon yaparken yakaladığını söyleyip, "kendi yaptığı eylemleri anlamlandırabilmek için beni kendisine kobay olarak kullanmış olabilir" dedi.

Oysa A.’yı detaylı bir şekilde dinleyen Adli Görüşmeci Uzman, A.’nın hayal görmediği yönünde rapor vermişti: "Yapılan adli görüşmede çocuğun sorulan sorulara oldukça detaylı ve spontane cevap verdiği gözlenmiş, verilen ifadenin geçerli ve güvenilir olduğu kanaatine varılmıştır."

M.G. tutuklandı. Hakkında "çocuğu müstehcen yayınları okumaya ve seyretmeye teşvik" ve "çocuğun cinsel istismarı" suçundan iddianame hazırlandı. Aile Bakanlığı da davaya müdahil oldu.

Derken…

ÇOCUK MÜSTEHCENLİĞİNDEN SABIKALI

Yargılama sırasında, uzman eşliğinde A.’nın da uzaktan ifadesi alındı. Küçük A. her şeyi mahkeme heyetine de anlattı.

Buraya kadar her şey olması gerektiği gibi işliyordu. Gelgelelim sonrasında bir dizi tuhaflık yaşandı. Önce anne şikayetini geri çekti. Sonra M.G. tahliye edildi. Mahkemenin başkanı değişti. Yerine gelen başkan izindeyken, savcının ceza talep eden mütalaasına rağmen, M.G. hakkında beraat kararı çıktı. Dosya halen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 24. Ceza Dairesi’nde incelemede.

İşin akılalmaz bir yanı daha var…

M.G. görünürde aklı başında bir psikolog, sakin bir komşuydu. Çağırdığı tanıklar da böyle söylüyordu. Ancak ilk duruşmada okunan sabıkası herkeste şaşkınlık yarattı:

"Sanık M.G. hakkında 12 Haziran 2014 tarihinde çocukların kullanıldığı müstehcen yayınları ülkeye sokmak, ihraç etmek suçundan mahkumiyetine karar verildiği…"

Dosyayı ilk incelediğimde bunca şeyden sonra annenin şikayetini neden geri çektiğini, neler yaşandığını merak etmiştim. Süreç içinde öğrendiklerimi bir araya getirdim. Geçen pazartesi günü anne N. ile buluşup bir kez de onu dinlediğimde taşlar yerine oturdu. Dosyaya müdahale edilip dosyanın kapatılmasında kritik işi H.E. yapmıştı.

Şöyle anlatayım…

AİLEYE KURULAN KUMPAS

H.E. Ergenekon kumpasında yargılanmış bir işadamıydı. Aynı zamanda MHP’de kritik görevde olan, sık sık televizyonlarda görünen bir ismin kardeşiydi. M.G., kendisini devlette, yargıda hatta Cumhurbaşkanlığı’nda eli kolu olan bir adam olarak tanıtıyordu. Konuştuğum kimi hukukçular gerçekten de bağlantılarıyla bazı dosyaları takip ettiğini anlatıyor. Bir başka tanık ise, polis çevirmesinde H.E.’nin polise cebindeki kartı gösterdiğini, polisin "afedersiniz efendim" diyerek hemen geçiş izni verdiğini anlatıyor.

Peki H.E., küçük A.’nın dosyasıyla neden ilgilendi?

İşte bu sorunun yanıtını da buldum. H.E.’nin sevgilisi, sanık M.G.’nin kız kardeşiydi. Ağabeyinin başına gelenleri anlatmış, ondan yardım istemişti. M.G. de sevgilisine ağabeyini kurtaracağını söylemişti.

H.E. önce küçük A.’nın ailesini araştırdı. Baba emekli bir asker, anne sözleşmeli öğretmendi. Atatürkçü bir aileydi. Anne hobi olarak resim yapıyor, sergiler açıyordu. Anneye sosyal medyadan mesaj attı. Resimlerini gördüğünü, çok beğendiğini, satın almak istediğini söyledi. Atölyesine gitti.

H.E.’nin aileye güven telkin etmesi zor olmadı. Olay çok tazeydi. Anne, H.E.’nin konuşturmasıyla neler yaşadıklarını anlattı. H.E. görüntüde çok öfkelenmişti. A.’ya yaşatılanların hesabını soracağını söylüyordu. Bir anda davayı sahiplenmişti. Sık sık aileyle görüşüyor, hukuki yol gösteriyor, akıl veriyordu.

Bir dönüm noktası yaşandı. İlk duruşmadan kısa süre önce anneye tuhaf bir fikir verdi. Bu dosyadan bir şey çıkmayacağını, ama M.G.’yi dışarı çıkarıp kendisinin cezalandıracağını, bunun için ailenin şikayetini geri çekmesi gerektiğini söyledi. Aile bunu kabul etmedi. Bu kez diğer aşamaya geçildi. İkinci duruşmadan önce, M.G.’nin oğlunun bir silah aldığını, babasının intikamını aileden alacağını öğrendiğini söyledi. Bu aslında örtülü bir tehditti. Anne bu kez korkarak H.E.’nin sözünü dinledi, şikayetini geri çekti.

Elbette psikolojik bir kayıp yaşandı. Ancak dava düşmedi. Aile Bakanlığı avukatı da savcı da M.G.’nin cezalandırılmasında ısrarcı oldu. Orada neler döndü bilmiyoruz. Ama sonuçta M.G. işletilen sürecin sonunda yargının elinden kurtulmuştu. Dosya istinafta bekliyor. Çocuk müstehcenliğinden sabıkası olan bir psikolog olarak M.G., halihazırda çocuklarla muhatap olmaya devam ediyor.

8 yaşındaki çocukların çığlığı nasıl bastırılıyor diye soruyoruz ya… Bu sorunun yanıtını ancak "güçlü adamlar"la hesaplaştığımız gün verebileceğiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sesini kaybeden masumiyet 12 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları