Arda’nın kafası, Ahmet Kural’ın yumruğu
Barış Terkoğlu
Son Köşe Yazıları

Arda’nın kafası, Ahmet Kural’ın yumruğu

05.11.2018 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Öz ve görüntü aynı olsaydı bilime gerek duymayacaktık.
Arda’nın kafasıyla, Ahmet Kural’ın yumruklarıyla görüntüyü gözümüze sokuyorlar. Biz özü arıyoruz.
Tesadüf mü?
Topçu Arda, popçu Berkay’ın burnunu, Ahmet Kural’ın bir kadının parmağını kırdığı yerde kırdı. Haberleri tarayın, “gizli kalsın”da olaylar hiç bitmiyor.
Yalnız alkolü fazla kaçıran müşteriler mi?
Medyanın “işletme dâhisi” yazdığı patronu Umut Evirgen’in vukuatı biliniyor. Sevgilisiyle fotoğrafını çeken gazetecilerin üzerine silahlı korumaları atlamıştı. “Zengin çocuğu olmamışlığı” denip geçilebilirdi. Ancak bir aile geleneği olduğu anlaşılıyor. Zira “Set Kemal” namıyla bilinen babası ve amcasının, 20 yıl önce karıştığı cinayeti arşivden öğreniyoruz. Konu, otopark işletme kavgası. Karşılarındakiler ise “ekmeğimizle oynadın” diyen Çavak kardeşler. Kemal Evirgen’in silahından çıkan kurşunlarla Çavak’lardan biri ölüyor, ikisi ağır yaralanıyor. Hapisteki “Set Kemal”i ziyaret için Mehmet Ağar da, mafya babaları da sıraya giriyor.
Uzatmayalım...
Bir süredir topçu, popçu, oyuncu saldırılarıyla konuşulan mekânın sahiplerinin de işlerini silahla görmeye alıştığı anlaşılıyor.
Biz mekâna geri dönelim.
Şöyle düşünün, dışarıdan pizzacı. Oturup sipariş verebiliyorsunuz. İçerde bir meşrubat dolabı var. Kapısının ardından başka bir dünya açılıyor. İnsanların kendisini “serbest” hissettiği, “et ete” denebilecek kadar kalabalık gece kulübüyle karşılaşıyorsunuz.
Nasıl hissetmesinler?
Son dönemde sosyete fotoğraflarına dikkat etmiyor musunuz? Masada meze var rakı yok, peynir var şarap yok. “Aman görmesinler” diye bardaklar masa altına iniyor.

İlk kez ABD’de çıktı
İstanbul’da son dönemde artan “pizzacıdan özgürlüğe açılan kapılar” aslında bir Türk buluşu değil, hikâyesi ABD’ye uzanıyor.
1919’dan 1933’e kadar ABD’de içki üretiminin, dağıtımının, satışının yasak olduğunu biliyor muydunuz? Demokrat Başkan Wilson’a rağmen Kongre’nin marifetiydi. Sürpriz değil, muhafazakârlık artıyordu. Yasağın ardından 3 sağcı başkan; Harding, Coolidge ve Hoover, ABD’yi içki yasağıyla yönettiler.
1. Dünya Savaşı’nın ardından zengin ABD ekonomisinin tekellerle parladığı dönemdi. New York’ta inşaat patlaması yaşanıyordu. Arazi rantı arttıkça, çelik taşıyıcılar sağlamlaştıkça, gökdelenler daha da yukarı çıkıyordu.
David Harvey, konut değerindeki artışın 1919-1925 arasında yüzde 400 olduğunu söylüyor.
Alkol yasağı muhafazakârlığın alışıldık sembolü sadece. Size ders kitaplarında dini nedenlerle yapılan sansürlerden mi söz edelim? Darwin’in Evrim Kuramı’nın düşman ilan edilmesinden mi? Yoksa göçmen karşıtı yasalardan mı?
Sanmayın ki insanlar bu dönemi kilisede dua ederek geçirdi. Scott Fitzgerald’ın “Muhteşem Gatsby” romanı bu dönemi anlatır. Romandaki çılgın ev partileri bu dönemin özelliğiydi. Bir ayrıntı dahavar. Ön tarafı pizzacı arka tarafı alkollü eğlence mekânları da (speakeasy) işte bu alkol yasağına bulunmuş çözümdü.
Kimi “caz çağı” diyor. Klasiklerin yerini cazın aldığı, ardı ardına açılan AVM’lerde bile cazın çaldığı yıllardı. Kimileri de “kayıp kuşak” adını veriyor. Hüzünlü “John’s Brown’s body” müziği yerini eğlenceli “Mr. Zip Zip Zip” şarkısına bırakıyordu. İçkinin su gibi aktığı, sabahlara kadar süren şatafatlı partilerde, hayatı hiç yaşamamış gibi yaşayan bir kuşak, anlamsızlık içinde kayboluyordu.

Alkol yasağıyla mafya patlaması
Alkol yasaklanınca suç da bitecek sanılırken tersi oldu. Amerikan filmlerinden tanıdığınız mafya ailelerinin bu dönemde palazlanması tesadüf değil. Yeraltına çekilen eğlence dünyasının hâkimi, Al Capone’dan Şanslı Luciano’ya, çete reisleriydi. “Gizli kalsın” mekânlarını işletmekle kalmıyorlar, içki kaçakçılığını ve üretimini yapıyorlardı. Sokaklarda çatışmalar, dükkânlarda kavgalar bir klasikti.
Son veren 1929’daki büyük kriz oldu. Sovyetler Birliği sosyalist kalkınmayla yoluna devam ediyordu. 1933 yılında ABD Başkanı olan Roosevelt ise devletin müdahaleci olduğu, kamu harcamaları ve ücretlerin yükseldiği bir kapitalist programı uyguladı. Altyapı yatırımları ve üretim arttı, gökdelen inşaatları da mafya da azaldı. Dükkân arkasındaki partilerin yerini, açık ve dürüst salon eğlenceleri aldı.
Şimdi, biz yine bir kriz döneminde, muhafazakârlığı ve pizza dükkânları ardında “gizli kalsın” skandallarını konuşuyoruz. Sonradan görme sosyetenin, mafya kucağında eğlenirken işlediği günahları okuyoruz. Gökdelenlerin Cumhurbaşkanı ise “ülküm yükselmek ileri gitmektir” diyen 1930’lar ile hâlâ kavga ediyor.
Ben ise her şeyi Muhteşem Gatsby’nin sonuyla okuyorum:
Bizler akıntıya karşı kürek çekip sularla boğuşurken aslında durmaksızın geriye, yani geçmişe doğru gidiyoruz.” 

Yazarın Son Yazıları

Yaşamından renkleri çalınan kadın

Koca çınardan nimetini esirgeyen toprak yokluğunu önce çimende gösterir

Devamını Oku
20.11.2025
38 çocuğun duyulmayan çığlığı

Adalet davası uzaktaki bir çığlığı duymakla başlar.

Devamını Oku
17.11.2025
CHP’yi ‘gayrımeşrulaştırma’ operasyonu

Doğa insana kendi sınırlarını çizeceği imkanı sunarken cömerttir.

Devamını Oku
13.11.2025
Eğitimsiz okullar bakanlığı

İnsan ancak eğitilirse özgür olur.

Devamını Oku
10.11.2025
Aman çocuklar duymasın!

Bakmayın gazetecilik yaptığıma.

Devamını Oku
06.11.2025
‘Pardon’ diyen karar

Bir kez olursa hata, iki kez olursa yanlış, tekrar olursa kasıt denir.

Devamını Oku
03.11.2025
Bakanlıktaki ‘koruma kalkanı’

Çoğu zaman sözün çıktığı yere bakarız.

Devamını Oku
30.10.2025
Aranan casus sonunda bulundu!

O kadar çok söz söyleriz ki bazen gerçek kalabalıkta kaybolur.

Devamını Oku
27.10.2025
Boğaziçi’ni nasıl çökerttiler?

Kime söylendiği belirsizse en ağır sözler bile havada kalır. En son Yargıtay başkanı konuştu.

Devamını Oku
23.10.2025
‘PKK yasası’na neden karşıyım

Kapıyı açan anahtar değil, kilidinin bilgisidir.

Devamını Oku
20.10.2025
Öcalan serbest bırakılacak mı

Sözcükler her zaman anlatmak için kullanılmaz.

Devamını Oku
16.10.2025
Apo ve Bahçeli’nin susturduğu asker

Çıkarlar suç ortaklıklarının kaynağıdır.

Devamını Oku
13.10.2025
‘Fatihli Müslümanlar’ rahatsız

“Bizi cehennemle korkutuyorlar ki dünyada onlara boyun eğelim.”

Devamını Oku
09.10.2025
Çocuk tecavüzünde çocuğu yargılayanlar

Çelişki dünyanın kendisinde sanırız, oysa ona sebep olan da insandır.

Devamını Oku
06.10.2025
Tarihin arka duruşması

Eğip bükersin, sarar paketlersin. Her şeye rağmen gerçek olduğu yerde durmaya devam eder.

Devamını Oku
02.10.2025
İŞKUR’u bile soydular

Kapı içeriden açıldı mı soygun normalleşir.

Devamını Oku
29.09.2025
‘Size miras kaldı’ sürprizinden çıkan örgüt

Koca ağaca bakıp dalındaki eksiği görüyorsan haksız değilsin.

Devamını Oku
25.09.2025
İçeridekilerin aileleri neler yaşıyor

Kendi gülünün dikenini çıkarmak kolaydır. Başkalarının acılarını anlamak ise uğraş ister.

Devamını Oku
22.09.2025
Netanyahu’nun Erdoğan’a salladığı parmak

Tek kişide hastalık dedikleri, milyonlarda ideoloji oluyor.

Devamını Oku
18.09.2025
Dananın kuyruğu kopacak derken...

Siz bu yazıyı okurken belki bütün kelimeleri eskimiş olacak.

Devamını Oku
15.09.2025
Erdoğan’ın CHP planı

Sen ardına dönüp bakmazken geçmiş bir gölge gibi seninle birlikte yürüyor.

Devamını Oku
11.09.2025
İBB operasyonunu başlatan AKP’li

Adli yıl açılışında İstanbul cumhuriyet başsavcısı gazetecilerle buluştu. İlginç bir ifade kullandı: “İBB operasyonunu ilk öğrenen kişi Murat Kapki oldu. Nasıl olduğunu bilmiyoruz. O, malları kaçırmaya başlayınca biz de harekete geçtik.”

Devamını Oku
08.09.2025
‘Terörsüz Türkiye’nin kabağı

Dünya değişiyor ama senin çektiğin çile hep aynı kalıyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Başörtüsünü çıkaran Fethullahçı

İnsanın çektiği çilelerin sonucu tecrübeleridir.

Devamını Oku
01.09.2025
Topuk kırıldıktan sonra

O çok bildiğimiz gerçekleri her şey görünür olduktan sonra anlatmayı ne kadar çok severiz.

Devamını Oku
14.08.2025
TikTokçu hacı paşa devri

Yükselme kuralını kaybedince yukarıyla aşağı bir olur.

Devamını Oku
11.08.2025
Erdoğan’ın kimliği bile satılık

Hırsızın peşinden koşuyoruz da ya içeride kapıyı açan varsa?

Devamını Oku
07.08.2025
Şehit askerlerin tahlilleri ne söylüyor

Milletler yaşamdan öğrendikçe gelişir. Çöküş dönemlerinde ise ancak ölüm öğreticidir.

Devamını Oku
04.08.2025
Askerler kayıp 5 milyarın peşinde

Sana verirken yokluğu gösterenler, senin olan varlığı harcarken har vuruyor harman savuruyor.

Devamını Oku
31.07.2025
Koca savcılığın dokunmadığı patronlar

Dünya, Sezen Aksu şarkısındaki gibi: Masum değiliz, hiçbirimiz.

Devamını Oku
28.07.2025
Zengin itirafçı olur kurtulur olan garibana olur

Bazen fısıltıyı duyuyorsun. Bazen de çığlığı duyma istiyorlar.

Devamını Oku
24.07.2025
Davutoğlu partisindeki istifalara ne dedi?

Aslında benim sorum yeni çıkan o kitapla ilgiliydi...

Devamını Oku
21.07.2025
Öcalan, Ramazan, Altaylı

Memlekette “süreç bayramı” var. Gelgelelim “hukuk ve özgürlük bayramı” yok.

Devamını Oku
17.07.2025
Domates, biber, patlıcan!

“Demokrat adam”, “demokrat bulmadığı” adama “Ya demokrat ol ya döverim” demiş.

Devamını Oku
14.07.2025
Herkesi başka tartan kantar

Aynı kantar seni başka onu başka tartıyor...

Devamını Oku
10.07.2025
Söyleyin Timur haksız mı? 

Kimin haklı olduğunu söz belirler sanırsın, oysa hak çoğu zaman güç ile dağıtılır. Size bu satırları gazeteci arkadaşım Timur Soykan hakkındaki mahkeme kararını beklerken yazıyorum. 

Devamını Oku
07.07.2025
Teğmenler kararı nasıl değiştirildi

Zaman, anı bir atom yoğunluğunda biriktiriyor. Ne kolay konuşup geçiyoruz. Sanki her yeni olay bir eskisini dibe bastırarak unutturuyor.

Devamını Oku
03.07.2025
Hapiste bebeğini bekleyen Ramazan’ın öyküsü

Çokluğun adaleti yokluğun üzerine kurulmuştur. İBB dosyasında üç tip tutuklu var...

Devamını Oku
30.06.2025
Seve seve değil soya soya büyüyen sistem

Tarih, insan deneyimlerinin toplamından daha fazla bir şeydir.

Devamını Oku
26.06.2025
Fatih Altaylı’nın ‘suyunu ısıtanlar’

İnsan kendi yazgısının kapısını kendisi açıyor. Kimi zulmederek kimi zulümle baş ederek. Bu köşede bugün bambaşka bir hikâye olacaktı. Aslında ben de bambaşka bir yerde yazacaktım.

Devamını Oku
23.06.2025