Barış Terkoğlu

Biz susalım TSK her şeyi anlatsın

06 Şubat 2023 Pazartesi

Cüzdanını çalıyor. Tam çığlık atacaksın... Yankesici, “Hırsız var!” diye bağırıyor. Paran gitti yetmedi, üstüne kendini suçlu hissediyorsun.

Muhalefet, TSK’ye dair tekliflerini sıralayınca, AKP’den “İstemezük!” sesleri yükseldi. “Komutanlıkların yeniden Genelkurmay’a bağlanması” ile başlayan öneriler, onlara göre FETÖ’nün önünü açacaktı. Haliyle yanlıştı.

Peki doğru mu söylüyorlar? FETÖ’nün darbe yapacak noktaya gelmesini, “eski sistem” mi sağladı?

Aslında bizzat TSK’nin, hatta “15 Temmuz sonrası TSK’si”nin bir yanıtı var.

Şöyle anlatayım...

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 29 Kasım 2016 tarihinde, TSK’den FETÖ’ye dair bir rapor hazırlamasını istedi. Personel başkanlığının görevlendirmesiyle, Tuğgeneral Nerim Bitlislioğlu’nun başkanlığında bir heyet, çalışma yaptı. “FETÖ ve TSK” başlıklı rapor, FETÖ’nün TSK’ye sızmasından darbe kalkışmasına kadar bir muhasebe yapıyordu. Ekler hariç 64 sayfadan oluşan çalışma, 2 Şubat 2017 tarihinde savcılığa gönderildi.

Raporda dikkat çeken bazı detaylar var...

TSK UYARDI ONLAR ÖRTTÜ

Örneğin 2004 yılındaki MGK’de, AKP hükümetinin FETÖ konusunda uyarılması şöyle yer bulmuş:

“25 Ağustos 2004 tarihinde toplanan MGK’nin kararında, ‘Türkiye’deki Nurculuk Faaliyetleri ve Fethullah Gülen konusu gündeme getirilmiş, yurtiçi ve yurtdışı faaliyetlerine karşı bir eylem planı hazırlanması uygun görülmüş ve bu konudaki tavsiye kararının bildirilmesine karar verilmiştir.”

Peki uyarıya rağmen gereğini yapmayan, TSK mi, AKP mi? Söz konusu MGK kararları ortaya çıktığında AKP’liler o gün ne yaptıklarını şöyle anlatmıştı:

- Ömer Dinçer: “Bakanlar Kurulu gündemine dahi alınmadan dosyasına kaldırıldı."

- Yalçın Akdoğan: “Bu MGK kararı yok hükmünde olmuştur. AK Parti bununla ilgili hiçbir adım atmamıştır.”

- Mehmet Ali Şahin: “Hükümet de bunu aldı onunla ilgili hiçbir iş yapmadı. Ben başbakan yardımcısıydım ve bunların takibinden sorumluydum. Arşive kaldırdık.”

Gelelim devamına...

AKP DÖNEMİNDE ELE GEÇİRDİ

“Hepsi AKP ile oldu” demek yanlış olur. TSK raporu, örgütün 1974’te TSK’ye sızmak için çalışmalara başladığını anlatıyor. Çeşitli örneklerle, başardığını da söylüyor. Buna karşın, ilki 1982 Mayısı’nda Kuleli’den atılan 90 öğrenci olmak üzere, TSK’nin FETÖ’cüleri tespit ederek ordudan tasfiyeye çalıştığını da söylüyor.

Ancak...

TSK raporu, AKP iktidarlarının olduğu dönemi, sızmanın dışında başka kavramlarla tanımlamış:

“2000-2008 TSK içinde yerleşme ve yayılma dönemi, 2008-2014 TSK’yi tamamen ele geçirme ve örgütten olmayanların tasfiye edilmesi, 2014-2016 mevcudiyetini muhafaza ve darbe hazırlıkları.”

Açık bir şekilde görüldüğü gibi TSK, resmi olarak FETÖ’nün AKP döneminde orduyu ele geçirdiğini kabul ediyor.

Rapor, daha da somutlamış. FETÖ özellikle TSK’de personel ve istihbaratta yoğunlaşırken 2011-2015 aralığında YAŞ kararları sonrası, tam 65 FETÖ mensubu amiral ve general, bu birimlerde görevlendirilmiş.

AKP’YE YASA YAPTIRDI

Bu kadar değil...

Rapor, TSK’nin “din düşmanı” diye yaftalanarak hedef alınmasını da anlatıyor. Kritik bir yorumda bulunuyor:

“Örgüt yıllar boyunca başta başörtüsü olmak üzere her konuda Türk insanının muhafazakâr bakış açısını istismar etmiştir. Neticesinde,TSK tarafından bu çok tehlikeli ve gizli örgüte karşı yürütülen mücadele, hem toplumumuz hem de diğer devlet kurumları nezdinde yeterince destek bulamamıştır.”

2008 yılından itibaren, sahte delillerle, isimsiz ihbarlarla, itibar suikastı yapan internet siteleriyle, açılan davalarla; TSK’de FETÖ karşıtlarının büyük bir tasfiyeye uğradığını anlatan rapor, yerlerine gelenlerin büyük oranda FETÖ bağlantılı olduğunu gösteriyor. İşin ilginci, AKP ile paralel çalışan, Necdet Özel-Hulusi Akar komutasına özel atıf yapılmış:

“2013 yılı YAŞ’ta terfi eden generallerin neredeyse tamamının FETÖ mensubu olduğu anlaşılmıştır. (…) 2011 ve 2012 yıllarında icra edilen YAŞ toplantıları neticesinde de durum aynı şekildedir. (…) 2014-2015 yıllarında albaylıktan general ve amiralliğe terfi ettirilen personelin yüzde 80’i ihraç edilmiştir.”

FETÖ’nün önünü açan tasfiye operasyonlarında, bizzat AKP’nin parmağı olduğunu, TSK şöyle anlatmış:

“(FETÖ) Kendisine müzahir elemanların en az bulunduğu 1988 ve daha önceki yıllarda mezun olmuş subayları TSK’den tasfiye etmek için üç devreyi birden toplu olarak emekli edecek ve hizmet sürelerini 28 yıla indirecekkanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir.” 

BİR ŞEY DEĞİŞMEDİ

Onlar 17-25 öncesi demeyin...

TSK raporu, sonrasında da durumun değişmediğini anlatıyor:

“FETÖ, Aralık 2013 tarihinden sonra da TSK’yi tamamen ele geçirme faaliyetlerini örtülü olarak sürdürmeye devam etmiştir. (…) TSK içerisinde örgüt mensuplarının ortaya çıkarılarak tasfiye edilmesi süreci başlatılamamıştır.”

17-25 Aralık’tan sonra kumpas davaların yerini, disiplin notlarıyla FETÖ karşıtlarının tasfiyesinin aldığını söyleyen TSK raporu, yukarıdakilere bir kez daha şöyle dokunuyor:

“Örgüt, kritik kadrodaki personeli vasıtasıyla, TSK içerisindeki mevcudiyetini muhafaza edebilmek adına, özellikle Disiplin Kanunu ile yeni sicil terfi sisteminde örgüt lehine kullanabileceği düzenlemeler yapabilmiştir.”

DEVLETE TARİKAT-LİYAKAT MESAJI

Dahası var...

TSK, hükümete sonuç bölümünde de mesaj vermiş. “Türk tarihi içerisinde devlet ve ordu bürokrasisi; devletintarikat ve benzeri yapıların etkisinden uzak tutulmasına özen gösterildiği bir geleneğe sahiptir” diye başlayıp, şöyle bitiyor:

“Bu ihanetten çıkarılacak en büyük ders ise bedeli ne olursa olsun, TSK içerisinde, hiçbir şekilde, siyasi-dini-etnik-mezhepsel vb. gibi herhangi bir ideolojik yapının barındırılmaması gerektiğidir.”

Bir dizi çözüm önerisinin en başına ise “kızım sana söylüyorum” der gibi şu konulmuş:

“Liyakati esas alan, şeffaf, izlenebilir, kontrol edilebilir ve denetlenebilir, siyasi baskılardan etkilenmeyen, ettiği yemine sadık, Atatürk İlke ve İnkılapları ile Atatürkçü Düşünce Sistemine yürekten bağlı, ahlak ve maneviyatı yüksek ve milli duyguları kuvvetli personel istihdamını ilke edinmiş, çağdaş bir personel yönetim sistemi oluşturulmalıdır.”

SORUMLU HÂLÂ YÖNETİYOR

TSK’nin özeleştiri de içeren raporu, herkese çok şey söylüyor. AKP’yi yönetenler okudu mu? Ya da “Neler yapmışız” diye iç geçirdi mi? Kendisine bir ders çıkardı mı? Bilmiyoruz. Tek bildiğimiz, yaşananların sorumluluğunda pay sahibi olan Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ı alıp savunma bakanı yaptı, komutanlıkları bu kez ona bağladı, yanına “Aynı menzile yürüyorduk” diyen AKP’li bakan yardımcıları atadı, askerin etkisizleştiği terfilere “bizdendir” kriteri koydu, başka tarikatlara yol verdi, bunu da “sivilleşme” diye yutturmaya çalıştı.

Mesele ne o sistem ne bu sistem...

TSK raporunun ruhu, FETÖ darbesindeki büyük sorumlunun, hâlâ ülkeyi yönettiğini gösteriyor.

Çoğu zaman gösterilene bakarız. Parmağının ucuyla işaret edenle hesaplaştığımızda belki de suçu da suçluyu da daha iyi tanıyacağız.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları