Asıl darbe 15 Temmuz’dan önce oldu
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Asıl darbe 15 Temmuz’dan önce oldu

18.07.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Kader, bizim seçimlerimiz mi? Yoksa biz, yalnız kabullendiğimizi mi “kader” sayıyoruz?
Zaman, bütün bilimlerin vektörlerinden biridir. Anlarını ölçtüğümüz maddenin hareketini biliyoruz. Aşk hariç, bildiklerimizi öngörebiliyoruz.
Bilmenin bir şarkısı var mı? Kuşkusuz ona teori diyoruz. Yerçekimini bilenler düşmenin sırrını çözebilir. Hız yasalarını anlayanlar şimşekten sonra gök gürültüsü bekleyebilir.
Darbe, bir iktidarın yerine bir başka iktidarı zor yoluyla koyma eylemi değil mi? Görüntüdeki karmaşaya rağmen her eylem gibi tarifini düşünce çizgileriyle yapamaz mıyız?
Ne yazık ve ne mutlu, insan gözüyle değil, aklıyla görüyor. Dünyaya aklıyla bakanlar uzakları yakın ediyor.
15 Temmuz haftasındayız.
Sık sık “Genelkurmay Karargâhı 21.20’de ele geçirildi” dediklerini duyunca başımı iki elime alıp yanıt veriyorum: Gerçekten mi!

Karargâh FETÖ projesini sürdürdü
Tarih: 4 Temmuz 2014.
FETÖ kurgusu sözde Casusluk davasından İzmir’de yargılanan tüm tutuklu sanıklar tahliye edildi. Hapishaneden çıkan deniz subayı Bülent Akbaş, uzatılan mikrofona şöyle söyledi:
“Devletin içindeki paralel yapı üç sene içinde tarihin görmüş olduğu en büyük darbeyi yapacak güce geldi.”
Neden hedef olduklarını sadece bu sözden bile anlayabileceğiniz askerler TSK’ye dönüş mücadelesi başlattı. Darbeye 6 ay kala 30 asker, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nden (AYİM) göreve dönüş kararı aldı. FETÖ’nün gadrine uğramış subaylar üniformalarını yeniden giyecekti. Her şey dönemin ruhuna uygun olarak ilerliyordu. Bu durumun en çok FETÖ’yü rahatsız ettiği de malum.
Ne oldu dersiniz?
Genelkurmay karara itiraz etti. Milli Savunma Bakanlığı’na bildirilen görüşte FETÖ kumpasına arka çıkılarak askerlerin TSK’den atılması savunuldu. Bakanlığın üzerinden yapılan başvuruyla FETÖ mağduru askerlerin TSK’ye dönüşü durduruldu. Karargâh’ı yöneten akıl, FETÖ’nün davalarını sürdürmekte ısrarcıydı.
Bu kadar değil...

Karargâh FETÖ soruşturmalarını engelledi
Darbeden sadece 4 gün önce. OdaTV’de yaptığımız haberin başlığı şuydu: “Cemaat’i soruşturan savcı Genelkurmay’la neden gerildi.”
İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ soruşturmalarında Genelkurmay’a yazılar yazıyor, bilgi istiyor ancak hiçbirine cevap alamıyordu. 78 yazıya tam 5 ay boyunca hiçbir cevap verilmemişti.
Yalnız İzmir sanmayın. İstanbul ve Ankara’daki savcılar da Genelkurmay’ın açıkça FETÖ soruşturmalarını durdurmaya çalıştığını düşünüyordu. Şikâyetlerini de gizlemediler. FETÖ ile kavgasıyla bilinen emekli Hava Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, darbeden 4 gün önce şu ifadelerle rahatsızlığı açıkladı:
“Benim davalarla ilgili olarak İstanbul’da İrfan Bey’le görüşüyorum, İzmir’deki davada müşteki olduğum için Okan Bey’le görüşüyorum, Bakırköy Savcısı Ömer Faruk Bey’le görüşüyorum, Ankara’da Serdar Bey’le görüşüyorum. Hepsinin ortak şikâyeti, Genelkurmay Başkanlığı’nın yazılan yazılara yanıt vermemesi. Emniyet de aynı durumdan şikâyetçi”.
Bardağın taşması üzerine İzmir Savcılığı yazılara yanıt beklemeden operasyon hazırlığına başladı. Ancak 15 Temmuz darbecileri erken davrandı, operasyondan önce “baskın basanındır” yaptı. Darbeden sonra Karargâh’a girildiğinde ne görüldü? Savcıların gönderdiği yazılar kasalara kaldırılmıştı...
Pazartesi günü “darbe bağıra bağıra geldi” yazdım ya...

İddianameye giren ‘darbe’ hazırlığı
4 Temmuz 2016 günü İstanbul’da, Fethullahçı hâkim İlhan Karagöz, çalışma günü olmamasına rağmen adliyeye gelip duruşmayı açtı. Gülen için “mehdi” ifadesini mahkeme tutanağına geçirdikten sonra “Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı yetkililerin bu suç duyurumuz doğrultusunda derhal olaya el koyarak ismi geçen herkesi derhal gözaltına alması ve sonra da yapılması gerekenlerin sırayla yapılması...” yazdı. “Darbe”yi mahkeme tutanağına geçirdi. Karagöz “deli” denilerek akıl hastanesine kapatıldı.
Hadi “Karagöz sahiden delirdi” diyelim. Ya FETÖ’yü yargılamak için yazılan iddianamede açıkça telaffuz edilenlere ne diyeceğiz?
Darbe girişiminden günler önce Savcı Serdar Coşkun tarafından Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede “TSK içindeki bu yapılanmaya güvenerek kimi örgüt mensupları iç savaş ve askeri darbeden söz etmektedir” denilerek açıkça “darbe” ifadesi zikrediliyordu. Savcı, Genelkurmay’a da şu ifadelerle yükleniyordu: “Somut delil olmaması, Balyoz, Ergenekon gibi davalarla TSK’nin yıprandığı, bir de FETÖ unsurlarına yönelik yapılacak çalışmanın TSK’yi huzursuz edeceği, motivasyonu düşüreceği ileri sürülerek FETÖ’nün askeri yapılanmasının araştırılması önlenmektedir.”

Genelkurmay FETÖ’nün elindeydi
Daha ne kadar örnek vereyim?
Sahi, “Paralel yapı, TSK’yi de ele geçirmek istiyor” iddiasında bulunan gazeteciler hakkında suç duyurusunda bulunan general şimdi nerede? Darbeden önce FETÖ mağduru askerleri savunan gazetecileri Karargâh’a çağırarak “bunlara sahip çıkmayın” diye FETÖ’cü adli müşavirle birlikte uyaran da o değil mi?
Görülüyor ki 15 Temmuz akşam saatlerinden çok önce Genelkurmay Karargâhı FETÖ’nün eline geçmişti. Pervasızlık öyle noktadaydı ki, Karargâh’ın tavırları açıkça örgüte destek veren şekildeydi.
Bir 15 Temmuz’u daha idareyi maslahatla, vasat siyasi kavgalarla geçiştirdik.
Yandaş kanallarda yazılan resmi tarihle öğrenebileceklerimizin çoktan sınırına geldik. Aklıyla gören herkes “nasıl” diye soruyor ve bugün olmazsa yarın gerçek bir hesaplaşmanın umudunu diri tutuyor.
Er ya da geç...

Yazarın Son Yazıları

Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025
Teğmenler kararı nasıl değiştirildi

Zaman, anı bir atom yoğunluğunda biriktiriyor. Ne kolay konuşup geçiyoruz. Sanki her yeni olay bir eskisini dibe bastırarak unutturuyor.

Devamını Oku
03.07.2025
Hapiste bebeğini bekleyen Ramazan’ın öyküsü

Çokluğun adaleti yokluğun üzerine kurulmuştur. İBB dosyasında üç tip tutuklu var...

Devamını Oku
30.06.2025
Seve seve değil soya soya büyüyen sistem

Tarih, insan deneyimlerinin toplamından daha fazla bir şeydir.

Devamını Oku
26.06.2025
Fatih Altaylı’nın ‘suyunu ısıtanlar’

İnsan kendi yazgısının kapısını kendisi açıyor. Kimi zulmederek kimi zulümle baş ederek. Bu köşede bugün bambaşka bir hikâye olacaktı. Aslında ben de bambaşka bir yerde yazacaktım.

Devamını Oku
23.06.2025