Barış Pehlivan
Barış Pehlivan baris.pehlivan@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kriptolar neler diyor?

18 Ekim 2023 Çarşamba

Maltepe Cezaevi’ndeki koğuşumda küçük bir televizyon var. Koğuş arkadaşlarım haberleri seyrederken soruyor;

“Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri hakkında ne düşünüyorsun?”

Bildiklerimi anlatıyorum. Aklıma İsrail’in ilk Başbakanı Ben Gurion’un bir sözü geliyor; “Türkler bize, herkesin önünde nikâh kıydıkları eşleri gibi davranmak yerine, hep bir metrese davranır gibi davrandılar.”

Bu sözü Wikileaks’ın yıllar önce yayımladığı ABD kriptolarında okumuştum. Artık sır olmayan o yazışmalara yeniden bakıyorum. AKP’nin İsrail ile kontrollü bir gerilim siyaseti izlemesinin izlerini görüyorum.

Hatırlayanlar vardır; Türk Hava Kuvvetleri, 12 Ekim 2009’da düzenlediği Anadolu Kartalı tatbikatına İsrail’in katılmasını son anda iptal etti. Aynı süreçte TRT’de yayımlanan “Ayrılık” adlı dizide de İsrail askerlerinin Filistin’de yaptığı saldırılar gündeme geldi. İsrail’in bu yaşananlara tepki göstermesine Başbakan Erdoğan’ın yanıtı ise şu olacaktı: “Türk halkının hassasiyetlerini ve diplomatik hassasiyetleri göz önünde bulundurduk.”

RİSK UYARISI

İşte o gerilim, 16 Kasım 2009 tarihli ABD’nin Tel Aviv Büyükelçiliği’nden gönderilen kriptoların içeriğine de yansıyacaktı. İsrailli yetkililerin ABD’li diplomatlara yaptığı tespit dikkat çekiciydi: “Türkiye ile stratejik ilişkilerin önemine inançlarını belirten yetkililer, Erdoğan’ın görüşlerinin günden günde orduyu daha fazla etkisi altına aldığını ve Türkiye’nin Batı’dan çok Doğu’ya bakmasının ilişkilerin bozulmasının bir nedeni olduğunu söyledi.”

Aynı belgede ABD’li Müsteşar Yardımcısı Vershbow’un Türk dış politikasında İsrail parametresine ilişkin yaptığı analiz de çarpıcıydı: Vershbow, Türkiye’nin bölgede etkili olmak istediğini ve eğer İsrail’le ilişkilerini tehlikeye atarsa konumu ile tarafsız arabulucu olarak etkinliğini de riske sokacağını belirtti. Erdoğan’ın ideolojik görüşlerinin Türkiye’nin Müslüman komşularına odaklanmasına neden olabileceğini de belirten Vershbow, başbakanın bir realist olduğunu dolayısıyla ABD ya da NATO ile ilişkileri riske atmayacağını ifade etti.

ERDOĞAN’IN EKİBİNİN PERDE ARKASI

Dikkat çekici kriptolardan biri de 26 Ocak 2010 tarihini taşıyordu. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden gönderilen belgede yine Türkiye-İsrail ilişkileri ele alınıyordu. Belgeye göre o dönemki Türk Dışişleri ve Genelkurmay Başkanlığı, İsrail konusunda Erdoğan’dan farklı düşünüyordu:

“Her ne kadar Türk Dışişleri ve Genelkurmayı Türkiye-İsrail ilişkilerinin bölgenin istikrarı için vazgeçilmez bir unsur olduğu hakkında bizimle hemfikir olsa da Başbakan Erdoğan, İsrail’e ve 2008 tarihli Gazze operasyonuna karşı popülist bir retorik üzerinden ülkesindeki popülaritesini artırmaya çalışmaktadır. Davos çıkışı, 2009 sonbaharındaki Anadolu tatbikatına İsrail’in katılımının son anda iptal edilmesi, bu retoriğin dikkat çeken en önemli örneğiydi. Erdoğan’ın ekibi ve biz, bu durumu dizginleme çabası içindeyiz.”

Evet, ABD ve İsrail elçilerinin, Erdoğan’ın açıklamalarının iç politikaya dönük retorikler olduğu konusunda fikir birliği yapması önemliydi. Daha çarpıcı olan ise Türk Dışişleri ve Erdoğan’ın ekibinin Erdoğan’ı dizginlemeye çalışması, İsrail’e ondan farklı mesajlar vermesiydi.

MART SEÇİMLERİ GEÇSİN

Türkiye’nin İsrail’e karşı gelgitli yaklaşımına dair ilginç satırlar 2 Şubat 2007 tarihli kriptoda da vardı. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı Janice Weiner’ın kaleme aldığı belgede, İsrail Büyükelçiliği başmüsteşarı ile yapılan görüşme notları yer alıyordu:

“Bize, İsrail’in ilişkinin bu yönünü kabullendiğini ve bunun ne anlama geldiğini gördüğünü söyledi: Türk siyasetçileri içerideki izleyicilere oynuyorlar. Onlar bağırıp çağırıyor ve biz de onları affetmeyi tercih edip yaptıklarını görmezden geliyoruz. Önemli olan, bu ilişkiyi elimizden geldiğince iyi bir şekilde sürdürebilmek.”

Bu kanıksama hali, 16 Ocak 2008 tarihinde ABD Ankara Büyükelçiliği Siyasi Müsteşarı Daniel O’Grady’nin kaleme aldığı belgeye de yansıyor. Grady, Erdoğan’ın AKP hükümetinin Ortadoğu’daki arabuluculuk rolü ve ABD Kongresi’nde “Ermeni Soykırım Tasarısı”nın engellenmesi için de İsrail’e ihtiyacının farkında olduğunu söylüyor. Tesadüfe bakın ki... Müsteşar, Erdoğan’ın İsrail karşıtlığının yükselmesini yine mart ayında gerçekleşecek yerel seçim atmosferine bağlıyor: “Hele bir kriz durulsun ve mart seçimleri geçsin, Türk hükümeti zararı tamir için harekete geçer.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları