Barış Pehlivan
Barış Pehlivan baris.pehlivan@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kötü haberi veriyorum

26 Ekim 2022 Çarşamba

“Televizyon kapatmaksa kapatacaklar, gerçeği söyleyenleri susturacaklar.” 

Maalesef duyduklarımın teyidi gibiydi bu sözler. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yedi ay içinde çok çalışacağız” diye işaret ettiği sürede olacakların özetiydi. Çünkü sandığın geliş yolunu kimse bilmesin isteniyordu. 

Bildiğimiz bir şey var; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) TELE1’e üç gün ekran karartma cezası verdi. Peki, bunun vebali bir yana, devamı olur mu? Yani TELE1 tamamen kapatılır mı? Keşke yanılsam ama böyle bir plan devreye sokulmuş durumda.  

Ankara Kitap Fuarı’na gitmişken İlhan Taşcı’nın da kapısını çaldım geçen hafta. RTÜK’ün CHP kontenjanından üyesi Taşcı’ya açık açık sordum: “TELE1 seçim öncesi kapatılacak mı?” 

Şunları not ettim söylediklerinden: 

“Mümkün değil, diyebilmeyi çok isterdim. Ancak bugüne kadar verilen kararlara bakınca, bunu deme olanağımız yok. İki nedenden dolayı... Bir; RTÜK’ün son dönemde TELE1’e dönük giderek agresifleşen kararları. Keza en son verilen üç günlük ekran karartma cezası bunun bir işaret fişeğidir... İkincisi ise önümüzde Türkiye’nin geleceğinin ve Cumhuriyet değerlerinin oylanacağı bir seçim var. Saray ile iktidar; RTÜK, BİK gibi kurumlar aracılığıyla eleştirel medyada bugüne kadar olduğundan çok daha büyük sessizliği ve suskunluğu özellikle bu seçim sürecinde hedefliyor. 

Seçime gidilen bu süreçte, iktidar bir yandan her geçen gün yitirdiği gücünü yeniden kazanabilmek için gerçeklikten kopuk algıları yaymaya çalışacak. Öte yandan da... Başta ana muhalefet partisi CHP olmak üzere, muhalefet partilerinin çöken ekonomiden dış politikaya kadar pek çok konudaki çözüm önerilerinin halk tarafından duyulmasını istemeyecek. Muhalefetin sesinin toplum tarafından duyulmaması yani bilinmemesi için ekran karartmaksa karartacaklar, televizyon kapatmaksa kapatacaklar, gerçekleri söyleyenleri susturacaklar. Benim kaygım bu...  

Çünkü devlet olanaklarıyla fonlanan ve beslenen medyanın, toplumda karşılığının yani inandırıcılığının olmadığını en iyi iktidar biliyor.”  

RTÜK üyesi Taşcı’ya “Peki, Türkiye’nin soluğu olan yayın organları kapatılmak üzereyken siz ne yapıyorsunuz” diye sordum. Şu yanıtı aldım: 

“Anayasal güvence altında olması gereken ifade ve basın özgürlüğü için mücadele ediyorum. Tek sesli bir rejim yerine çok sesli bir demokraside halkın bütün tarafları duyabildiği özgür bir Türkiye için var gücümle savaşım veriyorum.” 

YANARDAĞ: ‘İKİ ELİMİZ YAKALARINDA OLACAK’

Olması planlanan bu kötü habere dair TELE1 cephesinin görüşlerini de merak ettim. Kanalın Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ı aradım. Ona da “TELE1’i sürekli olarak karartmalarını bekliyor musunuz” diye sordum. Yanardağ hem öfkeli hem de kararlı bir tonla şunları söyledi: 

“Evet, yapıp yapamayacakları ayrı bir bahis ama niyetleri lisansı iptal etmek... Öyle anlaşılıyor. Çünkü RTÜK, iktidarın bir baskı ve sansür aygıtı gibi çalışıyor. İşlevi bu. Özel bir kin ve düşmanlıkla hareket edildiğini görüyoruz. Özellikle kurum başkanı Ebubekir Şahin, TELE1’e karşı özel ve kişiselleştirilmiş bir düşmanlık içinde. Onu, olan bitenden her zaman sorumlu tutacağız. Göreceğiz nasıl davranacağını. İktidardan, AKP’den talimat aldıklarını düşünüyorum. Bu suçtur.

Kendilerini mahkeme yerine koyarak anayasal bir suç işliyorlar. Kaynağını anayasadan almayan bir yetki kullanıyorlar. Hukuk önünde bunun hesabını soracağız. Hakkımızı yedirmeyeceğiz. İki elimiz yakalarında olacak. Bu bilinsin.”

Merdan Yanardağ “ancak” dedi ve ekledi:  

“TELE1’i kapatıp kapatamayacakları biraz da toplumsal ve demokratik tepkiye bağlı. Mücadele edeceğiz. Bu nedenle hangi eğilimde olursa olsunlar, bütün demokratik güçleri, kuruluşları, çevreleri, özetle hak ve özgürlüklerden yana olan herkesi bu karartma ve kapatma girişimine karşı koymaya, TELE1 ile dayanışmaya çağırıyorum. 

Zira TELE1’i kapatmak Türkiye’yi karartmak demektir. Arkasından diğer bağımsız kanallar, yani Halk TV, KRT gibi medya kuruluşları gelecektir. Amaçları, o karanlıkta bir iş çevirmek, seçmen iradesini bir kez daha çalmaya çalışmaktır. Çünkü TELE1’in ve bağımsız medya kuruluşlarının olduğu bir ortamda bunu yapamayacaklarını geçen yerel seçimlerde gördüler.”  

Sahi, 20 yılda neler öğrendik... 

O kadarını da yapamazlar, denilen çok şeyi izledi gözlerimiz. Artık burada dururlar, demekle kaç kez yanıldı dillerimiz. Dört bir yandan gelen çığlık biter sandı kulaklarımız. 

Şimdi bu son imtihanımız olsun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları