Barış Doster

Türkiye - Mısır yakınlaşması, İsrail ve Suudi Arabistan

10 Mart 2021 Çarşamba

Dış politikada son günlerde Türkiye ve Mısır arasındaki yumuşama dikkat çekiyor. Karşılıklı mesajlar olumlu. Türkiye; bu konuda gecikse de sebebi ne olursa olsun, Ankara ile Kahire arasında temas kurulması önemli. Bu adım Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki yalnızlığını bir ölçüde kırar, deniz yetki alanlarının paylaşımında elini güçlendirir. Libya’dan sonra Mısır’la atılan adımların devamının gelmesi, Suriye’yle ilişkilerin normalleşmesi, bölge merkezli dış politika izlenmesi için daha çok hamle yapılmalıdır.  

Akla hemen şu sorular geliyor: Türkiye - Mısır ilişkilerinin seyrini izleyen ülkelerin tavrı ne olacak? İsrail, İran, Körfez ülkeleri nasıl tutum alacaklar? Suudi Arabistan’ın öncülük ettiği Körfez ülkelerinin tavrı önemli. Arap dünyası üzerinde büyük ağırlığı olan Mısır, Suudi Arabistan’dan destek görüyor. İsrail ve ABD ile ilişkileri iyi. İran’la gerilimi daha da artıracak adımlardan kaçınıyor. Güçlü bir ordusu var. Doğu Akdeniz’de Türkiye karşıtı cephe içinde aktif. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’yle (GKRY) son yıllarda yaptığı anlaşmalar biliniyor. Rusya’yla ilişkileri dengeli.  

Türkiye - Suudi Arabistan ilişkileri ise son yıllarda hayli sorunlu. Türkiye’nin Katar’la güçlü ilişkileri ve bu ülkedeki üssü; Suudi Arabistan’ın sözünden çıkmayan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Türkiye karşıtı tutumu ve PKK - PYD - YPG, FETÖ terör örgütlerine verdiği destek; Cemal Kaşıkçı cinayetinin Türkiye - Suudi Arabistan ilişkilerinde yarattığı gerilim; Suudi Arabistan’ın Türk mallarına uyguladığı boykot; Yunanistan - GKRY ikilisine Suudi Arabistan’ın verdiği destek, ilk akla gelen sorunlar. Liste daha da uzun... 

ARAP-İSRAİL YAKINLAŞMASI VE ABD 

Mısır ile Türkiye arasındaki yumuşama, son aylarda İsrail’le ilişkilerini normalleştirme adımları atan Arap ülkelerinin izlediği dış politikayla birlikte değerlendirilmeli. Çünkü ABD’nin; İran’ı kuşatmak, etkisini azaltmak için, Arap - İsrail ilişkilerini normalleştirmesi yetmez. Bu cepheye mutlaka Türkiye’yi de katmak ister. Mısır’la ilişkilerini normalleştiren Türkiye’nin, İsrail’le de ilişkilerini düzeltmesini talep eder. Bu talebi de karşılık bulur. Zira ABD’yle ilişkileri bir an önce rayına oturtmak isteyen Türkiye; İsrail’le normalleşmeyi, diğer gerekçeleri yanında, bu açıdan da arzular. Bu adımları atarken de İsrail’in bölgedeki etkisine, ABD nezdindeki önemine, ABD’deki Yahudi lobisinin gücüne, Türkiye - İsrail arasındaki ticarete, Doğu Akdeniz’deki gelişmelere dikkat çeker.  

Ankara; Türkiye - İsrail ilişkilerini, Arap dünyasının ipoteğinden kurtarmalı mıdır? Evet. Arap dünyasının, Müslüman ülkelerin, İsrail’le yaşanan sorunlarda Türkiye’den beklentileri yüksek olduğu halde, aynı tavrı kendileri göstermekte midir? Hayır. İsrail söz konusu olunca; iç siyasette, kamuoyu önünde çok sert konuşanlar; ikili görüşmelerde, kapalı kapılar ardında, sözlerini hayli yumuşatmakta, muhataplarına sıcak mesajlar vermekte midir? Evet. Azerbaycan ve KKTC söz konusu olduğunda Arapların tavrı olumlu mudur? Hayır.  

Sözün özü, Amerikancılık, Arapçılık, İhvancılık, mezhepçilik, etnikçilik, NATO’culuk çare değildir. Türkiye; dış politikasını, Ankara merkezli bir yaklaşımla saptamalı ve uygulamalıdır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları